13. Hukuk Dairesi 2017/776 E. , 2018/1931 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, pazarlama sektöründe hizmet verecek aracına K2 belgesi almak için 2.450,00 TL bedel ödeyerek trafik müşavirliği yapan davalı ile anlaştıklarını, gerekli evraklar ve bedel ödemesi yapıldığı halde K2 belgesinin teslim edilmemesi üzerine durum davalıya bildirildiğinde cevaben belge bedeli yatırıldığından trafikte herhangi işleme maruz kalınmayacağının beyan edildiğini, ancak yapılan trafik kontrolü esnasında K2 belgesi bulunmadığından dolayı 1.961,25 TL idari para cezası ödenmek zorunda kaldığını, sonrasında yapılan araştırmada davalı tarafından belgenin alınması için herhangi bir başvuru yapılmadığının anlaşıldığını, K2 belgesi için ödenen bedelden 1.300,00 TL’nın geri iade edildiğini ancak bakiye kalan 1.150,00 TL ile davalının kusurlu eylemi nedeniyle ödenen idari para cezasının ödenmemesi üzerine bu bedellerin tahsili için başlatılan takibin davalının itirazı üzerine durduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, davalı tarafından 1.150,00 TL asıl alacağa yönelik itirazın iptaline, fazlaya ilişkin istem ile icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının aşağıdaki bentler kapsamı dışındaki sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-İİK’nın 67. maddesinin 2.fıkrası hükmünce, icra - inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması gerekir. Burada borçlunun kötü niyetli itiraz etmiş bulunması yasal koşullardan değildir. İnkar tazminatı, aleyhinde yapılan icra kovuşturmasına itiraz edip duran ve işin itirazla çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Bunlardan ayrı, alacağın likit ve belli olması gerekir. Daha geniş bir açıklama ile borçlu tarafından alacağın gerçek miktarı belli, sabit ve belirlenmek için bütün unsurlar bilinmesi mümkün nitelikle olması yeterlidir. Borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise, alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Öte yandan, alacağın muhakkak bir belgeye bağlı olması da şart değildir. Açıklanan yasal kuralların ışığında takip konusu alacak değerlendirildiğinde, borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilecek konumda bulunması nedeniyle alacağın likit ve muayyen nitelikte olduğunun kabulü ile icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekir. Mahkemece, davacının bu istemi hakkında kabul kararı verilmesi gerekirken, yazılı şekilde icra inkar tazminatı talebinin reddedilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
3-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirmemesine rağmen mahkemece, davalının kendisini vekil ile temsil ettirdiği gerekçesiyle davalı yararına karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince reddedilen miktar üzerinden hesaplanan 1.500,00 TL vekalet ücretine hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
Ne var ki, bu yanlışlıkların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, usulün 438/7.maddesi uyarınca hükmün düzeltilerek onanmasına karar verilmesi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davacının ikinci ve üçüncü bent kapsamı dışındaki sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle mahkeme kararının hüküm bölümünün 1.bendinin 6.paragrafında yer alan “Alacağın varlığı ve miktarının yargılamayı gerektirdiği yani likit olmadığı gözetilerek; davacı yanın %20 icra inkar tazminatı isteminin yasal koşulları bulunmadığından reddine,” ibaresinin hükümden çıkartılarak yerine “Asıl alacağın % 20"si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,” cümlesinin yazılmasına, üçüncü bentte açıklanan nedenlerle hüküm bölümünün 4.bendinde yer alan ‘’Davalı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine uyarınca davanın reddedilen miktarı üzerinden hesaplanan 1.500,00 TL maktu vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,’’ ibaresinin hükümden tamamen çıkartılmasına, hükmün düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 19/02/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.