Esas No: 2021/1416
Karar No: 2022/6721
Karar Tarihi: 12.10.2022
Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2021/1416 Esas 2022/6721 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sanık, nitelikli cinsel saldırı ve silahla tehdit suçlarından hakkında açılan davaya tanık olduktan sonra, tanık olan kişiyi etkilemek için tehdit ettiği iddiasıyla yargı görevi yapanı, bilirkişiyi veya tanığı etkilemeye teşebbüs suçundan suçlanmıştır. Ancak, davaya katılan tarafın suçtan doğrudan zarar görmemesi nedeniyle davaya katılma hakkı bulunmamaktadır. Kanunda açıkça tanımlanmamış olan \"suçtan zarar görme\" kavramı, dolaylı veya muhtemel zararların davaya katılma hakkı vermediği şeklinde yorumlanmaktadır. Bu nedenle, şikayetçi tarafın temyiz talebi reddedilmiştir. Kararda, TCK’nın 277/1-2. maddelerinde düzenlenen yargı görevi yapanı, bilirkişiyi veya tanığı etkilemeye teşebbüs suçu ve CMUK'un 317. maddesi üzerinde de durulmuştur.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi:Asliye Ceza Mahkemesi
Yargı görevi yapanı, bilirkişiyi veya tanığı etkilemeye teşebbüs suçundan sanığın beraatine ilişkin hüküm, katılan tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: Sanık ...’ın, nitelikli cinsel saldırı ve silahla tehdit suçlarından İnebolu Ağır Ceza Mahkemesinin 2015/41 esasına kayden görülmekte olan davaya ilişkin sanık sıfatıyla tebellüğ ettiği davetiyeyi, tanık ...’ya verip, adı geçen tanığı, 2015 yılı Haziran ayı içerisinde katılan ...’un evine göndererek, Ağır Ceza Mahkemesindeki davanın mağduru ve aynı zamanda yargılama konusu olan suçların tanığı konumunda bulunan katılana, tanık ... tarafından iletilmek üzere söylediği, “Mahkemeden vazgeçmezsen sonun iyi olmaz” şeklindeki tehdidi ile TCK’nın 277/1-2. madde ve fıkralarında düzenlenen yargı görevi yapanı, bilirkişiyi veya tanığı etkilemeye teşebbüs suçunu işlediğinin iddia edildiği olayda; Mağdur kavramı gibi kanunda açıkça tanımlanmamış olan “suçtan zarar görme” kavramının, gerek Ceza Genel Kurulu gerek Özel Dairelerin yerleşmiş kararlarında; “suçtan doğrudan doğruya zarar görmüş bulunma hali” olarak anlaşılıp uygulandığı, buna bağlı olarak da dolaylı veya muhtemel zararların, davaya katılma hakkı vermeyeceğinin kabul edildiği, bu hususun, Ceza Genel Kurulunun 11.04.2000 tarihli ve 65–69, 22.10.2002 tarihli ve 234–366, 04.07.2006 tarihli ve 127–180, 03.05.2011 tarihli ve 155–80, 21.02.2012 tarihli ve 279–55, 15.04.2014 tarihli ve 599-190, 28.03.2017 tarihli ve 214-206 sayılı kararlarında; “dolaylı veya muhtemel zarar, davaya katılma hakkı vermez” şeklinde açıkça ifade edildiği ve Ceza Genel Kurulunun 25.03.2003 tarihli ve 41–54 sayılı kararında da “tazminat ödenmesi, itibar zedelenmesi ve güven kaybı” gibi dolaylı zararlara dayanarak kamu davasına katılmanın olanaklı olmadığının kabul edilmesi karşısında, sanık hakkında yargı görevi yapanı, bilirkişiyi veya tanığı etkilemeye teşebbüs suçundan açılan kamu davasında; sanığa atılı suçun koruduğu hukuki yarar ve niteliği itibariyle şikayetçi İlknur’un sanığa yüklenen suçun mağduru olmadığı ve suçtan doğrudan zarar görmemesi nedeniyle davaya katılmasına karar verilmiş olması hukuki değerden yoksun olup, hükmü temyiz yetkisi vermeyeceğinden, şikayetçi İlknur’un temyiz isteminin, 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 317. maddesi gereğince isteme aykırı olarak REDDİNE, 12.10.2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.