Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2015/12533 Esas 2015/17646 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/12533
Karar No: 2015/17646
Karar Tarihi: 26.10.2015

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2015/12533 Esas 2015/17646 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2015/12533 E.  ,  2015/17646 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi : Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
    Dava, emekli maaşına konulan haczin kaldırılması istemine ilişkindir.
    Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde davanın kısmen kabulüne karar vermiştir.
    Hükmün, davalı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    Davalı Kurum tarafından davacının temsil ve ilzama yetkili kişisi olduğu bildirilen dava dışı anonim şirketin prim borcu nedeniyle başlatılan icra takibinden dolayı davacının SSK"dan aldığı yaşlılık aylıklarına konulan haczin kaldırılması talep edilmiş, mahkemece, yazılı gerekçelerle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Dava konusu haciz bildirisinin 2006/13148 icra takip nolu dosyaya ilişkin olduğu 172.000,00 TL prim borcunu içerdiği, haczin dayanağını oluşturan takip dosyalarının Kurum"dan istendiği, bu ödeme emirlerinin tamamının şirket hakkında düzenlendiği çoğunun hem davacıya hem de şirkete tebliğ olduğu anlaşılmaktadır.
    Davacının prim borcundan dolayı, yaşlılık aylıklarından cebren tahsile geçmeden önce, 6183 sayılı Kanunun 55. Maddesi hükmünde öngörülen bilgilerin tümünü içeren bir ödemeye çağrı yazısının, “ödeme emri” nin, tebliğ edilmesi yasal zorunluluktur. Bir başka ifade ile kamu alacağı için davacı hakkında bir “ödeme emri” çıkarılmadan haciz uygulanması ve diğer cebren tahsil yollarına başvurulması Kanuna aykırıdır. Bu nedenle öncelikle yapılacak iş, davacının yaşlılık aylıklarına konulan haczin dayanağı olan takip dosyalarından gönderilmiş ödeme emrinin bulunup bulunmadığı araştırılmalı, ödeme emri tebliğ edilmemiş ise, davacı hakkında kesinleşmiş bir takip bulunmadığından yapılan haciz işleminin yasal dayanağı bulunmadığından, haciz işleminin iptalinin yerinde olacağı açıktır.
    Yukarıdaki açıklamalar ışığı altında inceleme konusu dava değerlendirildiğinde, davacı adına bizzat düzenlenmiş ödeme emri bulunmadığı, tüm ödeme emirlerinin dava dışı şirket hakkında düzenlendiği anlaşılmıştır. Bu
    haliyle davacı adına düzenlenmiş usulüne uygun bir ödeme bulunmadığı dolaysıyla davacı hakkında bir takip bulunmadığı gözetilerek haczin iptaline karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
    O hâlde, davalı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 26.10.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.