16. Hukuk Dairesi 2017/4290 E. , 2020/3471 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucu, ... İlçesi ... Köyü çalışma alanında bulunan 210 ada 10 parsel sayılı 6.155.553,05 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, kamu orta malı yaylak vasfıyla sınırlandırılarak özel siciline tescil edilmiştir. Davacılar ... ve ..., irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak, çekişmeli taşınmazın bir bölümü hakkında, tapu iptali ve adına tescil istemi ile dava açmışlardır. Mahkemece usule ilişkin bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişmeli 210 ada 10 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişisi raporunda (B) harfi ile gösterilen 1.397,63 metrekare yüzölçümündeki bölümünün tapu kaydının iptali ile eşit olarak davacılar adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, çekişmeli taşınmaz bölümü üzerinde davacı taraf yararına zilyetlikle mülk edinme koşullarının gerçekleştiği gerekçesiyle yazılı şekilde karar verilmiş ise de, verilen karar usul ve yasaya uygun olmadığı gibi, yapılan araştırma ve inceleme de hüküm vermek için yetersizdir. Şöyle ki; çekişmeli taşınmaz, kamu orta malı yayla vasfıyla sınırlandırılmış olup, bu nitelikte yerlerin mülkiyet hakkı Hazineye, kullanım hakkı ise ilgili köy ya da belediye tüzel kişiliğine aittir. Bu nedenle kamu orta malı vasfıyla sınırlandırılan taşınmazlar hakkında açılan davalarda husumetin, Hazinenin yanında ilgili Köy ya da Belediye Tüzel Kişiliğine yöneltilmesi zorunludur. Somut olayda dava, Hazine ve ... Belediye Başkanlığı hasım gösterilerek açılmış olup, karar tarihinden önce yürürlüğe giren 6360 sayılı Kanun hükümleri uyarınca ... Büyükşehir Belediye Başkanlığının da ilgili kamu tüzel kişiliği sıfatıyla davada yer alması gerektiği mahkemece gözden kaçırılmıştır. Bu nedenle davada taraf teşkilinin sağlandığından söz edilemez. Oysaki, taraf teşkilinin sağlanması dava şartlarından olup, bu koşul yerine getirilmeden davanın esasına girilmesi hukuken mümkün bulunmamaktadır. Öte yandan Mahkemece yapılan zilyetlik araştırması da yetersiz olup, çekişmeli taşınmaz bölümü kamu orta malı yayla vasfıyla sınırlandırılmasına rağmen, yöntemince araştırma yapılmamış, bu kapsamda komşu köyler halkından mahalli bilirkişi dinlenilmediği gibi, taşınmazın niteliği ile ilgili olarak 3 kişilik uzman ziraat mühendislerinden oluşan bilirkişi kurulundan ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmamış, taşınmazın davacıların iddiasına konu bölümleri ile geriye kalan bölümü arasında ayırıcı unsur bulunup bulunmadığı araştırılmamış, bir arazinin niteliğini ve üzerinde sürdürülen zilyetliğin şeklini ve süresini en iyi belirleme yöntemi hava fotoğraflarının incelenmesi olduğu halde, hava fotoğraflarından da yararlanılmamıştır. Bu şekilde eksik araştırma ve inceleme ile karar verilemez.
Hal böyle olunca; Mahkemece öncelikle davacıya, davasını ... Büyükşehir Belediye Başkanlığı"na da yöneltmesi için süre ve imkan tanınmalı, taraf teşkilinin sağlanması halinde, dahili davalıdan savunma ve delilleri sorulmalı, bildirildiği takdirde delilleri toplanmalı, ardından, çekişmeli taşınmaz bölümünü gösteren tespit tarihinden 15-20-25 yıl öncesine ait en az üç ayrı zaman dilimine ilişkin stereoskopik hava fotoğrafları Harita Genel Müdürlüğü"nden getirtilip dosya bu şekilde keşfe hazır hale getirildikten sonra, taşınmaz bölümü başında, taşınmazın bulunduğu köye komşu köylerden yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen ve davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler ve taraf tanıkları ile üç kişilik ziraat mühendisi bilirkişi kurulu, jeodezi ve fotogrametri mühendisi ve fen bilirkişisinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalı ve yapılacak bu keşif sırasında dinlenilecek yerel bilirkişi ve tanıklardan, taşınmaz bölümünün geçmişte ne durumda bulunduğu, kime ait olduğu, kimden nasıl intikal ettiği, kim tarafından, ne zamandan beri ve ne suretle kullanıldığı, taşınmaz bölümünün öncesinin kadim yayla olup olmadığı hususlarında maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, beyanlar arasındaki çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle giderilmeli; ziraatçi bilirkişi kurulundan, çekişmeli taşınmaz bölümünün niteliğiyle ilgili önceki tarihli ziraat bilirkişi raporunu da irdeleyen, tarımsal niteliğini, taşınmazın diğer bölümleri ve komşu parsellerle karşılaştırmalı biçimde, toprak yapısı, eğimi, bitki deseni ve diğer yönlerden yaylak vasfında olup olmadığını, taşınmazın diğer bölümünden nasıl ayrıldığını, zirai durumunu ve üzerinde sürdürülen zilyetlik mevcut ise zilyetliğin şeklini ve süresini açıklayan, taşınmaz bölümünün değişik yönlerden çekilmiş fotoğrafları ile desteklenmiş, bilimsel esaslara ve somut verilere dayalı, ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı; taşınmazın öncesinin yaylak niteliğinde olmadığının belirlenmesi halinde jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişisinden belirtilen tarihlerde çekilmiş stereoskopik çift hava fotoğrafları ile dosya arasında bulunan hava fotoğrafları üzerinde stereoskop aletiyle inceleme yaptırılarak, taşınmaz bölümünün sınırlarını ve niteliklerini, taşınmazın öncesi imar-ihyaya konu yerlerden ise bu işlemlerin tamamlanıp tamamlanmadığı, tamamlanmış ise tamamlandığı tarih ile taşınmaz bölümü üzerinde sürdürülen zilyetliğin başlangıcını, şeklini ve süresini belirtir şekilde rapor alınmalı; fen bilirkişisine, keşif ve uygulamayı denetlemeye elverişli, ayrıntılı rapor ve harita düzenlettirilmeli; çekişmeli taşınmaz bölümünün öncesinin kadim yayla niteliğinde olduğunun anlaşılması halinde kamu orta malları üzerinde sürdürülen zilyetliğin hukukça değer taşımayacağı düşünülmeli ve bundan sonra toplanan ve toplanacak deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece bu yönler göz ardı edilerek, eksik incelemeyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulüyle hükmün BOZULMASINA, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 28.09.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.