22. Hukuk Dairesi 2015/18360 E. , 2015/24085 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA : Davacı, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, davanın reddine karar vermiştir.
Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, iş sözleşmesinin geçerli sebep olmadan feshedildiğini belirterek feshin geçersizliğine, işe iadesine ve kanuni haklarına karar verilmesini talep etmiştir.
Davah Cevabının Özeti:
Davalı ... vekili; öncelikle husumet ve hak düşürücü süre itirazlarında bulunarak, idarenin işçi alma ve çıkarma yetkisinin bulunmadığını, davacı hakkında düzenlenen tutanaklar ile davacının iş sözleşmesinin süresinin dolmasına istinaden ihaleyi alan yeni firmanın davacıyı kadrosuna almadığını ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
Davalı şirket vekili, ihalenin son bulduğu tarih itibariyle diğer davalı tarafından iş sözleşmesinin feshedildiğini belirterek davanın reddini istemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece; 4857 sayılı İş Kanunu"nun 18. maddesinde öngörülen fesih tarihinde otuz işçi sayısı şartının davalı şirket yönünden gerçekleşmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
Taraflar arasında davalı işyerinde otuz ve daha fazla işçinin çalışıp çalışmadığı, bu kapsamda davacının iş güvencesi hükümlerinden faydalanıp faydalanmayacağı uyuşmazlık konusu olup, kanuni dayanağı 4857 sayılı Kanun"un 18. maddesidir.
4857 sayılı Kanun"un 18. maddesi uyarınca işçinin iş güvencesi hükümlerinden yararlanabilmesi için fesih bildiriminin yapıldığı tarihte işyerinde otuz ve daha fazla işçi çalıştırılması gerekir. İşverenin aynı işkolunda birden fazla işyerinin bulunması halinde, işyerinde çalışan işçi sayısı, bu işyerlerinde çalışan işçi sayısına göre belirlenir.
4857 sayılı Kanun"un 2/2. maddesine göre, işverenin işyerinde ürettiği mal veya hizmet ile nitelik yönünden bağlılığı bulunan ve aynı yönetim altında örgütlenen yerler (işyerine bağlı yerler) ile dinlenme, çocuk emzirme, yemek, uyku, yıkanma, muayene ve bakım, beden ve mesleki eğitim ve avlu gibi diğer eklentiler ve araçlar da işyerinden sayılır. İşyeri, işyerine bağlı yerler, eklentiler ve araçlar ile oluşturulan iş organizasyonu kapsamında bir bütündür. Yine aynı Kanun"un 18/4. maddesi uyarınca, işverenin aynı işkolunda birden fazla işyerinin bulunması halinde, işyerinde çalışan işçi sayısı, bu işyerlerinde çalışan toplam işçi sayısına göre belirlenir.
Otuz işçi sayısının belirlenmesinde belirli-belirsiz süreli, tam-kısmi süreli, daimi-mevsimlik iş sözleşmesi ile çalışanlar arasında bir ayırım yapılamaz. Fesih bildirimin yapıldığı tarihte otuz işçi sayısının tespitinde göz önünde bulundurulacak işçinin iş sözleşmesinin devam etmekte olması yeterli olup, ayrıca fiilen çalışıyor olması gerekmemektedir. Ancak hastalık, iş kazası, gebelik ya da normal izin ve benzeri nedenlerle ayrılan işçi yerine bu süre için ikame işçi temin edilmiş ise, otuz işçi sayısında ikame edilen işçi dikkate alınmayacaktır. Konumu itibarıyla güvence kapsamı içerisinde olmayan işveren vekillerinin ve yardımcılarının da işyerinde çalışan işçi sayısının belirlenmesinde dikkate alınması gerekir.
Somut olayda; davacı işçi, 10.01.2011- 31.07.2013 tarihleri arasında davalı ... ile hizmet alım sözleşmesi yapan şirketler nezdinde ve en son diğer davalı ...nde temizlik görevlisi olarak zincirleme şeklindeki belirli süreli iş sözleşmeleri ile çalışmıştır. Yapılan işin süreklilik arz ettiği açık olup davacının belirsiz süreli iş sözleşmesi ile çalıştığının kabulü gerekmektedir. Dairemizin 02.03.2015 tarihli 2015/5126 esas 2015/8429 karar sayılı geri çevirme kararı üzerine davalı şirket tarafından ibraz edilen 02.06.2015 tarihli belgede; 31.07.2013 tarihinde ..... adresindeki ...."a ait işyerinde çalışan işçi sayısının 57 ve .... adresindeki ...."a ait işyerinde çalışan işçi sayısının ise elli kişi olmak üzere toplam yüzyedi temizlik görevlisinin çalıştığının bildirildiği görülmektedir. Bu belgeye göre, 4857 sayılı Kanun"un 18. maddesinde öngörülen işçi sayısının kanunda belirtilen sayıyı fesih tarihi itibariyle aştığı anlaşılmaktadır.
Dosya içeriğindeki davalılar arasında imzalanan hizmet alım sözleşmeleri incelendiğinde; davalılar arasındaki asıl işveren-alt işveren ilişkisinin kanuna uygun şekilde kurulduğu, muvazaaya dayanmadığı anlaşılmaktadır. Her ne karar davalı bakanlık vekili; davacının görevini özensiz olarak yerine getirdiği ve davacı tarafından orduevine bağlı bir sosyal tesisten faydalanma hakkı bulunmayan bir kişinin ücretsiz olarak faydalanmasının sağlandığı konularında davacı hakkında tutanakların düzenlendiğini belirtmiş ise de, davalılarca haklı sebep iddiasında bulunulmadığı, hizmet alım sözleşmesinin süresinin dolması üzerine ihaleyi alan yeni firmanın davacı ile iş sözleşmesi imzalamadığının savunulduğu görülmektedir. Davalılarca, davacının iş sözleşmesinin feshine, ihale süresinin bitiminin sebep olarak gösterilmesi ve haklı sebebe dayanılmaması karşısında, davacının iş sözleşmesinin yazılı fesih bildirimi yapılmadan feshedilmesi 4857 sayılı Kanun"un 19. maddesindeki şekle aykırılık oluşturur. Kaldı ki davacı hakkında düzenlenen tutanaklara konu eylemlerin, dosya kapsamına ve şahit beyanlarına göre ispatlanamadığı da belirgindir. Bu sebeple davacı davalı şirkete ait işyerine iade edilmeli, mali sonuçlardan ise davalıların müştereken ve müteselsilen sorumluluğuna karar verilmelidir.
Belirtilen sebeplerle, 4857 sayılı Kanun’un 20. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, hükmün bozulmak suretiyle ortadan kaldırılması ve aşağıdaki gibi karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda belirtilen sebeplerle;
1-Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2-İşverence yapılan FESHİN GEÇERSİZLİĞİNE VE DAVACININ DAVALI AZİZER İNŞAAT TAAHHÜT TEMİZLİK HİZMETLERİ GIDA SANAYİ VE TİCARET LİMİTED ŞİRKETİNE AİT İŞYERİNDEKİ İŞİNE İADESİNE,
3-Davacının kanuni sürede işe başvurmasına rağmen, işverenin süresi içinde işe başlatmaması halinde davalılar tarafından müştereken ve müteselsilen ödenmesi gereken tazminat miktarının fesih sebebi ve kıdemi dikkate alınarak dört aylık ücreti olarak belirlenmesine,
4-Davacının işe iade için işverene süresi içinde başvurması halinde hak kazanılacak olan ve kararın kesinleşmesine kadar doğmuş bulunan en çok dört aylık ücret ve diğer haklarının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesi gerektiğinin belirlenmesine, davacının işe başlatılması halinde varsa ödenen ihbar ve kıdem tazminatının bu alacaktan mahsubuna,
5-Karar tarihi itibariyle alınması gerekli olan 27,70 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 25,20 TL harcın mahsubu ile bakiye 02,50 TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
6-Davacı vekille temsil edildiğinden, karar tarihinde yürürlükte olan tarifeye göre 1.500,00 TL vekâlet ücretinin davalılardan alınıp davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan 572,35 TL yargılama giderinin davalılardan alınıp davacıya verilmesine, davalının yaptığı yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
8-Peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, kesin olarak, oybirliğiyle 07.09.2015 tarihinde karar verildi.