7. Hukuk Dairesi 2014/12658 E. , 2015/567 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi : Manavgat İş Mahkemesi
Tarihi : 26/02/2014
Numarası : 2012/631-2014/98
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
1-Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
2-Davacı, davalı şirkette 23/02/2010-31/07/2012 tarihleri arasında çalıştığını, fazla mesai ücretlerinin ödenmemesi ve işveren tarafından işten ayrılmaya zorlanması nedeniyle baskılara dayanamayarak iş akdini haklı olarak fesih ettiğini ileri sürerek kıdem tazminatı ile fazla çalışma ve ücret alacaklarının tahsilini istemiştir.
Davalı, davacının 17/07/2012 tarihli el yazılı dilekçesi ile istifa ettiğini, davacının yaptığı fazla mesai ücretlerinin ödendiği, istifası sonrasında gerekli ihbar süresi içinde çalışmadığını, davacı son ücretinin uyulmayan ihbar süresi tazminatına karşılık olmak üzere alıkonulduğunu bildirerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davacının 17/07/2012 tarihli istifa dilekçesindeki imzayı ve dilekçe içeriğini inkar etmediği ve fakat davacının dava dilekçesinde fazla mesai alacaklarını ve son aya ait ücret alacağını talep ettiği, davacının son aya ilişkin ücret alacağının ödenmediği hususunun davalı tarafça da kabul edildiği, davacının yazmış olduğu istifa dilekçesinde istifa sebebini belirtmeyerek "bazı özel sebeplerden dolayı" ifadesini kullandığı, davacının istifa dilekçesindeki ayrılış sebebini sonradan dava dilekçesi ya da ihtarname ile açıklayabileceğinin Yargıtay yerleşmiş içtihadı gereği olduğu, davacının da dava dilekçesinde fazla mesailerini alamaması nedeniyle iş sözleşmesini feshettiğini açıkça belirtmiş olduğu, davacının fazla mesai ücreti alacaklarının ve aylık ücret alacağının ödenmemesi nedeni ile iş akdini haklı sebeple feshettiğinin anlaşılması karşısında davacının kıdem tazminatı talebinin yerinde olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Mahkemece davacının iş akdini fazla mesai ücreti alacakları ile son aya ait ücret alacaklarının ödenmemesi nedeniyle haklı nedenle feshettiği, istifa dilekçesinde sebep göstermese bile dava dilekçesinde istifa sebebini açıklayabileceği kabul edilmiştir. Ancak mahkeme davacının istifa dilekçesinde istifa nedeni göstermemesi halinde dava dilekçesindeki beyanı ile istifa sebebini açıklayabileceği kabul edilmiş ise de davacı istifa dilekçesinde açıkça "özel nedenlerle" iş akdini feshettiğini beyan etmektedir. Bu nedenlerle davacının kıdem tazminatı talebinin reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
3-Davacı işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille yapılabilir. Bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda, işçinin bordroda belirtilenden daha fazla çalışmayı yazılı belge ile kanıtlaması gerekir. İşçiye bordro imzalatılmadığı halde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda, ihtirazi kayıt ileri sürülmemiş olması, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının yazılı delille ispatlanması gerektiği sonucunu doğurmaktadır.
Somut olayda; davacıya ait ücret bordrolarında davacının ayda 1-2 saat fazla mesai yaptığı gösterilmiş olup banka kayıtları ile ücret bordroları uyumludur. Ancak davalı tanığı dahi davacının haftada ortalama 3 gün 2’şer saat fazla mesai yaptığını beyan etmiştir. Bu nedenle ücret bordroları ile davacıya her ay 1-2 saat göstermelik olarak fazla mesai ücreti ödendiği, davacının ücret bordrolarında gösterilenin üzerinde fazla mesai yaptığını kabul etmek gerekir. Mahkemece davacıya ücret bordroları ile tahakkuk ettirilen ve banka kanalıyla ödenen fazla mesai ücretlerinin mahsubu ile tanık beyanlarına göre hesaplanan fark fazla mesai ücretinin hüküm altına alınması gerekir. Ayrıca hükme esas alınan bilirkişi raporundaki hesaplama şekli de fahiştir. Şöyle ki Hukuk Genel Kurulu kararları ile 24 saat çalışan işçinin ara dinlenmeleri dışında günlük fiili çalışmasının 14 saati aşamayacağı kabul edilmiş olup Hukuk Genel Kurulunun bu kararı Dairemizce de benimsenerek uygulanmaktadır. Bilirkişi raporunda HGK’nun günlük çalışmanın 14 saati aşamayacağına dair kabulü aşılarak davacının Ağustos-Nisan ayları arasında günde 17 saat çalıştığı, ara dinlenmeleri düşüldüğünde 15,5 saat çalıştığı kabul edilerek yapılan hesaplama şekli hatalıdır. Mahkemece bilirkişiden belirtilen nedenlerle ek rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken hatalı rapora itibarla hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 26/01/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.