Esas No: 2019/5983
Karar No: 2021/2503
Karar Tarihi: 24.05.2021
Danıştay 10. Daire 2019/5983 Esas 2021/2503 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2019/5983
Karar No : 2021/2503
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALI) : … Bakanlığı (… Kurumu)
VEKİLLERİ : Hukuk Müşaviri Av. …,
Av. …
İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:.. sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı, Van Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesinde geçirmiş olduğu ameliyat esnasında böbreğine zarar verildiğinden bahisle 1.000,00 TL maddi 200.000,00 TL manevi olmak üzere toplamda 201.000,00 TL tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesini istemektedir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:.., K:… sayılı kararıyla; hatalı sağlık uygulamasından kaynaklı olduğu ileri sürülen zararın 03/01/2014 tarihinde gerçekleşen ameliyattan kaynaklandığı, dava dilekçesinde de belirtildiği üzere davacının hastanede kaldığı 18 günlük dönem içerisinde üroloji servisine sevkinin yapıldığı, burada görevli doktor tarafından sözlü olarak davacıya ve ailesine geçirmiş olduğu ameliyatta böbreklerine zarar verildiğinin söylenmesi sonucu zararın öğrenildiği, kaldı ki davacının oğlu tarafından Van Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesinde davacının geçirmiş olduğu ameliyatı yapan doktor hakkında il sağlık müdürlüğüne 31/01/2014 tarihli şikayet başvurusunda bulunulduğu da göz önüne alındığında, zararın meydana geldiğinin en geç 31/01/2014 tarihi itibarıyla öğrenildiğinin kabulüyle, zararın meydana geldiği tarihten itibaren bir yıllık süre içerisinde başvuru yapılıp verilen cevaba göre dava açılması gerekirken daha sonraki bir tarih olan 09/04/2015 tarihinde yapılan başvuru üzerine açılan davanın süresinde olmadığı gerekçesiyle davanın süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: …Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesince; istinaf başvurusuna konu kararının hukuka ve usule uygun olduğu ve davacı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Davacı tarafından, 31/01/2014 tarihindeki şikayet başvurusunun kendisi tarafından değil oğlu tarafından yapıldığı, kendisinin ise 25/04/2014 tarihinde … Cumhuriyet Başsavcılığına şikayette bulunduğu, … Cumhuriyet Başsavcılığının … Valiliği'nden talep ettiği soruşturma izninin verilmemesi üzerine … Bölge İdare Mahkemesi'ne kendisi tarafından yapılan itirazın reddedilmesi nedeniyle eylemin faillerinin kimler olduğunun ve malpraktis mi yoksa komplikasyon mu olduğunun bilinemediği, devam eden zararının bulunduğu, mevcut rahatsızlığı sebebiyle 10/06/2014 tarihinde tekrar ameliyat geçirdiği ileri sürülerek kararın bozulması istenilmektedir.
KARŞI_TARAFIN_SAVUNMASI :Davalı idare tarafından, davacının istinaf başvurusunun reddine ilişkin Bölge İdare Mahkemesi kararında hukuka aykırılık bulunmadığı belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu'na ekli (I) sayılı cetvelde yer aldığı cihetle 659 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin 2/1-ç ve 6/1 maddeleri uyarınca taraf sıfatını haiz bulunduğundan bakılan davada hasım mevkiine alınan Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu'nun, 25/08/2017 tarih ve 30165 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 694 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin 203/1-ğ maddesi ile 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu'na ekli (I) sayılı cetvelden çıkartılarak anılan Kanun Hükmünde Kararname'nin 184. maddesi ile Kamu Hastaneleri Genel Müdürlüğü adıyla Sağlık Bakanlığı'nın hizmet birimi olarak teşkilatlandırıldığı anlaşıldığından, dosya Sağlık Bakanlığı husumetiyle ele alınıp, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenerek dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY :
Davacı tarafından, Van Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesinde geçirmiş olduğu 03/01/2014 tarihli ameliyat esnasında böbreğine zarar verildiğinden bahisle 1.000,00 TL maddi 200.000,00 TL manevi olmak üzere toplamda 201.000,00 TL tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle bakılmakta olan dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
Anayasanın 125. maddesinde, idarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolunun açık olduğu belirtildikten sonra, son fıkrasında, idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu hükme bağlanmıştır.
İdare kural olarak, yürüttüğü kamu hizmetiyle nedensellik bağı kurulabilen zararları ödemekle yükümlü olup; idari eylem ve işlemlerden doğan zararlar, idare hukuku kuralları çerçevesinde, hizmet kusuru veya kusursuz sorumluluk ilkeleri gereği tazmin edilmektedir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun "Doğrudan doğruya tam yargı davası açılması" başlıklı 13. maddesinde, idari eylemlerden hakları ihlal edilmiş olanların idari dava açmadan önce bu eylemleri yazılı bildirim üzerine veya başka süretle öğrendikleri tarihten itibaren bir yıl ve her halde eylem tarihinden itibaren beş yıl içinde ilgili idareye başvurmaları, bu isteklerin kısmen veya tamamen reddi halinde, bu konudaki işlemin tebliğini izleyen günden itibaren veya istek hakkında altmış gün içinde cevap verilmediği takdirde bu sürenin bittiği tarihten itibaren, dava süresi içinde dava açılabileceği kurala bağlanmıştır.
İdari eylem, idarenin işlevi sırasında bir hareketi, bir olayı, bir tutumu; idari karar ve işlemle ilgisi olmayan, başka bir deyişle öncesinde, temelinde bir idari karar veya işlem olmayan salt maddi tasarrufları anlatır. Söz konusu eylemlerin idariliği ve doğurduğu zarar bazen eylemin yapılmasıyla birlikte ortaya çıkarken, bazen de çok sonra, değişik araştırma, inceleme ve hatta ceza yargılamaları sonucu ortaya çıkabilmektedir.
Dava açma süresini saptarken, bir yandan davanın hakkaniyetine halel getirecek kadar abartılı şekilcilikten, öte yandan, kanunla öngörülmüş olan usul şartlarının ortadan kalkmasına neden olacak kadar aşırı bir gevşeklikten kaçınılması gerektiğinden, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununda yer alan süreye ilişkin mevzuat kurallarının yorumlanmasında kişilerin haklarının ihlali yönünde ağır sonuçlara varan yorumdan kaçınmak gerekmektedir.
Hukuki sorumluluğun koşullarının, her zaman, maddede öngörülen süreler içinde, olayın meydana geldiği anda ve bir arada ortaya çıkması mümkün olamamaktadır.
Zararın idari eylemden kaynaklandığının bu sürelerden sonra ortaya çıkması mümkün olabildiği gibi, zararın gerçek miktarı veya illiyet bağı daha sonra da ortaya çıkabilmektedir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Dosyanın incelenmesinden; davacı tarafından kanama şikayetiyle Van Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesi kadın doğum cerrahi servisine başvurulduğu, 02/01/2014 tarihinde ameliyat için yatışının yapılıp 03/01/2014 tarihinde ameliyatı gerçekleştirilerek rahminin alındığı, gerçekleştirilen ameliyat sonrasında 05/01/2014 tarihinde davacının sağ yan ağrısı olması üzerine 07/01/2014 tarihinde davacıya üriner ultrasonografi yapıldığı, yapılan işlemde sağ böbrekte grade 2 pelvikaliektazi (böbrek boşaltım yolunda genişleme) izlendiği, 10/01/2014 tarihinde davacının aynı hastanede bulunan üroloji bölümüne naklinin yapıldığı, üroloji bölümünde görevli Dr. … tarafından çektirilen IVP filminde sağ üreter alt ucundaki obstrüksiyon bulgusunun görülmesi üzerine Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Hastanesi Üroloji Bölümüne sevkinin yapıldığı, davacı tarafından 20/01/2014 tarihinde adı geçen hastaneye başvurulduğu, 27/01/2014 tarihinde yatışının yapıldığı, 29/01/2014 tarihinde hidronefroz, böbrek ve üreterin diğer bozuklukları tanısıyla ameliyata alındığı, 30/01/2014 tarihinde ise taburcu edildiği, davacının oğlu tarafından Van Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesinde davacının geçirmiş olduğu ameliyatı yapan doktor hakkında İl Sağlık müdürlüğüne 31/01/2014 tarihli şikayet başvurusunda bulunulduğu, ilgili doktor hakkında yapılan ön inceleme raporuna istinaden … Valiliği'nce soruşturma izni verilmemesine dair karar alındığı, … Bölge İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla 'soruşturma izni verilmemesine' dair karara karşı davacı tarafından yapılan itirazın reddedildiği, davacı tarafından 03/01/2014 tarihinde gerçekleştirilen ameliyatta tıbbi uygulama hatası bulunduğundan bahisle maddi ve manevi tazminat istemiyle 09/04/2015 tarihinde idareye yapılan başvurunun zımnen reddi üzerine 07/09/2015 tarihinde bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Olayda; davacının temyiz dilekçesine eklemiş olduğu bilgi ve belgelerde; Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Hastanesi üroloji servisinde, hidronefroz tanısıyla 29/01/2014 tarihinde ameliyat geçirdiği, ardından 26/02/2014 ve 09/06/2014 tarihlerinde ise üriner sistem enfeksiyonu ve hidronefroz tanısıyla tekrar ameliyat geçirdiği görülmektedir.
İdare Mahkemesince; davacının hastanede kaldığı dönem içerisinde üroloji servisine sevkinin yapıldığı, burada görevli doktor tarafından sözlü olarak davacıya ve ailesine geçirmiş olduğu ameliyatta böbreklerine zarar verildiğinin söylenmesi sonucu zararın öğrenildiği, kaldı ki zararın meydana geldiğinin en geç davacının oğlunun ameliyatı yapan doktor hakkında İl Sağlık Müdürlüğü'ne şikayet başvurusunda bulunduğu 31/01/2014 tarihi itibariyle öğrenildiğinin kabulü gerektiği, bu tarihten itibaren bir yıllık başvuru süresi içerisinde başvuru yapılmadığı gerekçesiyle davanın süre aşımı yönünden reddine karar verilmiş ise de; davacının dosyaya sunduğu bilgi ve belgelerden hidronefroz ve üriner sistem enfeksiyonu tanısıyla 09/06/2014 tarihinde tekrar ameliyat edildiği, davacının şikayetlerinin bu tarih itibarıyla devam ettiği, dolayısıyla zararın kesin ve net biçimde henüz ortaya çıkmamış olduğu, idari eylem, zarar ve eğer söz konusu ise idari eylem ile zarar arasındaki illiyet bağı şartlarının birlikte gerçekleştiğinin 09/06/2014 tarihinde gerçekleştirilen ameliyat sonrasında öğrenilebileceğinin kabulünün gerektiği anlaşıldığından, bu tarihten itibaren bir yıllık süre içinde, 09/04/2015 tarihinde idareye maddi ve manevi tazminat istemiyle yapılan başvurunun zımnen reddi üzerine 07/09/2015 tarihinde açılan davada süre aşımı bulunmamakta, uyuşmazlığın esasının incelenerek bir karar verilmesi gerekmektedir.
Bu itibarla, davanın süre aşımı nedeniyle reddi yönündeki İdare Mahkemesi kararına yönelik olarak davacının istinaf isteminin reddine ilişkin temyize konu Bölge İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin kabulüne,
2. Davanın süre aşımı nedeniyle reddine ilişkin … İdare Mahkemesi kararına yönelik olarak yapılan istinaf başvurusunun reddi yolundaki temyize konu …Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın …Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesine gönderilmesine, 24/05/2021 tarihinde kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.