Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
- K A R A R -
Davacı vekili; davalı tarafa zorunlu mali sorumluluk sigortası ile sigortalı araç sürücüsünün kaza yapması neticesinde araçta yolcu olan müvekkilinin yaralandığını ve malul olduğunu açıklayıp fazlaya dair haklarını saklı tutarak 6.500,00 TL"nin tahsilini talep etmiş, talebini ıslah dilekçesiyle 57.500,00 TL olarak arttırmıştır. Davalı vekili, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre davanın kısmen kabulü ile, 50.000,00 TL"nin tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı vekilince temyiz edilmiştir. 1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine, karar vermek gerekmiştir. 2-Dava trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir. Böyle bir davada iş göremezlik tazminatının belirlenebilmesi için zarar görenin son gelir durumunun net olarak belirlenmesi gerekir. Davacı vekili müvekkilinin inşaat ustası olarak çalıştığını belirtmiştir. Kolluk tarafından yapılan ekonomik ve sosyal duruma ilişkin araştırmada, inşaat ustası olan davacının iş buldukça, genelde yazın çalıştığı belirtilmiştir. Buna göre aktüerya uzmanı hesap bilirkişisinin raporunda davacının aylık net geliri, net asgari ücret tutarının 2.46 katı olan 1.250,00 TL olarak kabul edilerek buna göre hesaplama yapılmıştır. İnşaat ustası olarak çalıştığı iddia edilen davacının gelirinin ispatına yönelik yazılı delil sunulmamış ve tanık da dinletilmemiştir. Zabıta araştırmasının da hangi kaynağa dayandığı anlaşılamamaktadır. O halde, geliri ispatlanamayan davacının elde edebileceği gelirin ilgili meslek odasından, son çalıştığı iş yerinden araştırılması, ayrıca o bölgede inşaat ustalarının ne kadar süre ve ne kadar ücretle çalıştığı, davacının yılın hangi zamanlarında çalıştığı araştırılarak hesaplama yapılması gerekirken herhangi bir emsal ücret araştırması yapılmaksızın soyut ve denetime elverişli olmayan beyana göre hesaplama yapılmış olması doğru olmayıp, bozma sebebidir. 3- Mahkemece davacının yaralanması nedeniyle geçici ve sürekli işgücü kaybı nedeniyle aktüerya hesabı yapılması için hukukçu tarafından düzenlenen bilirkişi raporunda davacının emeklilik dönemi içinde aktif dönemdeki geliri oranında gelir elde edileceği belirlenerek hesaplama yapılmış ise de yapılan hesaplama Yargıtay uygulamalarına uygun değildir. Davacının sürekli işgücü kaybı nedeniyle tazminat hesabı yapılırken Yargıtay uygulamalarına göre aktif dönem olan çalışma döneminde geliri belirlenip, emeklilik dönemi olan 60 yaş sonrasında asgari ücret tutarında gelir elde edeceği kabul edilerek hesaplama yapılması gerekirken yetersiz rapora göre karar verilmiş olması doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile 2 ve 3 nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 05.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.