Esas No: 2019/7981
Karar No: 2021/2493
Karar Tarihi: 24.05.2021
Danıştay 10. Daire 2019/7981 Esas 2021/2493 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2019/7981
Karar No : 2021/2493
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Valiliği / …
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : …'a vesayeten …
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : …İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı tarafından, ikamet ettiği Batman ili, Hasankeyf ilçesi, …köyünden terör olayları nedeniyle göç etmek zorunda kaldığından bahisle mal varlığına ulaşamamadan kaynaklı uğradığı ileri sürülen zararların 5233 sayılı Kanun uyarınca tazmini istemiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin Batman 3 No'lu Zarar Tespit Komisyonu Başkanlığı'nın … tarih ve … sayılı işleminin iptali ve bu zarara karşılık 50.000,00 TL maddi tazminatın başvuru tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte ödenmesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; Mahkemenin … tarih ve E:…, K:… sayılı "Davanın Reddi" kararının Danıştay (Kapatılan) Onbeşinci Dairesi'nin 15/11/2018 tarih ve E:2014/5034, K:2018/7595 sayılı kararı ile bozulması üzerine bozma kararına uyularak; uyuşmazlık konusu taşınmazların bulunduğu Batman ili, Hasankeyf ilçesi, … köyünün, dava dosyasında yer alan Batman Jandarma Bölge Komutanlığı'nın … tarih ve … sayılı yazısına göre 1991 yılında artan terör olayları nedeniyle tamamen boşaltıldığı, 5233 sayılı Kanun'da başvurucuların sadece tapulu taşınmazlarına yönelik bir korumanın değil, aynı zamanda zilyetliğe dayalı hakkın da muhafaza edilmesinin söz konusu olduğu, bu anlamda hem davacının hem de eşinin birbirinden bağımsız ayrı tapulu taşınmazları ya da zilyetlikleri olabileceğinin gözönünde bulundurulması gerektiği, bu itibarla öncelikle davacının eşi …'ın 5233 sayılı Kanun kapsamında yapmış olduğu 22/10/2004 tarihli ve .../07/2005 tarihli başvurular neticesinde davalı idare ekiplerince mahallinde yapılan keşif ve bilirkişi incelemesinde zilyetliği ilgilinin adına tespit edilen ve ödemeye esas alınan taşınmazlar ile söz konusu köyde yapılan 12/02/2009 tarihinden tapuya tescil edilerek sonuçlanan kadastro çalışmaları neticesinde davacının tam malik olduğu taşınmazlar ve eşi ...'la 1/2 oranında malik olduğu taşınmazın aynı taşınmazlar olup olmadığı hususunun; davacının katılımı sağlanarak ve başvuru dosyasında bulunan olaya ilişkin tanıklar da keşif esnasında hazır bulundurularak beyanları alınmak suretiyle tüm yönleriyle araştırılıp aydınlatılmasına olanak sağlayacak bir şekilde mahallinde keşif ve tespit işlemi yapılarak açığa kavuşturulduktan sonra tespit edilen mal varlığı değerine göre ve fakat neticede; eşe yapılan ödemeye esas alınan taşınmazlar ile aynı olması durumunda mükerrer ödemeye mahal vermeyecek şekilde işlem tesis edilmesi gerekirken, belirtilen nitelikte keşif ve tespit işlemi yapılmadan ve nitekim, …'ın başvurusu üzerine mahallinde yapılan keşif ve bilirkişi incelemesi neticesinde belirlenen ve sulhnameye esas alınan zilyetlik tespiti ile söz konusu köyde yapılan 12/02/2009 tarihinden sonuçlanan kadastro çalışmasıyla örtüşmeyen beyanları içeren … köyü Muhtarı … ve Azalar … ile … tarafından imza altına alınan 06/09/2010 tarihli tutanak esas alınmak suretiyle tesis edildiği anlaşılan dava konusu işlemde hukuka uygunluk bulunmadığı, usule uygun bir şekilde yapılacak keşif ve tespit işlemi neticesinde; eş …'a yapılan ödemeye esas alınan taşınmazlardan, davacı adına tapuda tescil edilen ve hak iddasına sebep gösterilen taşınmazlar ile aynı olduğu belirlenen taşınmazlar için, davacıya da ödeme yapılması durumunda bunun aile birliği dikkate alındığında mükerrer ödeme sonucunu doğuracağından, bu taşınmaz/taşınmazlar yönünden 5233 sayılı Kanun kapsamında davacıya herhangi bir ödeme yapılmayacağı, davacının, uğranılan zarara karşılık 50.000,00-TL maddi tazminatın başvuru tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte ödenmesi istemine ilişkin olarak; Batman Valiliği Zarar Tespit Komisyonu Başkanlığı tarafından, yargı kararlarının uygulanması zorunluluğu karşısında, yukarıda belirtilen gerekçe dikkate alınmak suretiyle bu doğrultuda gerekli işlemler yapıldıktan sonra davacının istemi hakkında yeni bir karar alınması gerektiğinden bu safhada davacının tazminat talebi hakkında karar verilmesine hukuken olanak bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline, tazminat istemi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, Zarar Tespit Komisyonu'nun görevini Kanun'a uygun olarak yerine getirdiği, dava konusu yerde davacı adına kayıtlı herhangi bir taşınmaz kaydı bulunmadığı, adli mercilerde kadastro tespitinin aksi yönünde verilmiş bir kararın da bulunmadığı, davacıya ait zilyetlik yahut intifa veya mülkiyetten gayri bir ayni hak sahipliğini gösterir bilgi veya belgenin de bulunmadığı, davacının taleplerine ilişkin olarak eşi İskender Baytar'a ödeme yapıldığından davacının tazminat alacağı da bulunmadığı ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı tarafından, savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, dosya tekemmül ettiğinden yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin işin gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Mahkeme kararında; "...5233 sayılı Kanun'da başvurucuların sadece tapulu taşınmazlarına yönelik bir korumanın değil, aynı zamanda zilyetliğe dayalı hakkın da muhafaza edilmesinin söz konusu olduğu..." hususu yer alsa da; Kanun'un uygulanmaya başladığı ilk zamanlarda köylerde kadastro çalışmaları yapılmadığı ya da tamamlanmadığı için başvurucuların hak kaybına uğramaması adına kabul edilen zilyetlik ile mal varlığı ispatının, kadastro çalışması yapılan yerlerde gerçek bir hak sahipliği ise kadastro sonrası durum ile uyum içinde olması beklenmektedir. 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun "tapuda kayıtlı olmayan taşınmaz malların tespiti" başlıklı 14. maddesinin 1. fıkrasında yer alan "Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir." hükmü gereği, kadastro öncesi en az 20 yıl çekişmesiz ve aralıksız zilyet olan kişi, tanık beyanı ile dahi taşınmaz tespitini kendi adına yaptırabilmektedir. Bu durumda kadastro çalışması tamamlanan yerlerde yapılmış ya da yapılacak keşiflerde, tespit edilen taşınmazların tapu kayıtlarının davacı taraftan isteneceği, tapu kayıtlarının bulunmaması halinde ise zilyetlik ve kadastro sonucu arasındaki farkın bilgi, belge (dava, belge, sözleşme...) ile davacı tarafından açıklanması gerektiği, açıklanmadığı takdirde keşifte tespit edilen tapusuz taşınmazların değerlendirilemeyeceği açık olduğundan Mahkeme kararındaki zilyetlik ile ilgili kısmın; kadastro çalışması tamamlanan yerlerde tek başına dikkate alınamayacağı, yeni yapılacak işlemde yukarıda belirtilen şekilde uygulanacağı ancak Mahkeme kararında neticesi itibarıyla hukuki isabetsizlik bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalı idarenin temyiz isteminin reddine,
2. Dava konusu işlemin iptali yolundaki … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı temyize konu kararının yukarıda belirtilen gerekçe ile ONANMASINA,
3. 2577 sayılı Kanun'un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesi, 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 (on beş) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 24/05/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.