15. Hukuk Dairesi 2016/5627 E. , 2017/3195 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı-karşı davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
- K A R A R -
Asıl dava, yüklenici tarafından eser sözleşmesinden kaynaklanan ödenmeyen KDV alacağı sebebiyle başlatılan takibe vâki itirazın iptâli istemine, birleşen dava ise, iş sahibinin açmış olduğu eksik ve ayıp giderim bedeline ilişkin olup, mahkemece asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen davada ise, kira bedeli tazminatı isteminin reddine, eksik kusurlu iş bedeli hakkındaki talebin asıl davada mahsup yapılmak suretiyle karara bağlandığından bahisle karar verilmesine yer olmadığına dair verilen karar, davalı-karşı davacı (iş sahibi) vekili tarafından temyiz olunmuştur.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı-karşı davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Davacı vekili, asıl davada, müvekkilinin yüklenici olup, davalıya ait inşaatın çelik konstrüksiyon cephe ve çatı kaplama imalât ve montaj işine ait sözleşme imzalandığını, işi teslim etmesine ve iş yerinin kooperatif üyelerince kullanılmaya başlanmasına karşın, davacının 720.000,00 TL dışında ödeme yapmadığını, bakiye 129.600,00 TL alacağı yönünden yapılan takibe de itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazın iptâli ile takibin devamına karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili ise, sözleşme bedeline KDV dahil olmadığını, sözleşmede açıkça KDV muafiyet belgesi getirmesi halinde faturanın %1 oranında KDV dahil edilerek kesileceğinin kararlaştırıldığını, davacının sözleşme konusu işi henüz tamamlayıp teslim etmediğini, işlerin eksik olduğunu, kooperatif üyelerinin mevcut haliyle işyerlerine taşınmak zorunda kaldıklarını, bunların dışında SGK primlerinin de kendileri tarafından ödendiğini, alacaklı olduklarını savunarak davanın reddini istemiştir.
Asıl davada ödenmeyen KDV bedeli istenmiş ve mahkemece mahsup yapılarak 53.390,88 TL asıl alacak ve 422,67 TL işlemiş faiz hesaplanarak hüküm altına alınmış, karşı davada ise kira tazminatı talebinin reddi, asıl davada mahsup yapıldığından eksik-kusurlu iş bedeli konusunda karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Sözleşme bedelinin 720.000,00 TL olduğu, KDV ilave edilerek düzenlenen faturanın davalı kooperatifin defterine kayıtlı olduğu anlaşıldığına göre, sözleşme bedelinin
849.600,00 TL olduğu kabul edilmelidir. Esasında mahkemenin kabulü de bu yöndedir. İş sahibi karşı davasında eksik-kusurlu iş bulunduğu iddia olunmuş ve mahkemece de eksik ve kusurlu işler hesaplanmış ve bu husus yüklenici tarafından temyiz edilmeyerek davalı-karşı davacı lehine usuli kazanılmış hak oluşmuştur. Öte yandan, davalı iş sahibi davacıya ait SGK prim borcunu da ödediğini bildirmiş, bunun da hüküm altına alınmasını istemiştir. Yüklenici tarafından bu husus da temyiz edilmeyerek kesinleşmiştir. Ne varki, eksik ve kusurlu işlerin hesaplanmasında alınan bilirkişi raporları fiziki oran konusunda çelişkili olduğu gibi, Dairemizin uygulamalarına da uygun değildir. Götürü Bedel eser sözleşmelerinde iş bedelinin hesaplanmasında mülga 818 sayılı BK"nın 365. maddesi uyarınca eksik ve kusurlu imalâtlar gözönünde bulundurularak tüm işe göre fiziki oran bulunmalı ve sözleşme bedeli olan 849.600,00 TL"ye uygulanmalı ve fazla ödeme var ise, bulunacak rakam hüküm altına alınmalıdır. Öte yandan, davalı-karşı davacı SGK ödemelerinin makbuzlarının ibraz edilerek bu ödemelerin davacı-karşı davalı adına yapıldığının bildirilmiş olmasına karşın, davalı-karşı davacı vekilinin vermiş olduğu 04.05.2015 tarihli dilekçedeki itirazlar karşılanmadan bilirkişi raporundaki 7.248,00 TL kabul edilmiştir.
Bu nedenlerle mahkemece yapılacak iş; karşı dava yönünden yeniden oluşturulacak teknik bilirkişi kurulundan, işin eksik ve ayıpları gözetilerek tüm işe göre fiziki oranını bulmak, sözleşme bedeli olan 849.600,00 TL"ye uygulamak ve asıl davada fiziki orana göre, bakiye KDV alacağının hüküm altına alınacağı gözetilerek, fazla ödenen bedel var ise ve ayrıca SGK primi yönünden SGK müfettişi seçilmek suretiyle tüm kayıtlar gözetilerek davalı tarafından davacı adına yapılan ödemelerin tespit ettirilip, hüküm altına almak,
Asıl ve karşı dava müstakil olmakla, mahsup yapılmadan her dava yönünden ayrı ayrı karar vermekten ibarettir.
Mahkemece bu husus gözetilmeden eksik inceleme, yetersiz ve çelişki bilirkişi raporu esas alınarak ve mahsup yapılmak suretiyle hüküm kurulması doğru olmamış, kararın bozulması uygun görülmüştür.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalı-karşı davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, 2. bentte açıklanan nedenlerle hükmün davalı-karşı davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalı-karşı davacıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 28.09.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.