Abaküs Yazılım
Ceza Genel Kurulu
Esas No: 2012/9-1447
Karar No: 2013/628

Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2012/9-1447 Esas 2013/628 Karar Sayılı İlamı

Ceza Genel Kurulu         2012/9-1447 E.  ,  2013/628 K.

    "İçtihat Metni"

    İtirazname :2008/66227
    Yargıtay Dairesi : 9. Ceza Dairesi
    Mahkemesi : MERSİN 7. Asliye Ceza
    Günü : 07.12.2007
    Sayısı : 826-1874

    Hakaret suçundan sanık M. K.."nun 5237 sayılı TCK"nun 125/1, 62 ve 53. maddeleri uyarınca 2 ay 15 gün hapis cezasıyla cezalandırılmasına ve hak yoksunluğuna ilişkin, Mersin 7. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 07.12.2007 gün ve 826-1874 sayılı hükmün sanık tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 9. Ceza Dairesince 16.01.2012 gün ve 1672-706 sayı ile;
    “Hakaret eyleminin aynı kasıt altında kısa aralıklarla birden fazla gerçekleştiği anlaşılmakla, sanık hakkında TCK’nun 43/1. maddesinin uygulanmaması aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
    Yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak,
    1- Sanığın sarfettiği "senin burnundan fitil, fitil getiririm" sözünün TCK’nun 106/1-2. cümlesinde tanımlanan suçu oluşturacağı gözetilmeden aynı fıkranın 1. cümlesi ile hüküm kurulması,
    2- Hüküm tarihinde yürürlükte olan 5560 sayılı Kanunun 23. maddesiyle değişik CMK"nun 231. maddesindeki hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin düzenleme karşısında suçların niteliği, hükmolunan cezaların süreleri gözetilip dosyada bulunan adli sicil kaydı da değerlendirilerek, sanığın hukuki durumunun buna göre takdir ve tayini gerektiğinin gözetilmemesi” isabetsizliklerinden bozulmasına karar verilmiştir.
    Yargıtay C.Başsavcılığı ise 05.03.2012 gün ve 66227 sayı ile;
    “Yerel mahkeme kararının, tehdit suçu ile ilgili olarak 5237 sayılı Türk Ceza Yasasının 106/1-2. madde ve fıkrasının tatbiki ve tüm suçlar yönünden de CMK"nun 231. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağının tartışılması için bozulmuş olmasına göre; hakaret suçu ile ilgili olarak; 5237 sayılı Türk Ceza Yasasının 43/1. madde ve fıkrasında yer alan, "bir suç işleme kararının icrası kapsamında değişik zamanlarda bir kişiye karşı aynı suçun birden fazla işlenmesi durumunda bir cezaya hükmedilir. Ancak bu ceza, dörtte birinden dörtte üçüne kadar artırılır" hükmü karşısında; yerel mahkeme kararının, 1412 sayılı CMUK"nun 326/son, 5271 sayılı CMK"nun 307/son maddesi hükümleri gözetilmek kaydıyla, sanık hakkında 5237 sayılı Türk Ceza Yasasının 125/2, 43/1. madde ve fıkra hükümleri uygulanarak buna göre yeniden hüküm kurulması gerektiği yönünde bozulması gerektiği..." görüşüyle itiraz kanun yoluna başvurmuştur.
    CMK"nun 308. maddesi uyarınca inceleme yapan Yargıtay 9. Ceza Dairesince 06.11.2012 gün ve 8260-12083 sayı ile, itirazın yerinde görülmediğinden bahisle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
    TÜRK MİLLETİ ADINA
    CEZA GENEL KURULU KARARI
    İtirazın kapsamına göre inceleme, hakaret suçuyla sınırlı olarak yapılmıştır.
    Sanığın hakaret suçundan mahkumiyetine karar verilen somut olayda, Özel Daire ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; yerel mahkeme hükmünün sanık hakkında 5271 sayılı CMK"nun 231. maddesinin değerlendirilmesi gerektiğinden bahisle bozulmasına karar verilen bir durumda, zincirleme suç hükümlerinin uygulanmaması hususunun aleyhe temyiz olmaması nedeniyle eleştirilmesinin mi yoksa bu aykırılığın bozma nedeni olarak eklenmesinin mi isabetli olacağının belirlenmesine ilişkindir.
    İncelenen dosya kapsamından; sanığın 09.06.2007, 10.06.2007, 18.06.2007 ve 21.06.2007 tarihlerinde cep telefonu mesajı çekerek müştekiye hakaret ettiği ve savunmasında suçlamayı kabul ettiği anlaşılmaktadır.
    1412 sayılı CMUK"nun 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen yürürlükte bulunan 320. maddesinde; “Yargıtay, temyiz dilekçesi ile layihasında irad olunan hususlar ile temyiz talebi usule ait noksanlardan dolayı olmuş ise temyiz dilekçesinde bu cihete dair beyan edilecek vakıalar hakkında tetkikler yapabileceği gibi hükme tesiri olacak derecede kanuna muhalefet edilmiş olduğunu görürse talepte mevcut olmasa dahi bu hususu tetkik eder”,
    321. maddesinde ise; “Yargıtay, aleyhine itiraz olunan hükmü hangi cihetten kanuna muhalif görmüşse o cihetten bozar.
    Hükmün bozulmasına sebep olan kanuna muhalefet keyfiyeti, bu hükme esas olarak tespit edilen vakıalarda olmuş ise bu muameleler dahi aynı zamanda bozulur” hükümleri yer almaktadır.
    Temyiz nedenini oluşturacak hukuka aykırılıklar kanunun 307 ve 308. maddelerinde gösterilmiştir. CMUK"nun 307. maddesinin 1. fıkrasında, "Temyiz ancak hükmün kanuna muhalif olması sebebine müstenit olur" denildikten sonra 2. fıkrasında, "Hukuki bir kaidenin tatbik edilmemesi yahut yanlış tatbik edilmesini" kanuna muhalefet olarak belirtilmiş, 308. maddesinde ise sekiz bent halinde gösterilen hususlarda kanuna "mutlaka muhalefet" edilmiş sayılacağı kabul edilmiştir. Maddi hukuka aykırılıkların nelerden ibaret oldukları kanunda gösterilmemiş ise de bunların, kurulacak hükmün niteliğini etkileyen ve sonuç doğuran maddi hukuka aykırılıklar olduğunda tereddüt bulunmamaktadır.
    Bu maddelere göre, Yargıtay temyiz nedenleriyle bağlı olmaksızın, temyiz dilekçesinde ileri sürülsün veya sürülmesin son karara etkili olan tüm hukuka aykırılıkları kendiliğinden inceleyip hükmü bozabilecektir. Yargıtayca yapılacak denetimde, mevcut delillerin yerel mahkemece yanlış değerlendirildiği ve bu nedenle somut olaya ilişkin hukuki nitelemenin yanlış yapıldığı sonucuna varılırsa, karar esastan bozulmakla birlikte, uygulanması gereken hukuki kurallar da gösterilmelidir. Lehe temyiz davasında ise, suç niteliğinin belirlenmesinde yanılgıya düşüldüğü belirlenirse, cezanın tür ve miktarı yönünden önceki hükümle belirlenmiş olan cezadan daha ağır olamayacağı şartı ile kanuna aykırı olan hükmün bozulmasına karar verilmeli, suç niteliği dışındaki sair hallerde ise, yol göstermek ve uygulamada birliği sağlamak amacıyla eleştiri ile yetinilerek, aleyhe temyiz olmadığı vurgulanmak suretiyle hüküm onanmalıdır. Hükmün bozulmasını gerektiren başka bir nedenin bulunması halinde ise, yerel mahkemece düzeltilmesi mümkün olabilecek nitelikteki hukuka aykırılıklar da eleştiri konusu yapılmakla yetinilmeyerek bozma nedenine eklenmelidir. Böylece bozma üzerine kurulacak yeni hükümde cezanın tür ve miktarı yönünden kazanılmış hak gözetilerek hukuka aykırılıklar giderilmiş olunacaktır. Ancak, şartlarının oluşmasına karşın yerel mahkemece sanık hakkında tekerrür hükümlerinin uygulanmaması gibi bazı hukuka aykırılıklar başka bozma nedeni bulunsa bile bozma nedenlerine eklenmemeli ve eleştiri ile yetinilmelidir. Zira bu halde, önceki hükmün sadece sanık lehine temyiz edilmiş olması nedeniyle, tespit edilen bu tür bir hukuka aykırılığın bozma üzerine verilecek hükümde 1412 sayılı CMUK"nun 326/son maddesi gözetildiğinde giderilmesi imkanı bulunmamaktadır.
    Bu açıklamalar ışığında uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde;
    Yerel mahkeme hükmünün içinde hakaret suçunun da bulunduğu tüm suçlar yönünden CMK’nun 231. maddesinin uygulanma şartlarının değerlendirilmesi amacıyla bozulmasına karar verilmiş olması nedeniyle, Özel Dairece hakaret suçu yönünden eleştiri konusu yapılmakla yetinilen zincirleme suç hükümlerinin uygulanmaması aykırılığının da ceza miktarı bakımından kazanılmış hak saklı kalmak kaydıyla bozma nedenlerine eklenmesine karar verilmeli, böylece yerel mahkemece yeniden kurulacak hükümde temyiz merciince tespit edilen bütün hukuka aykırılıkların giderilmesi sağlanmalıdır.
    Bu itibarla; itirazın kabulüne, Özel Daire kararından hakaret suçuna ilişkin eleştiri bölümünün çıkarılarak; "Hakaret eyleminin aynı suç işleme kararı altında aynı mağdura karşı kısa aralıklarla birden fazla gerçekleştirilmesine karşın sanık hakkında TCK’nun 43/1. maddesinin uygulanmaması” isabetsizliğinin 3 nolu bozma nedeni olarak karara eklenmesine ve kararın son bölümüne 1412 sayılı CMUK"nun 326/son maddesi uyarınca hakaret suçundan ceza miktarı bakımından kazanılmış hakkın saklı tutulduğu ifadesinin ilave edilmesine karar verilmelidir.
    Çoğunluk görüşüne katılmayan beş Genel Kurul Üyesi; "Özel Daire uygulamasında bir isabetsizlik bulunmadığından itirazın reddine karar verilmesi gerektiği" düşüncesiyle karşı oy kullanmışlardır.
    SONUÇ:
    Açıklanan nedenlerle;
    1-Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının KABULÜNE,
    2-Yargıtay 9. Ceza Dairesinin 16.01.2012 gün ve 1672-706 sayılı bozma kararından, “Hakaret eyleminin aynı kasıt altında kısa aralıklarla birden fazla gerçekleştiği anlaşılmakla, sanık hakkında TCK’nun 43/1. maddesinin uygulanmaması aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır" şeklindeki eleştirinin ÇIKARTILMASINA,
    Karara; "Hakaret eyleminin aynı suç işleme kararı altında aynı mağdura karşı kısa aralıklarla birden fazla gerçekleştirilmesine karşın sanık hakkında TCK’nun 43/1. maddesinin uygulanmaması” isabetsizliğinin 3 nolu bozma nedeni olarak EKLENMESİNE,
    Yine kararın son kısmına; "1412 sayılı CMUK"nun 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen yürürlükte bulunan 326/son maddesine göre hakaret suçu yönünden ceza miktarı bakımından kazanılmış hakkın saklı tutulması kaydıyla" ifadesinin İLAVE EDİLMESİNE,
    3-Dosyanın, mahalline gönderilmesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 24.12.2013 günü yapılan müzakerede oyçokluğuyla karar verildi.

     

     

     

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi