13. Hukuk Dairesi 2017/4816 E. , 2018/1893 K.
"İçtihat Metni"... vekili avukat ... ile ... Bankası A.Ş. vekili avukat ... aralarındaki dava hakkında ... 6. Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 18/02/2015 tarih ve 2014/403-2015/101 sayılı hükmün Dairemizin 19/1/2017 tarih ve 2015/16157-2017/368 sayılı ilamıyla onanmasına karar verilmişti. Süresi içinde davalı avukatınca kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla dosya incelendi, gereği konuşuldu.
KARAR
Davacı; dava dışı ..."ın davalı bankadan kullanmış olduğu tüketici kredisine kefil olduğunu, dava dışı borçlunun borcunu ödememesi nedeniyle davalı banka tarafından hakkında başlatılan icra takibinin kesinleştiğini ve maaşına haciz konularak kesinti yapıldığını, tüketici kredilerinde kefaletin adi kefalet olduğu ve borçluya başvurmadan kefile başvurulamayacağını ileri sürerek, icra takibi nedeniyle borçlu olmadığının tespitine, maaşından yapılan kesintilerin iadesine, kötüniyetli takip başlatan davalı aleyhine %20 kötüniyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kabulü ile davalının borçlu olmadığının tespitine, dava tarihi itibarı ile davacının maaş hesabından yapılan 8.375 TL tutarındaki kesintinin istirdadına, davalı banka kötüniyetli takip başlattığından asıl alacağın %20’si üzerinden hesaplanan 6.906,75 TL kötüniyet tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiş, Dairemizce kararın onanması üzerine davalı bu sefer karar düzeltme isteminde bulunuştur.
1-Temyiz ilamında belirtilen gerektirici nedenler karşısında usulün 440. maddesinde sayılan nedenlerden hiç birisine uygun olmayan davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan karar düzeltme isteğinin reddi gerekir.
2-Dava, İcra ve İflas Kanununun 67. maddesine dayalı itirazın iptali istemine ilişkindir. İcra ve İflas Kanununun 67 maddesinin 2.fıkrasına göre; “ Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.”Kötüniyet tazminatı, takibe girişmekte kötüniyetli bulunduğu borçlu tarafından açıkça kanıtlanmış olan ya da öyle olduğu ayrıca kanıtlanmasına gerek bulunmaksızın dosya kapsamından açıkça anlaşılabilen alacaklıya yönelik bir yaptırım niteliğindedir. Anılan yasa hükmüne göre, alacaklının anılan tazminata mahkum edilebilmesi, açıkça, takibin kötüniyetle yapılmış olması koşuluna bağlanmıştır. Hemen belirtmek gerekir ki, alacaklının icra takibini kötüniyetli olarak yaptığı hususu, borçlu tarafından kanıtlanmalıdır. Öğretiye ve Yargıtay uygulamasına göre, alacağının bulunmadığını bildiği veya bilmesi gereken bir durumda olduğu halde, icra takibine girişen alacaklı, kötüniyetli kabul edilir. Açıklanan bu yasal durum ve ilke çerçevesinde somut olay değerlendirildiğinde davalı, davacının icra takibinde kötüniyetli olduğunu yasal delillerle kanıtlayamamış olup, dosya içeriğinde de kötüniyetin varlığını açıkça ortaya koyacak bir yöne rastlanmamıştır. Hal böyle olunca, mahkemece, davalının bu istemi hakkında red kararı verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, usulün 438/7.maddesi uyarınca hükmün düzeltilerek onanmasına karar verilmesi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalının sair karar düzeltme taleplerinin REDDİNE, ikinci bentte açıklanan nedenlerle davalının karar düzeltme talebinin kabulüne, Dairemizin 19.01.2017 tarihli, 2015/16157 esas ve 2017/368 karar sayılı onama ilamının kaldırılmasına, mahkeme kararının hüküm kısmının 4. fıkrasındaki "Davalı takibinde haksız ve kötü niyetli olduğundan %İİK 72/5 maddesi uyarınca takibe konu asıl alacağın %20"ı oranında 6.906,75-TL tazminatın davalıdan davacıya ödenmesine," cümlesinin çıkartılarak yerine “koşulları oluşmadığından davacının kötüniyet tazminatı talebinin reddine,” cümlesinin yazılmasına, hükmün düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 19/02/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.