Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/14521
Karar No: 2015/17440
Karar Tarihi: 22.10.2015

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2015/14521 Esas 2015/17440 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2015/14521 E.  ,  2015/17440 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi : İş Mahkemesi
    Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.
    Mahkemece, ilamında belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Hükmün, ... dışındaki davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 08.07.2009 tarihli, 2009/21-286 Esas, 2009/328 Karar sayılı ilamında benimsendiği üzere; öncelikle uyuşmazlık, farklı işverenler nezdinde geçen çalışmaların tespitine yönelik olarak, farklı işverenler aleyhine birlikte açılan davaların birlikte görülüp, sonuçlandırılmasının mümkün olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
    Bir davanın birden fazla kişi tarafından veya birden fazla kişi aleyhine açılabilmesi için aynı tarafta yer alanlar arasında hukuksal bir bağlantının bulunması gerekir. Hukukumuzda, bu bağlantı karşılığını, dava arkadaşlığı kurumunda bulmakta, zorunlu ve ihtiyari dava arkadaşlığı olmak üzere iki ana başlık altında ve zorunlu dava arkadaşlığı da yine kendi içinde maddi ve şekli olmak üzere ikili ayrımla düzenlenmektedir.
    Dava konusu olan hak, birden fazla kişi arasında ortak olup da bu hukuki ilişki hakkında mahkemece bütün ilgililer için aynı şekilde ve tek bir karar verilmesi gereken hallerde dava arkadaşlığının maddi bakımdan mecburi olduğunun kabulü gerekir. Diğer bir ifadeyle, bir hakkın birden fazla kişi tarafından birlikte veya birden fazla kişiye karşı kullanılmasının, zorunlu olduğu hallerde, bu hak dava konusu edildiği zaman o hakla ilgili birden fazla kişi zorunlu dava arkadaşı durumundadır. Dava arkadaşlığının hangi hallerde mecburi olduğu maddi hukuka göre belirlenir. Zorunlu dava arkadaşlığında; dava arkadaşları arasındaki ilişki çok sıkı olduğundan, davada birlikte hareket etmek durumundadırlar. Mahkeme ise, dava sonunda zorunlu
    dava arkadaşlarının hepsi hakkında aynı ve tek bir karar verecektir. Zorunlu dava arkadaşlığında dava konusu olan hak tektir ve dava arkadaşı sayısı kadar müddeabih bulunmamaktadır.
    Bazı hallerde ise, birden fazla kişiye karşı birlikte dava açılmasında maddi bir zorunluluk olmadığı halde, kanun; gerçeğin daha iyi ortaya çıkmasını, taraflar arasındaki hukuki ilişkinin doğru sonuca bağlanmasını sağlamak için, birden fazla kişiye karşı dava açılmasını usulen zorunlu kılmıştır ki, bu durumda şekli bakımdan mecburi dava arkadaşlığı söz konusudur. Böyle bir davada, dava arkadaşları hakkında tek bir karar verilmesi veya dava arkadaşlarının hep birlikte ve aynı şekilde hareket etme zorunluluğunun varlığından söz edilemez.
    Açıklanan bu mecburi dava arkadaşlığı halleri dışında ise, dava arkadaşlığı ihtiyaridir.
    Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 57.maddesinde; Birden çok kişi, aşağıdaki hâllerde birlikte dava açabilecekleri gibi aleyhlerine de birlikte dava açılabilir:
    a) Davacılar veya davalılar arasında dava konusu olan hak veya borcun, elbirliği ile mülkiyet dışındaki bir sebeple ortak olması.
    b) Ortak bir işlemle hepsinin yararına bir hak doğmuş olması veya kendilerinin bu şekilde yükümlülük altına girmeleri.
    c) Davaların temelini oluşturan vakıaların ve hukuki sebeplerin aynı veya birbirine benzer olması.
    Şu durumda; maddede açıkça sayılan, dava konusu hak ve borcun, elbirliği ile mülkiyet dışındaki bir sebeple ortak olması, birden fazla kişinin ortak bir işlem (örneğin sözleşme) ile borç altına girmiş veya yine tek bir sözleşme ile birden fazla kişinin hak sahibi olması, davanın birden fazla kişi hakkında aynı (veya benzer) vakıa ve hukuki sebepten doğmuş olması hallerinde birden çok kimsenin birlikte dava açması olanaklı olduğu gibi, birlikte aleyhlerine de dava açılabilir.
    Öte yandan, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 167. maddesinde; “Mahkeme, yargılamanın iyi bir şekilde yürütülmesini sağlamak için, birlikte açılmış veya sonradan birleştirilmiş davaların ayrılmasına, davanın her aşamasında, talep üzerine veya kendiliğinden karar verebilir. Bu durumda mahkeme, ayrılmasına karar verilen davalara bakmaya devam eder.” denilmektedir.
    Tüm bu açıklamalar ışığında, davalı işverenler arasında devredilerek işletilen Senkron İletişim unvanlı telefon ve aksesuar satışı ile ilgili işyerinde geçtiği iddia edilen hizmetlerin tespitine ilişkin eldeki davada, ...’nin yoklama fişlerinde geçen “odaşık çalışma” ifadesinin aynı işyeri içinde birbirinden bağımsız olarak çalışmayı mı, yoksa birlikte çalışmayı mı ifade ettiği bu Vergi Dairesi’nden sorularak belirlenmeli, davacının davalı ... ve .... yanında geçen bir kısım çalışmalarının bu davalılar adına ayrı ayrı tescilli iki farklı işyerinden bildirildiği hususu da göz önünde bulundurularak, davalılar arasında birlikte işverenlik ilişkisi olup olmadığı ya da davalılar arasında davacının belirttiği gibi hukuki anlamda devir olgusunun olup olmadığı, hem işverenlere sorularak hem de ticaret sicil kayıtlarından, davalı ... kayıtlarından ve diğer kurumlar nezdinde
    gerekli araştırmalar yapılarak belirlenmeli, böylece işverenler arasında hukuki/organik bağ olup olmadığı, her bir işveren yönünden dönemleri itibariyle net bir şekilde ortaya konulmalıdır.
    Araştırma sonucunda, şayet işverenler birbirinden bağımsız çalışmış ve aralarında devir ilişkisi de gerçekleşmemiş ise eldeki davanın birden fazla işveren birlikte hasım gösterilerek açılmasını gereğini ortaya koyan herhangi bir yasal durum olmayacağından; hizmet tespiti davalarının kamu düzenine ilişkin olduğu da gözetildiğinde, mahkemece resen araştırma yapılabileceğinden, yargılamanın sağlıklı olarak yürütülebilmesi ve uyuşmazlığın kolaylıkla çözüme ulaştırılabilmesi için ayrı işverenler aleyhine, ayrı taleplerle birlikte açılmış olan bu davaların tefriki ile; taraf teşkili de sağlandıktan sonra işin esasına girilerek bir sonuca varılması gerektiğinin kabulü gerekir.
    Nitekim, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 09.05.2007 gün ve 2007/21-255 E., 2007/260 K. sayılı kararında da aynı ilkeler benimsenmiştir.
    Mahkemece, yukarıda anılan yönteme uygun araştırma yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve hatalı değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
    O halde, Anıl Özaltay dışındaki davalılar vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    S O N U Ç : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde .... ve Harun Kılıç"a iadesine, 22.10.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi