23. Ceza Dairesi 2015/852 E. , 2015/251 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Dolandırıcılık
HÜKÜM : Mahkumiyet
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır.
Bu açıklamalar çerçevesinde somut olay değerlendirildiğinde;
Sanık ile mağdurun yeğeni olan İsa"nın asker arkadaşı olduğu, askerlik sonrasında sanığın İsa"yı arayarak gömü bulduklarını, bunu satmaya çekindiklerini, yardımcı olup olmayacağını sorduğu, İsa"nın da bu durumu dayısı olan mağdura anlattığı, mağdurunda sanıktan bir numune altın göndermesini istemesi üzerine sanığında bir adet gerçek Reşat altınını kargo yolu ile mağdura gönderdiği, mağdurun bu altını kuyumculara göstererek gerçek olduğunu öğrenmesi üzerine sanıktan diğer altınları almak üzere yanında yeğeni İsa olduğu halde suç tarihinde Isparta otogarında sanık ile buluştukları, sanığın yanında getirdiği 200 adet sahte altını mağdura 20000 TL karşılığında verdiği, mağdurun daha sonra sanıktan aldığı 200 adet altının sahte olduğunu öğrenmesini anlayarak şikayette bulunması şeklinde gelişen olayda, mahkemenin dolandırıcılık suçunun oluştuğuna yönelik kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Sanık hakkında karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 5560 sayılı Kanun"un 23. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK"nın 231. maddesindeki “hükmün açıklanmasının geri bırakılması”na ilişkin düzenlemenin uygulanması konusunda olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemiş ise de; dosy a içeriğine göre, taraflar arasında uzlaşmanın gerçekleşmediği ve mağdurun şikayetinin devam ettiği, zararının da giderilmediği anlaşılmakla, sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması hususunun değerlendirilmemesi ve yargılama giderlerine hükmolunurken 32,30 TL rapor ücretinin hesaplanmayarak sanığa eksik yargılama giderine neden olunması aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1)Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 19.06.2007 tarih ve 2007/10-108 E.,2007/152 K. sayılı ilamında da belirtildiği gibi yasa koyucunun ayrıca adli para cezası öngördüğü suçlarda, hapis cezasının alt sınırdan tayini halinde mutlak surette adli para cezasının da alt sınırdan tayini gerektiği yönünde bir zorunluluk bulunmamasına rağmen, yeterli ve yasal gerekçe gösterilmeksizin adli para cezasının alt sınırın üzerinde 120 gün olarak tayin edilmesi,
2)Cezası ertelenen ve denetim süresi belirlenen sanık hakkında infazı kısıtlar biçimde “sanığın denetim süresi içinde kasıtlı bir suç işlemesi halinde ertelenen cezanın tamamen infaz kurumunda çektirilmesine” hükmedilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı yasanın 8/1.maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 321.maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden duruşma yapılmasını gerektirmeyen bu hususların aynı kanunun 322.maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkrasındaki adli para cezasının belirlenmesine ilişkin bölümlerdeki "120 gün", "100 gün", "2.000 TL" ibarelerinin yerine sırasıyla "5 gün", "4 gün", "80,00 TL" ibarelerinin eklenmesi, hükmün 7. parağrafından “51/7 maddesi gereğince denetim süresi içinde kasıtlı bir suç işlemesi halinde cezanın tamamen infaz edileceğinin ihtarına” ilişkin kısım çıkartılıp, yerine “TCK’nın 51/7. maddesi gereğince sanığın denetim süresi içinde kasıtlı bir suç işlemesi veya kendisine yüklenen yükümlülüklere hakimin uyarısına rağmen uymamakta ısrar etmesi halinde; ertelenen cezanın kısmen veya tamamen infaz kurumunda çektirilmesine karar verileceğinin ihtarına” cümlesinin eklenmesi suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 01.04.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.