22. Hukuk Dairesi 2016/11890 E. , 2019/9442 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:İş Mahkemesi
AVUKAT ...
DAVA TÜRÜ: ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin 13.04.2004-10.04.2012 tarihleri arasında davalı bankada sorunlu krediler takip memuru olarak çalıştığını, 2012 yılı Mart ayında banka müfettişlerince vekalet ücretleri ve ücret takipleri ile ilgili usulsüzlükler bulunduğu, isimsiz ihbarlar olduğu gerekçesiyle banka avukatları, bölüm yönetmeni ve davacı hakkında soruşturma başlatıldığını, soruşturma sırasında banka müfettişinin davacıyı tehdit ederek, üzerinde baskı kurarak istifa etmesini sağladığını, davacının istifasının serbest iradesine dayanmadığını, hakkındaki soruşturmanın takipsizlik ile sonuçlandığını, iş akdinin haksız feshedildiğini ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatı ile yıllık izin ücreti alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının istifa etmek suretiyle işten ayrıldığını, istifa dilekçesinin baskı altında imzalandığı iddialarının gerçeği yansıtmadığını, davacının talep konusu alacaklara hak kazanamadığını ileri sürerek, davanın reddini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanılan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davacı hakkında kurum içi soruşturma yapıldığı, soruşturma aşamasında istifa ettirildiği, hakkında suç duyurusunda bulunulduğu, bu suç duyurusu üzerine yapılan soruşturmanın takipsizlik ile sonuçlandığı, istifasının özgür iradesine dayanmadığı, bu nedenle geçerli olmadığı, iş akdinin davalı işverenlikçe fesh edildiğinin kabulü gerektiği, haklı nedene dayandığının kanıtlanamadığı davacının kıdem ve ihbar tazminatına hak kazandığı gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:Karar süresi içerisinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
Taraflar arasındaki iş ilişkisinin nasıl sona erdiği hususu temel uyuşmazlığı oluşturmaktadır.
Genel olarak "fesih hakkı,” karşı tarafa yöneltilmesi gereken tek taraflı bir irade beyanı ile iş sözleşmesini derhal veya belirli bir sürenin geçmesiyle ortadan kaldırabilme yetkisi veren, bozucu yenilik doğuran bir haktır. İşçinin haklı sebeple iş sözleşmesini derhal feshi 4857 sayılı İş Kanunu"nun 24. maddesinde düzenlenmiştir. İşçinin süreli fesih bildiriminin kanuni düzenlemesi ise aynı Kanun"un 17. maddesinde ele alınmıştır. Bunun dışında kanunda işçinin istifası özel olarak düzenlenmiş değildir. İşçinin haklı bir sebebe dayanmadan ve bildirim süresi tanımaksızın iş sözleşmesini feshi, istifa olarak değerlendirilmelidir. İstifa iradesinin karşı tarafa ulaşmasıyla birlikte iş ilişkisi sona erer. İstifanın işverence kabulü zorunlu değilse de, işverence dilekçenin işleme konulmamış olması ve işçinin de işyerinde çalışmaya devam etmesi halinde gerçek bir istifadan söz edilemez. Şarta bağlı istifa ise kural olarak geçerli değildir.Somut olayda, davalı iş ilişkisinin davacının istifası ile sona erdiğini savunmuş olup; davacı ise davalı işyerinde vekalet ücretleri ve ücret takipleri ile ilgili usulsüzlükler olduğu gerekçesiyle banka avukatları, bölüm yönetmeni ve davacı hakkında soruşturma başlatıldığını, soruşturma sırasında banka müfettişinin davacıyı tehdit ederek, üzerinde baskı kurarak istifa etmesinin sağladığını, istifasının serbest iradesine dayanmadığını beyan etmiştir. Tanık beyanları ve tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde; davacının davalı işyerinde sorunlu krediler takip yetkilisi olarak çalıştığı, davalı işyerinde ... Krediler Bölge Müdürlüğü Sorunlu Krediler Bölümünde görev yapan Av. ..., Av. ... , ... ve ..."in gerçekleştirmiş olduğu usulsüz işlemler hakkında 06.03.2012 tarihinde soruşturma başlatıldığı ve soruşturmanın 19.04.2012 tarihinde sona erdiği, 28.05.2012 tarihli soruşturma raporunun düzenlendiği görülmüştür. Davacı el yazılı ve imzalı 10.04.2012 tarihli ibraname başlıklı belgede, 10.04.2012 tarihinde istifa ettiğini, davalı işyerinden hiçbir hak ve alacağının bulunmadığını beyan etmiştir. Her ne kadar davacı vekili tarafından istifa dilekçesinin soruşturma sırasında banka müfettişinin davacıyı tehdit ederek, üzerinde baskı kurarak istifa etmesinin sağladığı, davacının istifasının serbest iradesine dayanmadığı ileri sürülmüş ve davacı tanıkları ... ile ..., irade fesadına yönelik işçiyi doğrular mahiyette beyanda bulunmuş ise de, anılan tanıkların da aynı soruşturma kapsamında işverenle husumetinin bulunduğu anlaşılmakta olup, salt husumetli tanık beyanlarına itibar edilerek sonuca gidilmesi mümkün değildir. Açıklanan bu yönler ile tüm dosya kapsamı birlikte dikkate alındığında, irade fesadı iddiasının usulünce kanıtlanamadığı dikkate alınarak kıdem ve ihbar tazminatı isteklerinin reddi gerekirken kabulü hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeple BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 24.04.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.