4. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/4363 Karar No: 2018/1086 Karar Tarihi: 20.02.2018
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2016/4363 Esas 2018/1086 Karar Sayılı İlamı
4. Hukuk Dairesi 2016/4363 E. , 2018/1086 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ:Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 08/11/2010 gününde verilen dilekçe ile haksız fiil nedeniyle maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne dair verilen 10/06/2014 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir. 2-Davalının diğer temyiz itirazlarına gelince:Dava, kasten yaralama eylemi nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.Davacı vekili, tarafların ... Verem Dispanserinde memur olarak görev yaptıklarını, olay günü davacının, davalının odasında bulunan mesai takip çizelgesini imzalamak amacıyla odasına girdiğinde, davalının kendisine vurduğunu, adli rapora göre kolunda yaralanmaya bağlı ekimoz oluştuğunu, davalı hakkında kasten yaralamak suçundan verilen mahkumiyet hükmünün kesinleştiğini beyan ederek, uğramış olduğu maddi ve manevi zararın giderilmesi isteminde bulunmuştur. Davalı, davanın reddedilmesi gerektiğini savunmuştur.Mahkemece; davalının, davacıya yönelik kasten yaralama eyleminin kesinleşen ceza mahkumiyet kararı ile sabit olduğu gerekçesiyle, hükme esas alınan bilirkişi raporu doğrultusunda davacının tedavi giderine ilişkin maddi tazminat talebinin ve manevi tazminat isteminin kabulüne karar verilmiştir. Borçlar Kanunu’nun 47. maddesi (Türk Borçlar Kanunu 56. maddesi) hükmüne göre hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi malvarlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edilmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22/06/1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.Somut olaya gelince; olayın gelişim şekli, davacının yaralanma derecesi, tarafların konumu ile sosyal ekonomik durumları, olay tarihi ve yukarıda belirtilen ilkeler dikkate alındığında, davacı yararına hüküm altına alınan manevi tazminat miktarı fazla olup, daha alt düzeyde manevi tazminata karar verilmesi gerekirken yazılı biçimde karar verilmiş olması doğru değildir. Bu nedenle hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen kararın, yukarıda (2) no’lu bentte gösterilen nedenlerle BOZULMASINA, davalının diğer temyiz itirazlarının (1) no’lu bentte gösterilen nedenlerle reddine ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 20/02/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.