17. Hukuk Dairesi 2014/1642 E. , 2014/8794 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 26/03/2013
NUMARASI : 2010/49-2013/140
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkiline ait, davalıya kasko sigortalı yarı römorkun, park edildiği yerden çalındığını, başvuruya rağmen davalı sigorta şirketinin ödeme yapmadığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 2.500,00 TL iş kaybı zararı ile 7.500,00 TL römork bedelinin temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, ıslah dilekçesi ile römork bedeli taleplerini 32.500,00 TL"ye yükselttiklerini bildirmiştir.
Davalı vekili, davalının iş kaybı zararı talep edemeyeceğini, römorkun bulunup bulunmadığı hususunun araştırılması gerektiğini ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davacının iş kaybı zararı talebinin reddine, 7.500,00 TL römürk bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, ıslah ile artırılan 25.000,00 TL"lik kısmın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kasko sigorta sözleşmesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir.
6762 sayılı TTK.nun 1268. maddesi, genel kural olarak, sigorta sözleşmelerinden doğan bütün taleplerin iki yılda zamanaşımına uğrayacağı hükmünü getirmiştir. İşbu iki yılın başlangıç tarihi ise, Borçlar Kanunu"nun, zamanaşımının alacağın muaccel olduğu tarihten başlayacağını belirten 128/1. maddesindeki genel hüküm karşısında ve TTK.nun 1299 ve 1292. maddeleri gözönüne alındığında, rizikonun gerçekleştiğinin sigortalı tarafından haber alınmasından itibaren, ihbar yapılması gereken beşinci günün sonudur. Ancak sigorta şirketinin tazminatın ödeneceği intiba yaratarak zamanaşımı süresinin dolmasına neden olması halinde zamanaşımı başlangıcının somut olaya özgü şekilde belirlenmesi gerekir. Dosyadaki belgelere göre kaza, 05/06/2009 tarihinde meydana gelmiş olup aynı gün olay karakola müracaat edilerek bildirilmiş, ekspertiz raporuna göre da aynı gün davalı sigorta şirketine olay ihbar edilmiştir. Davalı sigorta şirketi, olaya ilişkin araştırma raporu tanzim ettirmiş, 23/09/2009 tarihinde tanzim edilen bu raporda, çalıntı römorka ilişkin görüşün olumlu olduğu, şüpheli bir durumun tespit edilmediği belirtilmiş, buna rağmen davalı sigorta şirketi, 22/10/2009 tarihinde davacı sigortalıya rizikonun teminat dışında kaldığı gerekçesiyle ödeme yapmayacağını bildirmiştir. Bu durumda, davalı sigorta şirketinin, olayın kendisine ihbar edilmesinden sonra ödeme yapma konusunda davacı sigortalıyı oyaladığı, sigortalının araştırma raporu sonucunu beklemesini sağladığı anlaşılmaktadır. O halde mahkemece, iki yıllık zamanaşımı süresinin ödeme yapılmayacağının bildirildiği 22/10/2009 tarihinde başladığı, buna göre ıslah ile artırılan kısım yönünden iki yıllık zamanaşımı süresinin dolmadığının kabulü ile sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 2.6.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.