Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/17699
Karar No: 2015/17356
Karar Tarihi: 20.10.2015

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2015/17699 Esas 2015/17356 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2015/17699 E.  ,  2015/17356 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :Asliye Hukuk(İş) Mahkemesi
    Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.
    Mahkemece, uyulan bozma ilamı sonrasında davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Hükmün, davalılardan ... avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    1-Dosyadaki yazılara toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, davalılardan Kurum vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
    2-6552 sayılı Kanunun 11.09.2014 günü yürürlüğe giren 64. maddesiyle 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 7. maddesine eklenen 4. fıkrada, hizmet akdine tabi çalışmaları nedeniyle zorunlu sigortalılık sürelerinin tespiti talebi ile işveren aleyhine açılan davalarda, davanın Kuruma resen ihbar edileceği, ihbar üzerine davaya davalı yanında feri müdahil olarak katılan Kurumun, yanında katıldığı taraf başvurmasa dahi kanun yoluna başvurabileceği belirtilmiştir.
    6552 sayılı Kanun ile ilgili olarak öncesinde Türkiye Büyük Millet Meclisine sunulan hükümet teklifinde, söz konusu düzenleme 54. madde olarak yer almış, izleyen 55. maddede “5521 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.” denildikten sonra “7 nci maddeye bu Kanunla eklenen dördüncü fıkra hükmü, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce açılmış olan davalarda da uygulanır.” hükmü Geçici 3. madde olarak öngörülmüş, ancak yasalaşma aşamasında anılan Geçici madde çıkarılıp 6552 sayılı Kanunda bu türden düzenlemeye yer verilmemiştir.
    Diğer taraftan, 5521 sayılı Kanunun 15. maddesinde, bu Kanunda açıklık bulunmayan durumlarda Hukuk Muhakemeleri Usulü Kanunu hükümlerinin uygulanacağı, 01.10.2011 günü yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 66. maddesinde, üçüncü kişinin, davayı kazanmasında hukuki yararı bulunan taraf yanında ve ona yardımcı olmak amacıyla, tahkikat sona erinceye kadar, fer’î müdahil olarak davada yer alabileceği, 447/2. maddesinde, mevzuatta,
    yürürlükten kaldırılan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununa yapılan yollamaların, Hukuk Muhakemeleri Kanununun bu hükümlerin karşılığını oluşturan maddelerine yapılmış sayılacağı, 448. maddesinde, bu Kanun hükümlerinin, tamamlanmış işlemleri etkilememek kaydıyla derhâl uygulanacağı açıklanmıştır.
    Şu durumda, hizmet tespiti davalarında Kurumun feri müdahilliğine ilişkin hükmün geçmişe yürütüleceği yönündeki düzenlemenin kanun koyucu tarafından benimsenmemiş olması, ayrıca ve özellikle yukarıda değinilen 448. madde kapsamında, Kurum bakımından taraf oluşumu gerçekleştiğinden tamamlanmamış işlemden söz edilemeyeceğinin de belirgin bulunması karşısında 5521 sayılı Kanunun 7. maddesine eklenen 4. fıkranın 11.09.2014 tarihinden önce açılan davalarda uygulanamayacağı açıktır.
    Yine; dosya arasında mevcut Uzun Vade Hizmet Dökümünün tetkikinde davacının 25.05.2000 çıkış tarihli zorunlu Bağkur çalışması bulunduğu, kabule göre ise davacının davalı köy tüzel kişiliğinde fahri imam olarak sigortalı çalışmasının başlangıcı 01.01.2000 olarak tespit edilmiş olmakla; aynı dönem içerisinde birden fazla sosyal güvenlik kuruluşuna tabi olarak sigortalı olunamayacağı yasal gerçeği, doktrin ve uygulamada “çatışan sigortalılık” olarak tanımlanan ve aynı dönemde birden fazla sigorta kurumuna tabi sigortalı çalışmalardan hangisine üstünlük tanınması gerektiğinin tespitini gerektirmiştir.
    Sosyal güvenlik sistemimizde çifte sigortalılık söz konusu olmadığından her iki sosyal güvenlik kurumuna tabi sigortalılığının çakıştığı dönemde baskın çalışma araştırılarak baskın çalışmanın geçtiği Kuruma tabi sigortalılığa üstünlük tanıması gerekir.
    Dairemizin bu konudaki görüşü de, aynı döneme rastlayan gerçek ve fiili sigortalı çalışmalardan hangisi kişinin hayatında ekonomik olarak baskın çalışma niteliğini taşıyorsa o çalışmaya üstünlük ve geçerlilik tanınması gerektiği yönündedir. Gerçekten, sigortalı emek ve mesaisini ağırlıklı olarak hangi sigortalı çalışmaya tahsis ediyor, ekonomik yönden geçimini hangi çalışmadan sağlıyorsa, o çalışmaya üstünlük tanımak gerekir.
    Eldeki davada, mevcut belge ve beyanlar ile özellikle çalışma süreleri birlikte değerlendirildiğinde baskın çalışmanın Bağ-Kur olduğu, Bağ-Kur sigortasına üstünlük tanınması gerektiği anlaşılmıştır.
    Mahkemece, yukarıda açıklanan maddi ve hukuki ilkeler gözetilmeksizin 11.09.2014 gününden önce açılan işbu davada yanılgılı değerlendirme ile ..."nın davalı olarak kabul edilmesi gerekirken, feri müdahil olarak kabul edilerek karar verilmesi ve yine hizmet aktinin başlangıcı olarak kabul edilen 01.01.2000 ile 25.05.2000 tarihleri arasındaki dönemin davacının Bağ-Kur kapsamındaki sigortası ile çakışmasına rağmen bu hususun gözetilmemesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    Ne var ki bu aykırılıkların giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, karar bozulmamalı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun geçici 3. maddesi delaletiyle 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 438. maddesi uyarınca düzeltilerek onanmalıdır.
    SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle,
    1)-Karar başlığında yer alan "Feri Müdahil" sözcüklerinin silinerek, yerine "davalı" sözcüğünün yazılmasına,
    2)-Hükmün 1 nolu bendinde yer alan sözcüklerin silinerek yerine “davanın kısmen kabulü ile davacının 26.05.2000-04.01.2010 tarihleri arasında ayda 30 gün esası ile asgari ücret üzerinden köy tüzel kişiliğine hizmet akdi ile çalıştığının kabul ve tespitine,
    3)-Hüküm fıkrasının yargılama giderlerine ilişkin 4. bendinin silinerek, yerine “davacı tarafından yapılan 1 posta gideri 27,00 TL, 10 tebligat gideri 70,00 TL, bilirkişi ücreti 200,00 TL olmak üzere toplam 297,00 TL yargılama masrafının kabul ve ret oranına göre hesap edilen taktiren 287,00 TL"nin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine”,
    4)-Hüküm fıkrasının 5 nolu bendinden sonra gelmek üzere devam ile 6 nolu bent eklenerek “davalı Kurum kendisini vekil ile temsil ettirmiş olduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T gereğince 1.500,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan tahsiliyle davalı Kuruma ödenmesine”, sözcüklerinin yazılmasına ve hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 20.10.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi