10. Hukuk Dairesi Esas No: 2014/22234 Karar No: 2015/17649 Karar Tarihi: 26.10.2015
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2014/22234 Esas 2015/17649 Karar Sayılı İlamı
10. Hukuk Dairesi 2014/22234 E. , 2015/17649 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi : İş Mahkemesi Dava, haczin kaldırılması istemine ilişkindir. Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde davanın reddine karar vermiştir. Hükmün, davacı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. Davalı Kurum tarafından davacının yönetim kurulu üyesi olduğu bildirilen dava dışı anonim şirketin prim borcu nedeniyle başlatılan icra takibinden dolayı davacının ..."dan aldığı yaşlılık aylıklarına konulan haczin kaldırılması talep edilmiş, mahkemece, yazılı gerekçelerle davanın reddine karar verilmiştir. Dava konusu haczin dayanağını oluşturan ödeme emri; 1998/537 dosyaya ilişkin olup 97/2-98/1 ayları arasına ait prim borcunu ihtiva etmektedir. Davacının prim borcundan dolayı, yaşlılık aylıklarından cebren tahsile geçmeden önce, 6183 sayılı Kanunun 55. maddesi hükmünde öngörülen bilgilerin tümünü içeren bir ödemeye çağrı yazısının, “ödeme emri” nin, tebliğ edilmesi yasal zorunluluktur. Bir başka ifade ile kamu alacağı için davacı hakkında bir “ödeme emri” çıkarılmadan haciz uygulanması ve diğer cebren tahsil yollarına başvurulması Kanuna aykırıdır. Bu nedenle öncelikle yapılacak iş, davacının yaşlılık aylıklarına konulan haczin dayanağı olan takip dosyalarından gönderilmiş ödeme emrinin bulunup bulunmadığı araştırılmalı, ödeme emri tebliğ edilmemiş ise, davacı hakkında kesinleşmiş bir takip bulunmadığından yapılan haciz işleminin yasal dayanağı bulunmadığından, haciz işleminin iptalinin yerinde olacağı açıktır. Yukarıdaki açıklamalar ışığı altında inceleme konusu dava değerlendirildiğinde, davacının temyiz dilekçesi ekinde sunduğu ödeme emri irdelendiğinde, davacı adına bizzat düzenlenmiş ödeme emri bulunmadığı, Kurum tarafından gelen ödeme emrinde ise el yazısı ile davacının ad-soyadının yazılı olduğu görülmüştür. Bu haliyle davacı adına düzenlenmiş ususlüne uygun bir ödeme bulunmadığı dolaysıyla davacı hakkında hakkında bir takip bulunmadığı gözetilerek hacizlerin iptaline karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir. O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 26.10.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.