20. Hukuk Dairesi 2017/8087 E. , 2018/438 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Hazine vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava konusu taşınmazın bulunduğu yörede 2008 yılında yapılan kadastro sırasında Üçtepe köyü, 102 ada 355 parsel sayılı 1930,17 m² yüzölçümündeki taşınmaz senetsizden kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanılarak harnupluk ve zeytinlik vasfıyla davalı gerçek kişiler adına tespit ve itirazsız kesinleşerek tapuya tescil edilmiştir.
Davacı Hazine vekili 04.11.2010 havale tarihli dilekçesiyle, dava konusu 102 ada 355 sayılı parselin taşlık, kayalık ve makilerle kaplı, imar ihya edilmeyen Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğu halde yolsuz tescil ile davalı adına tespit ve tescil edildiğini iddia ederek dava konusu parselin davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile Hazine adına tescili isteğiyle dava açmıştır.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda, davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yer iddiasına dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 5304 sayılı Kanun ile değişik 3402 sayılı Kanunun 4. maddesi hükmüne göre orman sınırlandırması yapılmış, taşınmaz orman sınırları dışında bırakılmıştır.
Mahkemece verilen karar usul ve kanuna aykırıdır. Şöyle ki; dava konusu taşınmazın incelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi tarafından eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada orman sayılmayan yerlerden olduğu anlaşılmakla birlikte, dava konusu taşınmazın zilyetlikle kazanılacak yerlerden olup olmadığı ve davacı yararına zilyetlikle kazanma koşullarının oluşup oluşmadığı belirlenmeden hüküm kurulmuştur.
Bu nedenle; mahkemece, dava konusu 102 ada 355 parsel sayılı taşınmazı ve tüm çevresini gösterir paftasının ilgili kadastro müdürlüğünden getirilerek, çekişmeli taşınmazın ve komşu taşınmazların kadastro tespit tutanaklarının var ise dayanak belgelerinin, tutanakları kesinleşmiş ise tapu kayıtlarının, davalı ise dava dosyalarının ilgili tapu müdürlüğünden istenerek dosya içine alınmasına, çekişmeli taşınmaza ait kadastro tespitinden 20 yıl öncesini gösterir 1987 tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritası ve varsa amenajman planı ile 2004 yılına ait uydu fotoğrafları ilgili yerlerden getirtilip, önceki bilirkişiler dışında bir jeodezi, bir ziraat ve bir fen elemanı aracılığıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde
nitelendirildiği belirlenmeli; mahallinde yaşlı, tarafsız yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan bölgede ikamet eden şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişilerle, aynı yöntemle gösterilecek taraf tanıkları ve teknik bilirkişilerle yapılacak keşif sırasında yerel bilirkişiler ve tanıklardan zilyetliğin ne zaman başladığı, kaç yıl süreyle ne şekilde devam ettiği sorulup, kesin tarih ve olgulara dayalı, açık yanıtlar alınıp; tespit tarihine kadar (gerçek kişiler) yararına zilyetlikle kazanma koşullarının oluşup oluşmadığı belirlenmeli; taşınmazın ilk maliki, intikali ve tasarrufu hususlarında maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsel tutanak ve dayanakları ile denetlenmeli, tarım uzmanı bilirkişi olarak ziraat mühendisine inceleme yaptırılıp, taşınmazın zilyetlikle kazanılabilecek kültür arazisi niteliğinde olup olmadığı belirlenip, bu yolda taşınmazın niteliğiyle ilgili ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı, çekişmeli taşınmazın tüm yönlerinden fotoğrafları çektirilmeli; teknik bilirkişiye keşfi takibe imkan verir kroki düzenlettirilmeli, komşu parsellerin tutanak ve dayanakları getirtilip uygulanarak, bu taşınmazları sınır olarak nasıl nitelendirdikleri araştırılmalı; 1987 tarihli hava fotoğraflarının ölçeğini kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeğinin de hava fotoğrafı ölçeğine bilgisayar ortamında (Net-Cad veya benzeri programlar kullanılarak) çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de gösterecek şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, dava konusu taşınmazın konumu çevre parsellerle birlikte hava fotoğrafları üzerinde ayrı ayrı gösterilmesi ayrıca hava fotoğrafları, kadastro paftası ile çakıştırılıp stereoskop aletiyle incelenerek, davaya konu taşınmazların üzerindeki bitki örtüsünün ve bitki örtüsünü oluşturan unsurların sayı olarak tarif edildiği, ağaçların cinsi, yaşı, kapalılık oranı, hakim ağaç türü ve varsa kullanım ve imar ihya durumunu belirtir şekilde müşterek imzalı krokili rapor alınıp dosyaya konulmalı, yine 2004 yılı uydu fotoğraflarında taşınmaz üzerinde imar ihyanın tamamlanıp tamamlanmadığı belirlenerek toplanacak tüm kanıtlar birlikte değerlendirilip, ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulmadır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 23/01/2018 günü oy birliği ile karar verildi.