MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davacı idare vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
- K A R A R -
Mahkemece, uyulan bozma kararı gereğince inceleme ve işlem yapılarak hüküm kurulmuş; karar, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Sulu tarım arazisi niteliğindeki ... İli ... İlçesi ... Köyü ... ada ... parsel , ... ada ...-...-... parsel, ... ada ... parsel, ... ada ... parsel, ... ada ... parsel, ... ada ... ve ... parsel, ... ada ... ve ... parsel, ... ada ... ve ... parsel, ... ada ... parsel sayılı taşınmazlara gelir metodu esas alınarak, üzerindeki ağaçlardan kavak ve söğüt dışındakilere yaş, cins ve verim durumuna göre, kesim çağına gelmiş kavak ve söğüt ağaçlarının ise kesim bedellerine hükmedilmesinde; üzerinde bulunan yapılara resmi birim fiyatları esas alınıp, yıpranma payı düşülerek değer biçilmesinde ve tespit edilen bedelin bloke ettirilerek hükmün kesinleşmesi beklenmeden davalı tarafa ödenmesine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Ancak;
1-Mahkemece verilen ilk hüküm bozma kararı ile ortadan kalktığı halde, bozma sonrası verilen kararda taşınmazın tapu kaydının iptaline ilişkin hüküm kurulmaması,
2-Dava tarihi (24.12.2013) olduğu halde, gerekçeli karar başlığına (03.02.2016) olarak yazılması,
3-Mahkemece verilen ilk hüküm ve ek karar bozma kararı ile ortadan kalktığı halde, bozma sonrası verilen kararda 21.07.2014 tarihli ek karar ile reddine karar verilen birleşen 2014/60 Esas sayılı dosyaya ilişkin hüküm kurulmaması,
4-2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine 6459 sayılı Yasanın 6. maddesi ile eklenen hüküm uyarınca, dava dört ay içerisinde sonuçlandırılamadığından, bozmadan sonra tespit edilen fark 205.028,48-TL"ye 25.04.2014 gününden son karar tarihi olan 07.06.2016 gününe kadar geçen süre için faiz işletilmesi gerekirken faiz başlangıç tarihinin bozma tarihi olarak esas alınması,
Doğru değilse de; bu yanılgıların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden,
a-Gerekçeli kararın hüküm fıkrasının 1 nolu bendinde yer alan (parsel sayılı taşınmazların) kelimelerinden sonra gelmek üzere (tapu kayıtlarının iptali ile davacı DSİ adına TAPUYA TESCİLİNE,) ibaresinin eklenmesine
b- Gerekçeli karar başlığında dava tarihi olarak yazılı olan (03.02.2016) tarihinin çıkartılmasına, yerine (24.12.2013) tarihinin yazılmasına,
c- Gerekçeli karara ayrı bir bent olarak (Birleşen 2014/60 Esas sayılı davanın REDDİNE ve davalı için vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,) cümlesinin eklenmesine,
d-Gerekçeli kararın hüküm fıkrasının faize ilişkin 3 nolu bendinde yer alan (bozma tarihi olan 04/11/2015 tarihinden) ibaresinin çıkartılmasına, yerine (25/04/2014 tarihinden )ibaresinin yazılmasına,
Hükmün böylece DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin alınan temyiz harçlarının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 13/03/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.