16. Hukuk Dairesi 2017/3581 E. , 2020/3466 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Davacı ... ve arkadaşları, ... İli ... İlçesi ... Köyü çalışma alanında bulunan ve 1984 yılında yapılan kadastro sırasında tespit harici bırakılan taşınmaz bölümleri hakkında, irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak, adlarına tescili istemiyle dava açmışlardır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne, 21.03.2016 havale tarihli fen bilirkişi raporunda (B) harfi ile gösterilen 6340,42 metrekare yüzölçümündeki taşınmazın davacılar adına hisseleri oranında tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı vekili ve davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro çalışmaları sırasında tespit harici bırakılan taşınmaz bölümünün, 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 14. 17 ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713. maddeleri uyarınca tescili istemine ilişkindir. Mahkemece, çekişmeli taşınmazın fen bilirkişi raporunda (B) harfi ile gösterilen bölümü üzerinde imar-ihya ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetlik koşullarının davacı lehine oluştuğu, aynı raporda (A) harfi ile gösterilen bölümün ise tarım arazisi niteliği taşımadığı kabul edilmek suretiyle yazılı şekilde karar verilmiş ise de, yapılan inceleme ve araştırma hüküm kurmaya elverişli değildir. Bilindiği üzere bir arazinin kullanım süresi ile niteliğini ve üzerindeki imar-ihya işlemlerinin tamamlandığı tarihi belirlemenin en iyi yöntemi hava fotoğraflarının incelenmesi olduğu halde, dava tarihinden 15-20-25 yıl öncesine ait üç ayrı tarihte çekilmiş hava fotoğrafları üzerinde uzman jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişi eliyle inceleme yapılmamış, taşınmaz bölümünün geçmişte ne durumda bulunduğu, ilk olarak ne zaman, kim tarafından ve ne şekilde kullanıldığı hususlarında mahalli bilrkişilerden maddi olaylara dayalı ayrıntılı olarak beyan alınmamıştır. Bu şekilde eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak hüküm kurulması hukuken mümkün değildir.
Hal böyle olunca; sağlıklı sonuca varılabilmesi için mahkemece öncelikle, dava tarihinden 15-20-25 yıl öncesine ilişkin en az 3 ayrı evreye ilişkin stereoskopik hava fotoğrafları tarihleri açıkça yazılmak suretiyle Harita Genel Komutanlığından getirilerek dosya arasına konulmalı, dosya bu şekilde ikmal edildikten sonra mahallinde, yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler ve taraf tanıkları ile jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişi, üç kişilik ziraat mühendisi bilirkişi kurulu ve fen bilirkişisinin katılımı ile yeniden keşif yapılmalı ve yapılacak bu keşif sırasında dinlenilecek yerel bilirkişi ve tanıklardan, davaya konu taşınmaz bölümlerinin geçmişte ne durumda bulunduğu, ilk olarak ne zaman ve nasıl kullanılmaya başlandığı, kime ait olduğu, kimden nasıl intikal ettiği, imar-ihyaya konu edilip edilmediği, edilmiş ise ihyanın ne zaman başlayıp bitirildiği etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsel tutanak ve dayanakları ile denetlenmeli, dinlenen mahalli bilirkişi ve tanık beyanlarının çelişmesi halinde gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle çelişki giderilmeye çalışılmalı; ziraat mühendisi bilirkişi kurulundan, önceki tarihli bilirkişi raporu da irdelenmek suretiyle, çekişmeli taşınmaz bölümlerinin toprak yapısını ve niteliğini, zirai durumunu, üzerinde sürdürülen zilyetliğin şeklini ve süresini, taşınmaz bölümleri üzerindeki bitki örtüsünü, taşınmaz bölümlerinin imar-ihyaya konu olup olmadığını ve imar-ihyanın tamamlandığı tarihi belirtir nitelikte, komşu parsellerle karşılaştırmalı değerlendirmeyi ve taşınmaz bölümlerinin değişik yönlerden çekilmiş fotoğraflarını da içerir, bilimsel esaslara ve somut verilere dayalı, ayrıntılı, gerekçeli ve önceki zirai bilirkişi tarafından verilen raporlar arasındaki çelişkileri de giderecek şekilde rapor alınmalı; fen bilirkişisinden, dava konusu taşınmaz bölümlerini gösterir ve keşfi takibe elverişli ayrıntılı rapor ve kroki düzenlemesi istenilmeli; jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişiden ise, hava fotoğrafları üzerinde uygulama yaptırılarak, taşınmaz bölümlerinin önceki ve şimdiki niteliğinin, imar-ihyaya en erken ne zaman başlanıldığının ve tamamlandığının, ekonomik amacına uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle zilyetliğine ne zaman başlanıldığının belirlenmesine çalışılmalı; çekişmeli taşınmaz bölümleri ve çevresinde bulunan taşınmazların nitelikleri hususlarındaki mahkeme hakiminin gözlemi keşif zaptına aynen yansıtılmalı; keşifteki tanık ve yerel bilirkişi ifadeleri bilimsel esaslara ve maddi bulgulara dayanılarak hazırlanan söz konusu bilirkişi raporlarıyla denetlenmeli ve bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek, dava konusu taşınmaz bölümlerinde davacı yararına kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile iktisap koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği belirlenerek, sonucuna göre karar verilmelidir. Mahkemece bu yönler gözetilmeksizin, yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davacıya iadesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 28.09.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.