Abaküs Yazılım
4. Daire
Esas No: 2016/9157
Karar No: 2021/2759
Karar Tarihi: 24.05.2021

Danıştay 4. Daire 2016/9157 Esas 2021/2759 Karar Sayılı İlamı

T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2016/9157
Karar No : 2021/2759

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …

KARŞI TARAF (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı (… Vergi Dairesi Müdürlüğü)

İSTEMİN KONUSU : ... Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına, 2011/07 no.lu fiş ile tahakkuk ettirilen 54.497,52 TL'lik 2005 dönemi özel usulsüzlük cezasına ilişkin vergi borcunun iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Vergi Mahkemesince verilen kararda; dava konusu olan 2005 yılına ilişkin olarak kesilen özel usulsüzlük cezasının tahsili amacıyla düzenlenen ödeme emrine karşı ... Vergi Mahkemesi'nin … sayılı esasına kayden açılan davada, düzenlenen ödeme emrinde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği, bu kararın ise temyiz edilmeksizin kesinleştiği, aynı konuda (2005 yılı özel usulsüzlük cezasının kaldırılması için) açılan, tarafları ve sebebi aynı olan bu davanın esasının kesin hüküm sebebiyle incelenme olanağı bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, adına düzenlenen ihbarnamenin usulüne uygun tebliğ edilmediği, vergi borcunun zamanaşımına uğradığı, bu nedenle vergi mahkemesi kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.

TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
213 sayılı Vergi Usul Kanununun -dava konusu işlem tarihinde yürürlükteki şekliyle- "Tebliğ Esasları" başlıklı 93. maddesinde, tahakkuk fişinden gayri, vergilendirme ile ilgili olup, hüküm ifade eden bilumum vesikaların ve yazıların adresleri bilinen gerçek ve tüzel kişilere posta vasıtasıyla ilmuhaberli taahhütlü olarak, adresleri bilinmeyenlere ilan yolu ile tebliğ edileceği, aynı Kanunun "Yabancı memlekette bulunanlara tebliğ" başlıklı 97. maddesinde, yabancı memlekette bulunanlara tebliğin o memleketin yetkili makamı vasıtasiyle yapılacağı, kendisine tebliğ yapılacak kişi Türk vatandaşı ise tebliğin Türk siyasi memuru veya konsolosu vasıtasiyle de yapılabileceği, "Tebliğ Evrakının Teslimi" başlıklı 102. maddesinde de, muhatabın zarf üzerinde yazılı adresini değiştirmesinden dolayı bulunamamış olması halinde posta memurunun durumu zarf üzerinde yazacağı ve mektubun posta idaresince derhal tebliği yaptıran daireye geri gönderileceği, son fıkrasında da, yukarıda fıkralarda yazılı işlemlerin komşularından bir kişi veya muhtar veya ihtiyar heyeti üyelerinden veyahut bir zabıta memuru huzurunda icra ve keyfiyeti taahhüt ilmuhaberine yazılarak tarih ve imza vazedilmek ve hazır bulunanlara da imzalattırmak suretiyle tespit olunacağı, 103. maddesinde ise; muhatabın adresi hiç bilinmezse, muhatabın bilinen adresi yanlış veya değişmiş olur ve bu yüzden gönderilmiş olan mektup geri gelirse, başkaca sebeplerden dolayı posta ile tebliğ yapılmasına imkan bulunmazsa tebliğin ilan yoluyla yapılacağı, ayrıca 113. maddesinde, "Zamanaşımı, süre geçmesi suretiyle vergi alacağının kalkmasıdır. Zamanaşımı, mükellefin bu hususta bir müracaatı olup olmadığına bakılmaksızın hüküm ifade eder.", 114/1. maddesinde de, "Vergi alacağının doğduğu takvim yılını takip eden yılın başından başlıyarak beş yıl içinde tarh ve mükellefe tebliğ edilmiyen vergiler zamanaşımına uğrar." hükmü yer almıştır.
Dosyanın incelenmesinden, davacı hakkında 2005 dönemi gelir vergisi yönünden yapılan incelemede neticesinde düzenlenen … tarihli ve … sayılı Vergi İnceleme Raporunda, gayrimenkul alım satımı sonucu elde edilen kazancını kayıt dışı bıraktığından bahisle adına cezalı tarhiyat önerilmesi üzerine düzenlenen 2005 dönemi özel usulsüzlük cezasına ilişkin … tarihli ve … sayılı ihbarnamenin davacının, 02/04/2010 tarihinde davalı idareye bildirdiği, ‘‘… Mah. … Sok. No:… Gazimagosa /KKTC’’ adresinde 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 97. maddesi hükmü uyarınca 22/12/2010 tarihinde tebliğine çalışıldığı, ancak davacının gidilen adreste tanınmadığı şerhi ile Lefkoşa Büyükelçiliğine Konsolosluk şubesine iade edildiği, bu durumun Lefkoşa Büyükelçiliğince Maliye Bakanlığına yazılan 05/01/2011 tarihli yazı ile bildirildiği, zira, Ankara Kadın Kapalı İnfaz Kurumu Müdürlüğünün … tarih ve … sayılı yazısından davacının 22/12/2010 tarihinde tutuklandığı bilgisinin verildiği, öte yandan davacı adına adresinde tebligatın yapılamadığından bahisle 05/12/2010 tarihinde ihbarnameye ilişkin ilanın yayınlandığı ve tebligatın tarihinin de 05/01/2011 tarihi olarak kabul edildiği, bu arada, davalı idarece davacı adına … tarihli ve … tarihli tahakkuk fişinin düzenlendiği, davacı tarafından ise 17/09/2014 tarihinde e-devlet uygulamasından söz konusu borcun öğrenilmesiyle 22/09/2014 tarihinde temyize konu davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Olayda, Vergi Mahkemesi kararında 2005 dönemi özel usulsüzlük cezasına ilişkin ödeme emrinin iptali için ... Vergi Mahkemesi'nin … sayılı esasına kayden açılan davada verilen … tarih ve … sayılı Kararın kesinleştiğinden bahisle tarafları ve sebebi aynı olan bu davanın esasının incelenmesine olanak bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, ... Vergi Mahkemesinde görülen dava konusunun davacıya … tarihinde tebliğ edilen … sayılı ödeme emri olduğu, iş bu dosyada görülen dava konusunun ise davacının e-devlet üzerinden öğrendiği, … tarihli ve … tarihli tahakkuk fişi içeriği özel usulsüzlük cezası olduğu görülmüş olup, kesin hüküm şartlarının bulunmadığı görülmüştür.
Dava konusu vergi borcuna ilişkin ihbarnamenin davacının bilinen adresinde 22/12/2010 tarihinde tebliğe çalışıldığı, ancak ihbarnameye ilişkin ilanın 05/12/2010 tarihinde -tebliğe çalışılan tarihten daha önce- yapıldığı anlaşıldığından, dava konusu vergi borcunun usulüne uygun olarak kesinleştirilmediği görülmektedir. Dolayısıyla vergi alacağının doğduğu takvim yılını takip eden yılın başından başlıyarak beş yıl içinde mükellefe usulüne uygun olarak tebliğ edilmeyen ve kesinleştirilmeyen dava konusu amme alacağının Vergi Usul Kanununun 114. maddesine göre zamanaşımına uğradığı anlaşıldığından Vergi Mahkemesi kararında isabet görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin kabulüne,
2. Temyize konu ... Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Vergi Mahkemesine gönderilmesine,
4. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen onbeş (15) gün içinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 24/05/2021 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

(X) KARŞI OY:
Davacı adına, … no.lu fiş ile tahakkuk ettirilen 54.497,52 TL'lik 2005 dönemi özel usulsüzlük cezasına ilişkin vergi borcunun iptali için açılan davada, verilen ret kararının bozulması istenilmektedir.
Dosyanın incelenmesinden, davacı hakkında 2005 dönemi gelir vergisi yönünden yapılan incelemede neticesinde düzenlenen … tarihli ve … sayılı Vergi İnceleme Raporunda, gayrimenkul alım satımı sonucu elde edilen kazancını kayıt dışı bıraktığından bahisle adına cezalı tarhiyat önerilmesi üzerine, 2005 dönemi özel usulsüzlük cezasına ilişkin … tarihli ve … sayılı ihbarnamenin usulüne uygun olarak tebliğ edildiğinden bahisle davalı idarece … tarihli ve … tarihli tahakkuk fişinin düzenlendiği, davacı tarafından ise 17/09/2014 tarihinde e-devlet uygulamasından söz konusu borcun öğrenilmesiyle 22/09/2019 tarihinde temyize konu davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Vergi mahkemesinde dava açmaya yetkili olanları belirleyen 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 377. maddesinin 1. fıkrasında; mükellefler ve kendilerine vergi cezası kesilenlerin, tarh edilen vergilere ve kesilen cezalara karşı vergi mahkemesinde dava açabilecekleri belirtildikten sonra, 378. maddesinde de; vergi mahkemesinde dava açabilmek için verginin tarh edilmesi, cezanın kesilmesi, tadilat ve takdir komisyonları kararlarının tebliğ edilmiş olması, tevkif yoluyla alınan vergilerde istihkak sahiplerine ödeme yapılmış veya ödemeyi yapan taraftan verginin kesilmiş olması, mükelleflerin beyan ettikleri matrahlara ve bu matrahlar üzerinden tarh edilen vergilere karşı dava açamayacakları hüküm altına alınmıştır.
Buna göre vergi mahkemelerinde dava konusu edilebilecek kesin ve yürütülmesi zorunlu idari işlemler, tesis sebepleri, şekli, doğuracağı hukuki sonuçları vergi kanunlarıyla belirlenmiş işlemler olup, bu aşamada davacı adına düzenlenen tahakkuk fişi kesin ve yürütülmesi gereken işlem niteliğinde bulunmamaktadır.
Mükelleflerin adına düzenlenen ihbarnameye karşı süresinde dava açılmaması üzerine düzenlenen tahakkuk fişinin idari davaya konu olabilecek kesin ve icrai nitelikte işlem olmadığından davanın bu gerekçeyle incelenmeksizin reddine karar verilmesi gerekirken kesin hüküm gerekçesiyle verilen kararın hukuka aykırı olduğu düşünüldüğünden çoğunluk kararına katılmıyorum.

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi