Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/15828
Karar No: 2015/17419
Karar Tarihi: 22.10.2015

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2014/15828 Esas 2015/17419 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2014/15828 E.  ,  2015/17419 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi : İş Mahkemesi
    Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir.
    Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Hükmün davacı ... avukatı, davalılar .... avukatı, davalı ... avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    1-)Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, davacı Kurum vekilinin tüm, davalılar ... vekillerinin ise sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
    2-)2000 yılında gerçekleşen iş kazasında sürekli iş göremezlik durumuna giren sigortalıya 13.08.2009 günü onaylanan kararla bağlanan gelir ile 2007 ve 2008 yıllarında karşılanan sağlık hizmeti giderleri nedeniyle uğranılan Kurum zararının, işveren ..., işveren şirketin ortağı, müdürü ve yasal temsilcisi ..., işyeri şantiye şefi ... ve işyeri kalfası ...’tan yasal faiziyle birlikte teselsül hükümlerine göre rücuan alınması için 27.02.2012 günü işbu davanın açıldığı, dava dilekçesinin 09.04.2012 tarihinde tebliği sonrasında davalı O.Yıldırım vekilince 17.04.2012 günü zamanaşımı def’inde bulunulduğu anlaşılmakta olup kazanın meydana gelmesinde sigortalının %25, davalıların toplam %75 oranında kusurlarının varlığı belirlenmiştir.
    01.10.2008 tarihinden önce gerçekleşen kaza ve olaylar yönünden rücuan tazminat davalarının yasal dayanağı olan 506 sayılı Kanunun 26. maddesinin 2. fıkrasında, üçüncü kişilerin kusur sorumluluğu açıklanarak kendilerine Borçlar Kanunu hükümlerine göre rücu edileceği belirtilmiştir. Diğer taraftan 818 sayılı Borçlar Kanununun 60. maddesinde, zarar ve ziyan veya manevi zarar olarak nakdi
    bir tutar ödenmesine ilişkin davanın, zarar gören tarafın zararı ve zararı gerçekleştireni öğrendiği tarihten başlayarak 1 yıl ve herhalde zararı doğuran eylemden itibaren 10 yıl geçmekle zamanaşımına uğrayacağı bildirilmiştir. Bu tür davalar bakımından 506 sayılı Kanunda zamanaşımına ilişkin herhangi bir hüküm bulunmamaktadır. Üçüncü kişiler ile sigortalı arasında akdi ilişki söz konusu olmadığından 26/2. maddedeki yollama karşısında üçüncü kişiler açısından 60. maddedeki haksız eyleme ilişkin 1 ve 10 yıllık zamanaşımı süreleri uygulanmaktadır. Zamanaşımının başlangıcı, zararın ve zarar verenin Kurumun yetkili organınca öğrenildiği tarih olup zararı öğrenme olgusu, gelirler yönünden Kurumun yetkili organının onay günü, giderler için sarf ve ödeme tarihleri itibarıyla gerçekleşmekte, zararı gerçekleştirenin öğrenilmesi olgusunun ise her somut olayın özelliğine göre saptanması gerekmektedir. Bu kapsamda, ceza mahkemesince yargılanıp hakkında cezalandırma kararı verilen üçüncü kişi için Kurumun, kararın kesinleştiği tarihte zarar vereni öğrendiği kabul edilmeli, cezalandırma kararının söz konusu olmadığı durumlarda ise yöntemince yapılacak araştırma sonunda tazminat yükümlüsünün kim olduğunun hangi gün öğrenildiği belirlenmelidir. Önemle belirtilmelidir ki zamanaşımı süresinin, hem zararın, hem de tazminat yükümlüsünün öğrenildiği tarihten itibaren, bir başka anlatımla, ancak her iki olgu gerçekleştikten sonra işlemeye başlayacağı dikkate alınmalıdır.
    Yukarıdaki yasal düzenleme ve açıklamalar ışığında yapılan değerlendirmede, zararın ve tazminat yükümlülerinin öğrenildiği tarihlerden itibaren 1 yıllık süre içerisinde davanın açılmadığı belirgindir.
    Bu maddi ve hukuki olgular mahkemece göz önünde bulundurulmaksızın, yasal süresinde ileri sürülen zamanaşımı def’i dikkate alınmadan davalı ... hakkında davanın kabulüne karar verilmesi isabetsiz olduğu gibi, dosyada yer alan 5 adet peşin sermaye değerleri hesap tablolarındaki çelişkili bilgiler Kurumdan sorulmak suretiyle giderilip gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değeri ile onay tarihi açıklıkla saptanmaksızın tablolardaki en yüksek tutarın hükme dayanak kılınması da usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O halde, temyiz yoluna başvuran davalılar vekillerinin bu yönleri amaçlayan itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    S O N U Ç : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harçlarının istekleri durumunda davalılar ...’a geri verilmesine, 22.10.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi