10. Ceza Dairesi 2020/17827 E. , 2020/9119 K.
"İçtihat Metni"Mahkeme : ... 3. Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Sağlık için tehlikeli madde temin etme
Hüküm : Mahkûmiyet
...
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
1- Dairemizin 06/11/2019 tarih, 2016/2654 esas, 2019/7082 karar sayılı bozma kararı üzerine, mahkemece bozma ilamına uyulup uyulmadığı hususunda bir ara karar verilmemesi ve mahkemece bozma kararı doğrultusunda yapılması gereken inceleme ve araştırma yapılmadan hüküm kurulması,
2- Suç tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan TCK"nın 194. maddesinde sanığa isnat edilen suç için temel ceza miktarının "altı aydan bir yıla kadar hapis cezası" olarak belirlendiği; hükümden önce yürürlüğe giren 5271 sayılı CMK"nın 17/10/2019 tarihli ve 7188 sayılı Kanunun 24. maddesi ile başlığı ile birlikte yeniden düzenlenmiş olan "Basit Yargılama Usulü" başlıklı 251. maddesinin 1. fıkrasında yer alan "Asliye Ceza Mahkemesince, iddianamenin kabulünden sonra adli para cezasını ve/veya üst sınırı iki yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren suçlarda basit yargılama usulünün uygulanmasına karar verilebilir." şeklindeki düzenlemeye, 7188 sayılı Kanunun geçici 5. maddesinin 1-d bendinde yer alan "01/01/2020 tarihi itibarıyla kovuşturma evresine geçilmiş, hükme bağlanmış veya kesinleşmiş dosyalarda seri muhakeme usulü ile basit yargılama usulü uygulanmaz." şeklindeki düzenleme ile sınırlama getirilmiş ise de; Anayasa Mahkemesinin 19/08/2020 tarihli 31218 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan, 25/06/2020 tarihli ve 2020/16 esas, 2020/33 sayılı iptal kararı ile, "...kovuşturma evresine geçilmiş..." ibaresinin, aynı bentte yer alan "... basit yargılama usulü..." yönünden Anayasaya aykırı bulunarak iptaline karar verilmesi sebebiyle kovuşturma evresine geçilmiş olan ve basit yargılama usulü uygulanabilecek dosyalar yönünden 7188 sayılı Kanunun 5. maddesinin 1-d bendinde yer alan düzenlemenin iptal edildiği anlaşıldığından; Anayasa Mahkemesi kararlarının geriye yürümesi mümkün olmayıp, Ceza Muhakemesi Kanununda yapılan değişikliklerin ise derhal uygulanması gerekmekle birlikte, basit yargılama usulü uygulanan olaylarda CMK"nın 251. maddesinin 3. fıkrasına göre; "mahkûmiyet kararı verildiği takdirde sonuç ceza dörtte bir oranında indirilir." şeklindeki düzenleme karşısında, Anayasa Mahkemesinin anılan iptal ./..
kararının neticeleri itibarıyla maddi ceza hukukuna ilişkin olduğunun ve CMK"nın 251. maddesinin 3. fıkrasında yer alan düzenlemenin sanık lehine sonuç doğurabilecek nitelikte olduğunun anlaşılması karşısında, TCK"nın 7. maddesi ile CMK"nın 251. maddesi hükümleri gözetilmek suretiyle sanık lehine olan uygulamanın belirlenerek yerine getirilmesi ve gereği için dosyanın, "Basit Yargılama Usulü" yönünden yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
2- Kabule göre de;
a) Kararın gerekçesinde; 4250 sayılı Kanun gereğince hüküm kurulduğu belirtilmesine karşın, hüküm fıkrasında sanığın hem 4250 sayılı Kanunun 7. maddesi 1. fıkrası b bendi uyarınca 10.000 TL idari para cezası ile cezalandırılmasına hem de TCK"nın 194/1. maddesi gereğince 3000 TL adli para cezası verilerek hükmün karıştırılması,
b) Sanığın, 24.01.2009 günü mağdurlar ..., ... ve ..."e alkollü içki satışı yaptığı olayda ..."ın 0,56, ..."ın 0,79, ..."ün 1,12 oranında promil alkollü olduklarının saptanması karşısında; sanık tarafından mağdurlara satıldığı sabit olan alkolün, mağdurların sağlıklarını tehlikeye sokup sokmadığı yönünde bir tespit yapılmadan yazılı biçimde hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün BOZULMASINA, 16.12.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.