Mahkemesi : Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmün, davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Husumet konusu, HMK 116. maddesinde yer alan ilk itirazlardan olmadığından, davanın her aşamasında ileri sürülebilir. Taraflarca ileri sürülmese dahi, gerek mahkemece, gerekse Yargıtay’ca tarafların bu yönde bir savunmasının olup olmadığına bakılmaksızın kendiliğinden göz önünde tutulur. Bu nedenle hizmet tespiti davasında yasal hasım olarak davanın Sosyal Güvenlik Kurumuna da yönetilmesi gerekirken sadece işverene karşı yöneltilmesi isabetsiz olup, 6552 sayılı Kanunun 11.09.2014 günü yürürlüğe giren 64. maddesiyle 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 7. maddesine eklenen 4. fıkrada, hizmet akdine tabi çalışmaları nedeniyle zorunlu sigortalılık sürelerinin tespiti talebi ile işveren aleyhine açılan davalarda, davanın Kuruma resen ihbar edileceği, ihbar üzerine davaya davalı yanında feri müdahil olarak katılacağı düzenlenmiş olmakla ...nun fer’i müdahil olarak davaya katılımı sağlanarak dava görülüp sonuçlandırılmalıdır.
Eldeki dosyada, davacı davalı işyeriyle yapmış olduğu yurt dışı hizmet akdiyle 14.04.2010-14.04.2011 tarihleri arasında bir yıl çalışmasına rağmen uzun vadeli sigorta primini alamadığı iddiasıyla 5.000 TL prim alacağının yasal faiziyle davalıdan tahsilini istemiştir. Davacının hizmet döküm cetveli incelendiğinde her ne kadar talep konusu dönemde davalı işyerinde bildirim olsa da bu süreler uzun vadeli prim ödeme gün sayısından sayılmadığı görülmekle davanın, hukuki niteliği itibariyle kuruma bildirilmeyen hizmetlerin tespiti istemine ilişkin olduğu bu nedenle kurumun davaya katılımının sağlanarak onun göstereceği delillerde toplandıktan sonra mahkemece, yapılacak yargılamada elde edilecek sonuca göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, sair hususlar incelenmeksizin davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 20.10.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.