1. Hukuk Dairesi 2019/1519 E. , 2020/4075 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacılar vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."un raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, tapu iptali ve tescili isteğine ilişkindir.
Davacılar, Mürvet’in açığa imza atarak ...’ya verdiği bononun, Sakarya 2. İcra Müdürlüğünün 1998/8510 esas sayılı takip dosyası ile takibe konulduğunu, ..."in senede 5.000 dolar yazması gerekirken 16.000 dolar yazdığını, ..."e haricen ödeme yapılmasına rağmen takipte bulunulduğunu ve mükerrer ödeme alınmaya çalışıldığını, anılan takip nedeniyle maliki oldukları 73 ada 148 parsel sayılı taşınmazdaki 3 katlı bina için ortaklığın giderilmesi davası açıldığını ve icra dosyası ile ilgili olmayan Mithat"ın taşınmazının da bedelinin çok altında satıldığını, ihalenin 5 büyük gazeteden birinde ilan edilmediğini, açtıkları ihalenin feshi davasının süre nedeniyle reddedildiğini ileri sürerek tapu kaydının iptali ile adlarına tesciline karar verilmesini istemişler, davacı ...’ın 21.05.2015, davacı ...’in 13.11.2017 tarihinde ölmesi üzerine davaya mirasçıları devam ettmiştir.
Davalı, ...’in Sakarya 2. İcra Müdürlüğü’nün 1998/8510 esaslı takip dosyasındaki alacağını 09.12.2002 tarihinde temlik aldıklarını, Mürvet"in 25.07.2002 tarihinde borcun tamamını kabul ettiğini ve ödeme taahhüdünde bulunduğunu, dava konusu taşınmaz iştirak halinde mülkiyete konu olduğu için İİK 121. maddesi hükmü gereğince alınan yetki belgesine istinaden ortaklığın giderilmesi davası açıldığını ve ortaklığın giderilmesine karar verildiğini, ihale ile alacaklarına mahsuben taşınmazı satın aldıklarını, davacı ... payına isabet eden değerin de satış dosyasına yatırıldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davanın 1.000,00 TL değer gösterilmek suretiyle açıldığı, yargılama sırasında çekişmeli taşınmazın değeri keşfen saptanmadan sonuca gidilerek davalı yararına harçlandırılmamasına rağmen ihaleye esas değer üzerinden nispi vekalet ücretine hükmedildiği anlaşılmıştır.
Bilindiği üzere, 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 16. maddesinin 1. ve 4. fıkralarında “Değer ölçüsüne göre harca tabi işlemlerde (1) sayılı tarifede yazılı değerler esastır. Müdahelenin men"i tescil ve tapu kayıt iptali gibi gayrimenkulün aynına taallük eden davalarda gayrimenkulün değeri nazara alınır...Noksan tespit edilen değerler hakkında 30’uncu madde hükmü uygulanır.” düzenlemesine, 30. maddesinde; “Muhakeme sırasında tesbit olunan değerin, dava dilekçesinde bildirilen değerden fazla olduğu anlaşılırsa, yalnız o celse için muhakemeye devam olunur, takip eden celseye kadar noksan değer üzerinden peşin karar ve ilam harcı tamamlanmadıkça davaya devam olunmaz. Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 409 uncu maddesinde gösterilen süre içinde dosyanın muameleye konulması, noksan olan harcın ödenmesine bağlıdır.” düzenlemesine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 150. maddesinin 4. ve 5. fıkralarında (HUMK’nun 409. maddesi); “Dosyası işlemden kaldırılmış olan dava, işlemden kaldırıldığı tarihten başlayarak üç ay içinde taraflardan birinin dilekçe ile başvurusu üzerine yenilenebilir...İşlemden kaldırıldığı tarihten başlayarak üç ay içinde yenilenmeyen davalar, sürenin dolduğu gün itibarıyla açılmamış sayılır ve mahkemece kendiliğinden karar verilerek kayıt kapatılır.” düzenlemesine yer verilmiştir.
Harçlar Kanununun uygulaması kamu düzenini ilgilendirmesi nedeniyle hakim tarafından re’sen gözetilmesi gereken bir husustur.
Öte yandan, dava değerinin belirlenmesinde taşınmazın dava tarihindeki keşfen saptanacak gerçek değerinin esas alınacağı kuşkusuzdur.
Hal böyle olunca, uzman bilirkişiler aracılığı ile mahallinde keşif yapılarak dava değerinin yöntemince belirlenmesi ve Harçlar Kanununun 30. ve 32. maddeleri uyarınca harcın tamamlattırılması, harcın tamamlanması halinde ise dosya kapsamındaki delillerle işin esasının değerlendirilmesi ile hasıl olacak sonuca göre hüküm kurulması gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
Davacılar vekilinin değinilen yönler itibariyle yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 14/09/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.