Abaküs Yazılım
11. Ceza Dairesi
Esas No: 2018/6836
Karar No: 2019/13
Karar Tarihi: 07.01.2019

Resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2018/6836 Esas 2019/13 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Mahkeme, sanığın resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyanda bulunduğu suçlamasıyla yargılandığını ve mahkumiyet hükmü verildiğini belirtmiştir. Ancak, suçun oluşabilmesi için sanığın yalan beyanının resmi belge düzenleme yetkisine sahip kamu görevlisine yapılmış olması gerektiği ve beyanın doğruluğunun araştırılmasının zorunlu olmadığı durumlarda suçun oluşmayacağı ifade edilmiştir. Mahkemenin eksik araştırma ve inceleme sonucu sanığın mahkumiyet hükmü kurulması nedeniyle, hükmün bozulmasına karar vermiştir.
Kanun Maddeleri:
- 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 206. maddesi (resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçu)
- Kabahatler Kanunu'nun 40. maddesi (kimliği bildirmeme kabahati)
- 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi (temyiz incelemesi)
- 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi (mahkeme kararlarının bozulması)
11. Ceza Dairesi         2018/6836 E.  ,  2019/13 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan
    HÜKÜM : Mahkumiyet

    1- Ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 27.02.2018 tarihli 2015/11-256 Esas ve 2018/78 Karar sayılı kararında da açıklandığı üzere, 5237 sayılı TCK"nin 206. maddesinde düzenlenen "resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan" suçunun oluşabilmesi için, yalan beyanın resmi belge düzenleme yetkisine sahip kamu görevlisine yapılmış olması gerekmektedir. Resmi bir belgenin düzenlenmesi sırasında beyanda bulunacak kişinin gerçeği söyleme zorunluluğu vardır. Kişinin beyanı üzerine düzenlenen resmi belgenin, bu beyanın doğruluğunu ispatlayıcı nitelikte olması, bir başka ifadeyle beyanın doğruluğunun kamu görevlisi tarafından araştırılmasının zorunlu olmaması şarttır. Kişinin beyanı yeterli olmayıp, bu beyanın doğruluğunun kamu görevlisi tarafından araştırılması zorunluysa ve bu araştırma sonunda bildirimin gerçeğe uygun olmadığı belirlenirse, kişinin beyanına itibar edilemeyeceğinden ve kişinin beyanını içeren belge, ispat aracı olarak kullanılamayacağından, anılan maddedeki suç oluşmayacaktır. Bununla birlikte suçun oluşması için kişinin beyanda bulunması yeterli olmayıp bu beyan üzerine kamu görevlisi tarafından bir belgenin de düzenlenmesi gerekmektedir.
    Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; suç tarihinde kolluk görevlilerince sanığın da içerisinde bulunduğu .... plaka sayılı aracın durumundan şüphelenilmesi üzerine durdurulması sonrası, kolluk görevlilerine herhangi bir kimlik belgesi ibraz edemeyen ve kendisini kardeşi olan ... ismiyle tanıtan sanığın, kimlik tespiti için... İlçe Emniyet Müdürlüğü"ne getirildiği ve yapılan parmak izi incelemesi neticesinde gerçek kimlik bilgilerinin tespit edildiğinin anlaşılması ile dosya kapsamında sanık adına ... ismiyle düzenlenen parmak izi basım formu dışında herhangi bir belge bulunup bulunmadığının tespit edilememesi ve.... İlçe Emniyet Müdürlüğü"nün 25.02.2007 tarihli yazısına göre, sanığın bu eylemle ilgili olarak .... Cumhuriyet Başsavcılığı"na sevk edildiği ve 2007/4061 Soruşturma sayılı evrakına istinaden serbest bırakıldığının belirtilmesi nedeniyle, suçun unsurlarının tespiti ve mükerrer yargılamanın önlenmesi bakımından; .... Cumhuriyet Başsavcılığı"nın 2007/4061 Soruşturma sayılı dosyasının akıbeti araştırılarak aslı veya onaylı suretinin dosya arasına alınması, mükerrer yargılama bulunmadığının tespiti halinde, sanık adına ... kimlik bilgileriyle düzenlenen herhangi bir belge bulunup bulunmadığının belirlenmesi, sanığın gerçeğe aykırı olarak beyan ettiği isme göre düzenlenmiş bir belge olmadığının anlaşılması durumunda ise, eyleminin, Kabahatler Kanunu"nun 40. maddesinde düzenlenen “kimliği bildirmeme” kabahatini oluşturacağı gözetilmeden, eksik araştırma ve inceleme sonucu yazılı şekilde resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçundan mahkumiyet hükmü kurulması,
    2- Kabule göre de; TCK’nin 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesi"nin 08.10.2015 tarihli 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
    Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebeplerden dolayı, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 07.01.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.







    İ.Ç






    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi