13. Hukuk Dairesi 2019/3686 E. , 2020/2654 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, davacı davalı tarafından 24/11/2008 tarihinde vekil tayin edildiğini, davalının 20/06/2011 tarihli ihtarı ile azledildiğini, cevabi ihtarname ile ücret alacağının ödenmesinin istendiğini, yine cavabi ihtarname ile sadece danışmanlık hizmeti konusunda fesih yoluna gidildiğini, diğer dava ve takiplerde görevinin devam edeceğinin bildirildiğini, aralarında yazılı ücret sözleşmesinin bulunmadığını ve davalı tarafından da bir ödeme yapılmadığını belirterek şimdilik 10.000,00 TL"nin faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Eldeki dava, avukatlık hizmeti sebebiyle ücret istemine ilişkindir. Somut olaya bakıldığında, davacının vekil olarak azlinin söz konusu olmadığı, ihtarname içeriğinden danışmanlık hizmetinin sona erdirilmesine yönelik olduğunun bildirildiği, bu nedenle sonuçlanan işler bakımından avukatlık ücreti talebinin olanaklı olduğu gerekçesiyle, Mahkemece 1.475,00 TL üzerinden davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ise de, Avukatlık Kanununun 164/4. madde ve fıkrasına göre; “Avukatlık ücretinin kararlaştırılmamış olduğu veya taraflar arasında yazılı ücret sözleşmesinin bulunmadığı yahut ücret sözleşmesinin belirgin olmadığı veya tartışmalı olduğu veya ücret sözleşmesinin ücrete ilişkin hükmünün geçersiz sayıldığı hallerde, değeri para ile ölçülebilen dava ve işlerde asgari ücret tarifelerinin altında olmamak koşuluyla ücret itirazlarını incelemeye yetkili merci tarafından davanın kazanılan bölümü için avukatın emeğine göre ilamın kesinleştiği tarihteki müddeabihin değerinin yüzde onu ile yüzde yirmisi arasındaki bir miktar avukatlık ücreti olarak belirlenir” düzenlemesi mevcuttur. Bu oran belirlenirken davacının sarf ettiği emek ve mesai ile dava ve takibin ve uyuşmazlığın niteliği gözardı edilmemelidir. Taraflar arasında yazılı bir ücret sözleşmesinin bulunmadığı mahkemenin de kabulündedir. Davacı yan, Çeşme İcra Müdürlüğü"nün 2008/1192, 2008/1245, 2009/1344, 2009/165 Esas sayılı takip dosyalarında davalının (borçlu) vekili olup, itirazı üzerine icra takibi durdurulmuştur. Hal böyle olunca, icra takip dosyaları yönünden Avukatlık Kanununun 164/4. madde ve fıkrasına göre gerekli inceleme ve değerlendirme yapılıp bilirkişiden ek rapor alınarak ya da yeni bir bilirkişi kurulundan rapor alınmak suretiyle, sonucuna uygun karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeye dayalı olarak hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
2-Bozma nedenine göre, davacının sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, 2. bentte açıklanan nedenle davacının sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 24/02/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.