22. Hukuk Dairesi 2016/11873 E. , 2019/9441 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ: ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin 11.11.2011-17.02.2015 tarihleri arasında davalı işyerinde çalıştığını belirterek, kıdem ve ihbar tazminatı ile yıllık izin ücreti, mobbing tazminatı, fazla çalışma, hafta tatili ve ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı, davanın reddini istemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, yazılı gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasında, davacının kıdem tazminatına hak kazanıp kazanmadığı noktasında uyuşmazlık vardır.
Genel olarak iş sözleşmesini fesih hakkı, karşı tarafa yöneltilmesi gereken tek taraflı bir irade beyanı ile iş sözleşmesini derhal veya belirli bir sürenin geçmesiyle ortadan kaldırabilme yetkisi veren, bozucu yenilik doğuran bir haktır. İşçinin haklı nedenle iş sözleşmesini derhal feshi 4857 sayılı İş Kanunu"nun 24. maddesinde düzenlenmiştir. İşçinin önelli fesih bildiriminin normatif düzenlemesi ise aynı Yasanın 17. maddesinde ele alınmıştır. Bunun dışında Yasada işçinin istifası özel olarak düzenlenmiş değildir. İşçinin haklı bir nedene dayanmadan ve bildirim öneli tanımaksızın iş sözleşmesini feshi, istifa olarak değerlendirilmelidir. İstifa iradesinin karşı tarafa ulaşmasıyla birlikte iş ilişkisi sona erer.Somut olayda, davacı işçi 17.02.2015 tarihli dilekçeyi işverene sunarak, çalışma koşulları nedeniyle işten ayrılmak istediğini bildirmiştir. Davacı imzası olan ibranamede de 17.02.2015 tarihinde kendi isteği ile istifa ettiğini belirtmiştir. Davacı duruşmada alınan beyanında da; istifa dilekçesi ile ibraname altındaki imzaların kendisine ait olduğunu, istifa yazısının da kendisine ait olduğunu, 2014 yılı Aralık ayı itibari ile davalı şirketin digitürk ile sözleşmesi bitince bölümün kapatılıp, Şekerbank kısmına geçirildiğini, her iki bölüm arasındaki çalışma saatlerinin farklı olduğunu, Şekerbank kısmında bir ay kadar çalıştığını, Şekerbanka geçince haftada iki gün 09.00-21.00 saatleri arasında, kalan günlerde ise 09.00-18.00 saatleri arası çalıştığını, kapatılan bölümde ise bir saat eksik çalıştığını, çalışma koşulları ve baskı yüzünden ayrılmak zorunda kaldığını, sürekli istifa etmesinin telkin edildiğini, bu yüzden ayrılmak zorunda kaldığını, bölüm değişikliği yapılırken hiç bir şey sormadıklarını, çalışma koşullarına dayanamadığı için ve dört yıl boyunca çalıştığı çalışma şekli değiştirildiğinden dayanamayıp istifa etmek zorunda kaldığını, dilekçeyi zorla yazdırmadıklarını ama sürekli başka yerde işe girmek için iyi referans olacağını belirtip istifa etmesini telkin ettiklerini beyan etmiş ise de, davacı tanıklarının bu yönde beyanda bulunmayıp genel açıklamalarda bulundukları, olaya ilişkin somut bilgilerinin olmadığı görülmektedir. Buna göre davacının işten ayrılma dilekçesi, ibraname, taraf ve tanık beyanları ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacının iş sözleşmesini istifa etmek suretiyle feshettiği anlaşıldığından kıdem tazminatı isteminin reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 24.04.2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.