21. Ceza Dairesi Esas No: 2015/5995 Karar No: 2016/54 Karar Tarihi: 11.01.2016
Resmi belgede sahtecilik - Yargıtay 21. Ceza Dairesi 2015/5995 Esas 2016/54 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sanık, ortağı olduğu bir şirkete ait çeki keşide etmek için yetkisi olmadığı halde düzenleyerek resmi belgede sahtecilik suçundan mahkum edilmiştir. Sanık, suç işleme kastının bulunmadığını savunurken, mağdur keşideci şirket yetkilisi ise sanığın şirkete ortak olduğu ve çekleri kullanmaya başladığını belirtmiştir. Mahkeme, sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini için daha detaylı inceleme yapılması gerektiği kararına varmıştır. Sanık hapis cezasına mahkum edilmiştir ve TCK'nın 53. maddesi uyarınca cezası uygulanmamıştır. Kararda belgede sahtecilik suçlarının özellikleri ve aldatıcı nitelikleri tartışılmıştır. Karar, 5320 sayılı yasanın 8/1 maddesi gereğince hükmün bozulmasına karar verilmiştir. Kanun maddeleri: TCK'nın 53. maddesi, 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi.
21. Ceza Dairesi 2015/5995 E. , 2016/54 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Resmi belgede sahtecilik HÜKÜM : Mahkumiyet
1- Ortağı olduğu .... Ltd. Şti."ne ait suça konu çeki yetkisi olmadığı halde düzenlemek suretiyle resmi belgede sahtecilik suçunu işlediği iddia olunan sanığın; keşideci şirket hisselerinin bir kısmını devralarak şirkete ortak olduğunu, suça konu çeki de şirket yetkilisi olan ..."ün bilgisi dahilinde imzaladığını, amcası..."ın kendisinin yanında çalıştığını, suç işleme kastının bulunmadığını savunması, katılan ..."in; suç konusu çekin ... tarafından kendisine verildiğini, sanığı tanımadığını ve zararının giderilmediğini beyan etmesi, ..."ün Cumhuriyet savcılığında; keşideci şirket yetkilisi olduğunu, 2008 yılında şirketin %55"lik hissesini sanığa devrettiği halde devir işlemlerinin yapılmadığını, ancak sanığın şirkete ortak olması nedeni ile çekleri kullanmaya başladığını ifade etmesi karşısında, gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek biçimde belirlenmesi bakımından ve Ayrıntısı Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 30.03.1992 gün ve 80/98 sayılı kararında da belirtildiği üzere, belgede sahtecilik suçlarında önceden verilen rıza üzerine borçlu yerine onun imzasının atılmasında zarar verme bilinç ve iradesi ile hareket edilmediğinden suç kastından söz edilemeyeceği gibi rızanın açık veya zımni olabileceği cihetle; ... Ltd. Şti."ne ait hisselerin hangi tarihte sanık tarafından devralındığı ve suç tarihinden önceki dönemlerde de sanığın yetkisi olmadığı halde benzer şekilde çek/çekler keşide edip etmediği araştırılarak, ... ve ..."ın olaya ilişkin tanık olarak beyanlarının alınması, emrine çek düzenlenen ve ilk ciranta konumunda bulunan .... Ltd. Şti"nden suça konu çeki kimden hangi hukuki/ticari ilişki karşılığında aldıklarının sorulması ve belgelerde sahtecilik suçlarında aldatma yeteneğinin bulunup bulunmadığının takdiri hakime ait olduğu cihetle, suça konu çek aslının duruşmaya getirtilip incelenmek suretiyle, özelliklerinin duruşma tutanağına yazılması, aldatıcı nitelikte olup olmadığının kararda tartışılması ve denetime imkan verecek şekilde aslının dosya içine konulmasından sonra sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini yerine eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması, 2- Kabule göre de; Hapis cezasına mahkumiyetinin yasal sonucu olarak TCK"nun 53. maddesinin uygulanmaması, Yasaya aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nun 321. maddesi uyarınca istem gibi BOZULMASINA, 11.01.2016 gününde oybirliği ile karar verildi.