Abaküs Yazılım
Ceza Genel Kurulu
Esas No: 2012/6-1281
Karar No: 2013/630

Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2012/6-1281 Esas 2013/630 Karar Sayılı İlamı

Ceza Genel Kurulu         2012/6-1281 E.  ,  2013/630 K.

    "İçtihat Metni"

    Tebliğname :2011/139499
    Yargıtay Dairesi : 6. Ceza Dairesi
    Mahkemesi : İZMİR 17. Asliye Ceza
    Günü  : 31.12.2010  
    Sayısı  : 607-1013

    Hırsızlık suçundan sanık A.Ö.."in 765 sayılı TCK’nun 493/1-son, 522, 523/1 ve 59/2. maddeleri gereğince 8 ay 26 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına ilişkin, İzmir 17. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 31.10.2002 gün ve 437-677 sayılı hükmün sanık müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 6. Ceza Dairesince 06.12.2005 gün ve 17852-11403 sayı ile; 
    "...Diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
    Ancak; sanıkların eylemine uyan 765 sayılı TCY’nın 493/1-son, 522/1, 523/1 ve 59/2. maddelerine göre, hükümden sonra 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı TCY’nın aynı suça uyan 142/1-b, 143/1, 168/1 ve 62/1. maddelerinde öngörülen özgürlüğü bağlayıcı cezanın türü, alt ve üst sınırları bakımından, anılan Yasanın 7/2, 5252 sayılı Yasanın 9/3. maddeleri ışığında sanıklar yararına olması ve 5237 sayılı Yasa hükümleri uyarınca yeniden değerlendirme ve uygulama yapılmasında zorunluluk bulunması" nedeniyle bozulmasına karar verilmiştir.
     Yerel mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda 06.12.2006 gün ve 351-869 sayı ile; sanığın lehe olan 5237 sayılı TCK"nun 142/1-b, 143, 168/1 ve 62. maddeleri uyarınca 7 ay 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.
    Hükmün sanık müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 6. Ceza Dairesince 01.07.2010 gün ve 28553-12044 sayı ile;
     "... Aşamalarda suçu kabul etmeyen sanık A. Ö.."in, yüklenen suçu işlediğine ilişkin diğer sanıklar Ü.Ü.. ve E.B.."in Sulh Ceza Hakimliğindeki sorgularında reddettikleri kolluktaki ve kovuşturma aşamasındaki suç atma niteliğinde kalan anlatımları dışında, hükümlülüğüne yeterli, hukuka uygun, kuşkudan uzak, kesin, yeterli ve inandırıcı kanıt bulunmadığı gözetilmeden, yüklenen hırsızlık suçundan beraati yerine, yasal ve yerinde olmayan gerekçeyle hükümlülüğüne karar verilmesi" isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.
    Yerel mahkeme ise 31.12.2010 gün ve 607-1013 sayı ile;
    "...Yakalama tutanağı içeriğinden de anlaşılacağı üzere müştekiye ait teybin sanık Ü.."in ikametinde ele geçtiği, Ü.. ile A.."in bu olayla ilgili olarak birlikte yakalandığı ve sıcağı sıcağına bu olayı gerçekleştirdiklerinde yanlarında olan E.."ın isimini verdikleri, E.."ın da yer gösterme tutanağı ile aracı ve eylemi gerçekleştirdiği yeri ve şeklini gösterdiği, bunun müştekinin müracatı ile örtüştüğü gibi yer gösterme sırasında hazır olduğu anlaşılan müştekinin doğruladığı, sorguları sırasında Ü.."in bütün suçları üstüne alma gayreti ile sanık A.. ve E..ı kurtarmak için tüm suçları kendisinin işlediğini söylediği, fakat bu beyanından duruşmada döndüğü ve ifadesinden dönerken de bir kısım avukatların üç kişi olunca çok ceza alınacağını söylediği için sorguda tek başına yaptığını söyleyerek çelişkiyi giderdiği dikkate alındığında, itibar edilmesi gereken beyan yapılan yer gösterme, duruşma ve hazırlık beyanları olduğu kabul edilerek sanık A..in de içinde bulunduğu şekilde E.. ve Ü.."in katıldığı bir eylem ile bu müştekiye karşı eylemin gerçekleştirildiği, haklarındaki karar daha önce kesinleşen diğer müştekilere yönelik eylemlerin de A..ve Ü.. tarafından yapıldığı kabul edilmiş, mahkûmiyet kararları verilmiş, müşteki H. Ş..dışındaki mağdurlara yönelik eylemler Yargıtay 6. Ceza Dairesi ilamı ile onanmıştır.
    Buna göre, sanık A.."e yönelik iddianın bir atfı cürüm olmadığı, hem sanık Ü.."in hazırlık ve duruşmadaki olay yakalama tutanağı içeriğine, suç eşyasının ele geçmesine yönelik anlatımı, hem de sanık E.."ın hazırlıkta ve duruşmadaki anlatımı ve yer göstermesine dayalı delillere göre suçu işlediği ve suça katıldığı sabit olup, savunması suçtan kurtulmaya yönelik olduğundan mahkumiyetine karar vermek gerekmiştir...” gerekçesiyle önceki hükümde direnilmesine karar vermiştir.
     Bu hükmün de sanık müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının “zamanaşımı nedeniyle düşme” istekli 28.09.2012 gün ve 139499 sayılı tebliğnamesi ile Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
    TÜRK MİLLETİ ADINA
    CEZA GENEL KURULU KARARI
    Sanıklar A.Ö.. ve Ü. Ü.. hakkında sahibi belirlenemeyen otomobilden hırsızlık suçu ile şikâyetçiler M. G.., M.T.. ve A. A.."ın otomobillerinden hırsızlık suçları nedeniyle kurulan mahkûmiyet hükümleri Özel Dairece onanmak suretiyle, sanık Ü. Ü..hakkında şikâyetçi H. Ş.."e yönelik hırsızlık suçundan kurulan mahkûmiyet hükmü, sanıklar M. D.. ve O. Ç.. hakkında cürüm eşyasını satın almak suçundan kurulan beraat hükümleri, sanık E. B.. hakkında şikâyetçi H. Ş.."e yönelik hırsızlık suçundan kurulan mahkûmiyet ve hırsızlık malını kabul etmek suçundan kurulan beraat hükümleri  temyiz edilmeksizin kesinleşmiş olup inceleme, sanık A. Ö.. hakkında şikâyetçi H.  Ş..e yönelik hırsızlık suçundan kurulan hükümle sınırlı olarak yapılmıştır.
     Özel Daire ile yerel mahkeme arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanığa atılı hırsızlık suçunun sabit olup olmadığının belirlenmesine ilişkindir.
    İncelenen dosya kapsamından;
     18.05.2002 günü saat 10.55 de düzenlenen görgü tespit tutanağına göre; şikâyetçinin otomobilinin sol ön kapısının açık olduğu, teybinin yerinde olmadığı ve teybe ait kabloların dışa sarkık olduğunun belirlendiği,
     Saat 17.00 de düzenlenen olay, yakalama ve üst arama tutanağına göre; aynı gece ve daha önce gerekleştirilen beş ayrı otomobilden hırsızlık eylemleri nedeniyle yapılan araştırmalar neticesinde suçla ilgili olduğu tespit edilen A. Ö.. ve Ü. Ü..nün ikametlerinde yakalandıkları, Ü.."in evinden hırsızlık malı olduğu tespit edilen dört adet otomobil teybinin ele geçtiği, 
     Saat 20.00 de düzenlenen tutanağa göre; sanık Ü.."de ele geçen markası belli olmayan kahverengi otomobil teybinin değer tespiti yapıldıktan sonra sahibi H. Ş.."e teslim edildiği,
    Saat 20.20 de düzenlenen yer gösterme tutanağına göre; sanıklar A. Ö.. ve Ü. Ü..."nün aynı gece gerçekleştirilen başka hırsızlık eylemleri ile birlikte şikâyetçi H.  Ş.."e ait otomobilden teyp hırsızlığına ilişkin yer göstermede bulundukları, anlatımlarının şikâyetçi tarafından da doğrulandığı, tutanağın sanıklar tarafından imzalandığı,
    Saat 21.45 de düzenlenen yakalama ve üst arama tutanağına göre; A.. ve Ü..in sözlü anlatımlarında yanlarında E.."ın da olduğunu belirtip adresini bildirmeleri üzerine E.."ın ikametinde yakalandığı,
     Saat 23.15 de düzenlenen yer gösterme tutanağına göre; sonradan yakalanan E.."ın da 20.20 de düzenlenen yer gösterme tutanağı ile örtüşecek şekilde bilgi verdiği, yer gösterme beyanlarının şikâyetçi H. Ş..tarafından da doğrulandığı hususunun tutanağa geçirildiği ve tutanağı E.."ın imzaladığı,
      Aynı gün şikâyetçi A.A.."a karşı işlenen otomobilden teyp hırsızlığı suçu ile Şubat 2002, 25.03.2002, 17.05.2002 tarihlerinde gerçekleştirilen diğer hırsızlık eylemleri nedeniyle sanıklar A.. ve Ü.. hakkında mahkûmiyet kararı verildiği ve bu hükümlerin Özel Dairece onanmak suretiyle kesinleştiği,
     Şikâyetçi H.Ş.."in aşamalarda; hırsızlık eyleminden önce aracının kapılarının kilitli olduğunu ve yetkililerce kapıda zorlama izlerinin tespit edildiğini belirttiği,
     Sanık A.."in kız arkadaşı olduğunu belirten savunma tanığı S. Ö.."ün; sanığın ekonomik durumunun iyi olduğunu, ancak kısa bir süre önce bir trafik kazası yaptığını, kazaya karışan aracın masraflarının Ö..adlı bir arkadaşı tarafından karşılandığını beyan ettiği, 
     Hakkında hırsızlık malı satın almak suçundan beraat hükmü kurulan O. Ç.."ın; bir buçuk ay kadar önce Ü.."in bir arkadaşı ile gelerek oto teybi almak isteyip istemediğini sorduğunu ifade ettiği,
    Sanık Ü. Ü.."nün kolluk görevlilerince alınan ifadesinde; bir trafik kazasından kaynaklanan borçları nedeniyle paraya ihtiyacı olduğunu söyleyen A..ve E..ile suçu birlikte işlediklerini söylerken, sorguda tüm eylemleri kendisinin yaptığını belirterek, “Ben tek başıma yaptım, karakolda polisten korktuğum için arkadaşlarımın adını verdim” dediği, kovuşturma aşamasında ise sorgudaki ifadesinden dönerek eylemleri A..ile birlikte yaptıklarını açıkladığı, çelişkiyi de "bir kısım avukatlar sorgu sırasında "üç kişi olursa cezalar çok artar çok ceza görürsünüz" dedikleri için tek başıma işlediğimi söylemek zorunda kaldım” sözleri ile giderdiği, 
    Sanık  E.."ın kolluk görevlilerince alınan ifadesinde; kendisi ile birlikte hırsızlık eylemini gerçekleştiren olarak A.. ve Ü..in adını verirken, sorguda; “Ü.., benim ve A.."in adını vermiş. Ben olaya karışmadım, kolluktaki ifademi polisler kendileri yazmışlar, okumadan imzaladım” şeklinde savunmada bulunduğu, yargılama aşamasında ise kolluktaki ifadesine benzer şekilde 18.05.2002 günü şikâyetçi H. Ş.."e ait araçtan Ü.. ile A.."in hırsızlık yaptıklarını açıkladığı,
     Sanık A.Ö.."in aşamalarda; hırsızlık yapmaya ihtiyacı olmadığını, askerden izinli geldiğinde babasının adına kayıtlı aracı kullanırken kaza yaptığını ve tamirciye bırakıp tamirat parasını ödediğini, iddia edildiği gibi hırsızlık eylemlerinin hiçbirine katılmadığını savunduğu, 
    Anlaşılmaktadır.
     5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 141. maddesinde; "Zilyedinin rızası olmadan başkasına ait taşınır bir malı, kendisine veya başkasına bir yarar sağlamak maksadıyla bulunduğu yerden alan kimseye bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası verilir" şeklinde hırsızlık suçunun basit şekli düzenlenmiş, "Nitelikli Hırsızlık" başlıklı 142. maddesinin konumuza ilişkin 1. fıkrasında ise;
    "(1) Hırsızlık suçunun;
    a) Kime ait olursa olsun kamu kurum ve kuruluşlarında veya ibadete ayrılmış yerlerde bulunan ya da kamu yararına veya hizmetine tahsis edilen eşya hakkında,
    b) Herkesin girebileceği bir yerde bırakılmakla birlikte kilitlenmek suretiyle ya da bina veya eklentileri içinde muhafaza altına alınmış olan eşya hakkında,
    c) Halkın yararlanmasına sunulmuş ulaşım aracı içinde veya bunların belli varış veya kalkış yerlerinde bulunan eşya hakkında,
    d) Bir afet veya genel bir felâketin meydana getirebileceği zararları önlemek veya hafifletmek maksadıyla hazırlanan eşya hakkında,
    e) Adet veya tahsis veya kullanımları gereği açıkta bırakılmış eşya hakkında,
    İşlenmesi hâlinde, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur..." şeklindeki düzenleme ile suçun bir kısım nitelikli hallerine yer verilmiştir.
    5271 sayılı CMK"nun “Delilleri Takdir Yetkisi” başlıklı 217. maddesi ise; “Hâkim, kararını ancak duruşmaya getirilmiş ve huzurunda tartışılmış delillere dayandırabilir. Bu deliller hâkimin vicdanî kanaatiyle serbestçe takdir edilir.
     Yüklenen suç, hukuka uygun bir şekilde elde edilmiş her türlü delille ispat edilebilir” biçiminde düzenlenmiş olup, maddenin gerekçesinde de; “Ceza davasında ulaşılması amaçlanan temel hedef, gerçeğin meydana çıkarılmasıdır. Madde, gerçeğe ulaşmak bakımından delillerin serbestliği ilkesini kabul etmiş bulunmaktadır. Türk sistemi, maddenin birinci fıkrasında ifade edildiği üzere, suçun varlığının ve sanığın sorumluluğunun, kanunun ayrıca hüküm koyduğu hâller dışında, her türlü delille saptanabileceğini kabul etmiş bulunmaktadır…” açıklaması yapılmıştır.
    Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde;
    Sanık A. Ö.. ile hakkındaki hüküm uyuşmazlık konusu olmayan sanık Ü.Ü.. hakkında aynı gece işlenen ve daha önceki tarihlerde gerçekleştirilen hırsızlık suçundan kurulan mahkûmiyet hükümlerinin Özel Dairece onanmak suretiyle kesinleştiği olayda, dosya içinde yer alan bilgi ve belgeler, tüm sanıklar tarafından imzalanmış ve şikâyetçi tarafından da doğrulanmış olan yer gösterme ve olay tutanakları, tanık anlatımları ile sanıkların savunmaları birlikte değerlendirildiğinde; suç tarihinde asker olup dağıtım iznine geldiği belirlenen sanık A.."in gece sayılan zaman diliminde şikâyetçi A. A.."a ait otomobilden teyp hırsızlığı suçunu işledikten sonra, sanık E.."ın gözcülük yaptığı ortamda sanık Ü.. tarafından kapısı açılan H. Ş.."e ait otomobilin içindeki teybi alarak hırsızlık eylemini adı geçen diğer sanıklar ile birlikte gerçekleştirdiği anlaşıldığından, sanığın üzerine atılı suçun sübuta erdiği kabul edilmelidir.
    Bu itibarla, yerel mahkeme direnme gerekçesi isabetli olduğundan, hükmün esasının incelenmesi için dosyanın Özel Daireye gönderilmesine karar verilmelidir.
    SONUÇ:
    Açıklanan nedenlerle;
    1- İzmir 17. Asliye Ceza Mahkemesinin 31.12.2010 gün ve 607-1013 sayılı hükmündeki direnme nedenlerinin İSABETLİ OLDUĞUNA,
    2- Dosyanın, hükmün esasının incelenmesi için Özel Daireye gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 24.12.2013 tarihinde yapılan müzakerede oybirliğiyle karar verildi.

     


     

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi