Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2007/17931 Esas 2008/760 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
2. Hukuk Dairesi
Esas No: 2007/17931
Karar No: 2008/760

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2007/17931 Esas 2008/760 Karar Sayılı İlamı

2. Hukuk Dairesi         2007/17931 E.  ,  2008/760 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Şereflikoçhisar 2. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
    TARİHİ :1.5.2007
    NUMARASI :Esas no:2006/178 Karar no:2007/100


    Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
    1-#Dosyadaki yazılara ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına göre sair temyiz itirazları yersizdir.
    2-Karar yoksulluk nafakasının azlığı nedeniyle bozulmuş ve mahkemece bozmaya uyulmuştur. Buna rağmen dava tarihinden itibaren 200 YTL. tedbir nafakasına hükmedilmesi doğru değildir.
    3-Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 388/5. maddesi hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin istek sonuçlarından her biri hakkında verilen hükümle taraflara yükletilen borç ve tanınan hakların mümkünse sıra numarası altında birer birer , açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesini emredici kural olarak getirmiştir. Gerekçeli kararında kısa karara uygun düzenlenmesi zorunludur. (HUMK.md.381/2) Kısa kararda faize hükmedilmediği halde gerekçeli kararda faize hükmedilmesi doğru bulunmamıştır.
    SONUÇ: Hükmün 2 ve 3. bentte gösterilen nedenle BOZULMASINA, l. bentte gösterilen nedenle ONANMASINA, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine,iş bu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oyçokluğuyla karar verildi.04.02.2008 pzt.
    KARŞI OY YAZISI
    Kısa karar ile gerekçeli karar arasında * faiz konusunda çelişki yaratılmıştır.
    Çekişme nedir?;
    Değerli çoğunluğun kısa karar ile gerekçeli karar çelişkisine rağmen işin esasının diğer yönlerden incelenebileceğine yönelik düşüncesine katılmıyorum. Dairemin formüle edilmiş ilke kararına göre: “...Hukuk Usulü Muhakemeleri Yasasının 38l/2 maddesi uyarınca kararın tefhimi en az 388.maddede belirtilen hüküm sonucunun duruşma tutanağına geçirilerek okunması suretiyle olur. Bu durumda gerekçeli kararın, tefhim edilen karar yanlış da olsa, buna uygun düzenlenmesi gerekmektedir. Yanlışlık ancak temyiz yoluna başvurulması ve kararın bozulması halinde düzeltilebilir. Tefhim edilen kararla gerekçeli kararda aykırılık diğer yönler incelenmeden tek başına bozma sebebi olur. O halde mahkemece yapılacak iş, l0.4.l992 tarihli 7/4 sayılı içtihadı birleştirme kararı gözetilerek yeniden karar oluşturmaktan ibarettir.” Dikkat edilecek olursa Dairemin formüle edilmiş ilke kararına göre tefhim edilen kararla gerekçeli kararda aykırılık diğer yönler incelenmeden ve tek başına bozma sebebi olur. Kaldı ki kısa kararla gerekçeli kararın çelişik olması mutlak bir bozma sebebi sayılır. (l0.4.l992 tarihli 7/4 sayılı içtihadı birleştirme kararı gerekçesi) l0.4.l992 tarihli 7/4 sayılı içtihadı birleştirme kararına göre sonradan yazılan gerekçeli kararın kısa karara uygun olması görüşü konusunda oybirliği vardır. İçtihadı birleştirme kararına göre yerel mahkeme önceki kısa kararla bağlı olmaksızın çelişkiyi kaldırmak suretiyle vicdani kanaatine göre karar verebilir. Öyle ki hâkim çelişkiyi gidererek davayı görev yönünden ya da hak düşürücü süreden de reddedebilir.
    “Kısa karar ile gerekçeli kararda hükmün herhangi bir bölümü ile ilgili olarak çelişki yaratılması sonucu bozulması, hüküm maddelerinin tümünü ortadan kaldırır. Yeniden verilecek kararda, tüm istekler hakkında yeniden ayrı ayrı karar verilmesini gerektirir. Açıklanan yasal nedenlerle yok hükmünde olan önceki kararın temyiz edilmeyen bölümlerinin kesinleştiğine ilişkin görüş anılan inançları birleştirme kararına aykırıdır.” (Y2HD, 28.4.1999, 1986-4284) Çelişik kararın gerek tamamının gerekse bir bölümünün temyiz incelenmesine konu yapılması bu sebeple olanaksızdır. O halde mahkemece yapılacak iş, l0.4.l992 tarihli 7/4 sayılı içtihadı birleştirme kararı gözetilerek yeniden karar oluşturmaktan ibaret olduğundan değerli çoğunluğun farklı görüşüne katılmıyorum.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.