4. Ceza Dairesi 2021/473 E. , 2021/11293 K.
"İçtihat Metni"
KARAR
İmar kirliliğine neden olmak suçundan şüpheli ... hakkında yapılan soruşturma evresi sonucunda ... Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 13/12/2019 tarihli ve 2019/86507 esas, 2019/65050 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yönelik itirazın reddine ilişkin mercii ... 4. Sulh Ceza Hâkimliğinin 07/02/2020 tarihli ve 2019/7644 değişik iş sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
İstem yazısında: “5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 160. maddesinde yer alan “Cumhuriyet savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlar. Cumhuriyet savcısı, maddî gerçeğin araştırılması ve adil bir yargılamanın yapılabilmesi için, emrindeki adlî kolluk görevlileri marifetiyle, şüphelinin lehine ve aleyhine olan delilleri toplayarak muhafaza altına almakla ve şüphelinin haklarını korumakla yükümlüdür.” şeklindeki düzenleme karşısında, Cumhuriyet savcısının soruşturma yapmak zorunda olduğu,
... Cumhuriyet Başsavcılığınca yapılan soruşturma sonunda, şüphelinin imar barışı yasasından faydalanarak bahse konu inşaatla ilgili yapı kayıt belgesi almış olduğundan bahisle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş ise de,
Dosya kapsamına göre, ... vekilinin 12/03/2020 tarihli dilekçesi ile, şüphelinin 3194 sayılı İmar Kanunu"na aykırı inşaat yaptığının tespit edilmesi sonucunda düzenlenen 19/09/2019 tarihli yapı tespit ve tatil zaptında resmi parselli yerde ruhsatsız inşaat yapıldığının tespit edildiğinden bahisle şikayetçi olduğu, şüpheli hakkında düzenlenen yapı tatil zaptının imar affı kapsamında bulunmadığı, başlatılan soruşturma kapsamında şüphelinin ".......adresi için başvuru yaptığının tespit edildiği, ancak yapı kayıt belgesinin vatandaşın beyanı esas alınarak oluşturulduğu için yasaya uygun hale gelip ruhsatlandırma işlemi yapılıp yapılmadığının ilgili belediyeden öğrenilmesi gerektiğinin bildirilmesine karşın soruşturma aşamasında ilgili belediyeye yazı yazılıp söz konusu bu husus sorulmadığı gibi, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı"nın yapı kayıt belgesinin iptal edilip suç duyurusunda bulunup bulunmadığı ve şüpheli hakkında "yalan beyandan bulunmak" suçundan takibat yapılıp yapılmadığının araştırılmadığı, yapı tespit ve tatil zaptı tarihinin 19/09/2019 tarihi olması ve 31/12/2017 tarihinden önce yapılan yapılar hakkında yapı kayıt belgesinin verilebileceğinin anlaşılması karşısında, bu tarihten önce yapının yapılıp yapılmadığı hususunun araştırılması, 3194 sayılı Kanun"a aykırı ve 31/12/2017 tarihinden sonra inşa edildiği iddia olunan yapı hakkında gerektiğinde mahallinde uzman bilirkişi aracılığıyla keşif yapılması, tutanak tanıkları ve komşu binalarda oturanların tanık olarak dinlenmesi, keşif yapılmak suretiyle bilirkişi raporu aldırılması gerekirken, eksik soruşturmaya dayalı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yönelik itiraz üzerine soruşturmanın genişletilmesine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde itirazın reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilmektedir.
I- Hukuksal Değerlendirme:
CMK"nın 160. maddesinin 1. fıkrasında, "Cumhuriyet savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hali öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlar." 2. fıkrasında, "Cumhuriyet savcısı, maddi gerçeğin araştırılması ve adil bir yargılamanın yapılabilmesi için, emrindeki adli kolluk görevlileri marifetiyle, şüphelinin lehine ve aleyhine olan delilleri toplayarak muhafaza altına almakla ve şüphelinin haklarını korumakla yükümlüdür." 170. maddesinin 2. fıkrasında, “Soruşturma evresi sonunda toplanan deliller, suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturuyorsa; Cumhuriyet Savcısı, bir iddianame düzenler." 172. maddesinin 1. fıkrasında, “Cumhuriyet savcısı, soruşturma evresi sonunda, kamu davasının açılması için yeterli şüphe oluşturacak delil elde edilememesi veya kovuşturma olanağının bulunmaması hâllerinde kovuşturmaya yer olmadığına karar verir.” hükümleri düzenlenmiştir.
Aynı Kanun"un 6545 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten sonraki “Cumhuriyet savcısının kararına itiraz” başlıklı 173. maddesinde ise;
“(3) Sulh ceza hâkimliği, kararını vermek için soruşturmanın genişletilmesine gerek görür ise bu hususu açıkça belirtmek suretiyle, O Yer Cumhuriyet başsavcılığından talepte bulunabilir; kamu davasının açılması için yeterli nedenler bulunmazsa, istemi gerekçeli olarak reddeder; itiraz edeni giderlere mahkûm eder ve dosyayı Cumhuriyet savcısına gönderir. Cumhuriyet savcısı, kararı itiraz edene ve şüpheliye bildirir.
(4) Sulh ceza hâkimliği istemi yerinde bulursa, Cumhuriyet savcısı iddianame düzenleyerek mahkemeye verir.” hükümleri yer almaktadır.
Soruşturma evresinin asıl yetkilisi olan Cumhuriyet savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez ceza yargılamasının temel amacı olan maddi gerçeğin ortaya çıkarılması için soruşturmaya başlayacaktır.
Bir fiilin işlendiği haberinin alınması üzerine, suçu takibe yetkili makamlar tarafından derhal hazırlık soruşturmasına başlanmasını ifade eden ilkeye "araştırma mecburiyeti ilkesi"; hazırlık soruşturmasının neticesinde fiilin takibini gerektirecek hususlarda fiilin ve failin belli olması, yeterli emareler teşkil edecek vakıaların bulunması, başka bir ifade ile, şüphelerin ciddi olduğunun tespit edilmesi ve dava şartlarının gerçekleşmiş olması durumunda, yetkili makam tarafından kamu davasının açılmasını ifade eden ilkeye ise "kamu davasını açma mecburiyeti ilkesi" denilmektedir.
Diğer taraftan Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin (AİHS) 13. maddesi uyarınca da, temel hak ve özgürlükleri ihlal edilen kimselere etkili bir başvuru yapma hakkı tanınması zorunlu olup, anılan hükmün uygulanmasına ilişkin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarında, (Örn: Vilko E. - Finlandiya kararı 2007; Sürmeli - Almanya kararı 2006) etkili başvuru yolunun hem teoride, hem pratikte erişilebilir, yeterli ve etkili olması gerektiği belirtilmektedir.
3194 sayılı İmar Kanunu"na 7143 sayılı Kanun"un 16. maddesi ile eklenen geçici 16. maddesinde "Afet risklerine hazırlık kapsamında ruhsatsız veya ruhsat ve eklerine aykırı yapıların kayıt altına alınması ve imar barışının sağlanması amacıyla, 31/12/2017 tarihinden önce yapılmış yapılar için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve yetkilendireceği kurum ve kuruluşlara 31/10/2018 tarihine kadar (31/12/2018 tarihine kadar uzatılmıştır) başvurulması, bu maddedeki şartların yerine getirilmesi ve 31/12/2018 tarihine kadar kayıt bedelinin ödenmesi halinde Yapı Kayıt Belgesi verilebilir. Yapı Kayıt Belgesi yapının kullanım amacına yöneliktir. Yapı Kayıt Belgesi alan yapılara, talep halinde ilgili mevzuatta tanımlanan ait olduğu abone grubu dikkate alınarak geçici olarak su, elektrik ve doğalgaz bağlanabilir. Yapı Kayıt Belgesi verilen yapılarla ilgili bu Kanun uyarınca alınmış yıkım kararları ile tahsil edilemeyen idari para cezaları iptal edilir. Yapı Kayıt Belgesi, yapının yeniden yapılmasına veya kentsel dönüşüm uygulamasına kadar geçerlidir. Yapı Kayıt Belgesi düzenlenen yapıların yenilenmesi durumunda yürürlükte olan imar mevzuatı hükümleri uygulanır. Yapının depreme dayanıklılığı hususu malikin sorumluluğundadır." şeklinde düzenlemelere yer verilmiştir.
İncelenen somut olayda, yapı tespit ve tatil zapt tarihinin, 19/09/2019 tarihli olması ve 31/12/2017 tarihinden önce yapılan yapılar hakkında yapı kayıt belgesinin verilebileceğinin anlaşılması karşısında, bu tarihten önce suça konu yapının yapılıp yapılmadığı hususunun araştırılması, gerektiğinde mahallinde uzman bilirkişi aracılığıyla keşif yapılması, tutanak tanıkları ve komşu binalarda oturanların tanık olarak dinlenmesi, ilgili kurumdan yapı kayıt belgesi aslının istenmesi, yapı kayıt belgesinin yapı tatil zaptındaki imara aykırılığın tamamını kapsayıp kapsamadığının tespit edilmesi gerektiği gözetilmeden eksik soruşturma ile kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği görülmektedir.
Bu nedenle itiraz merciince etkin soruşturma yapılmaması dikkate alınarak, soruşturmanın genişletilmesine karar verilmesi gerekirken itirazın reddine karar verilmesi hukuka aykırıdır.
II- Sonuç ve Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, kanun yararına bozma isteği doğrultusunda düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden,
1- Şüpheli ... hakkındaki ... 4. Sulh Ceza Hâkimliğinin 07/02/2020 tarihli ve 2019/7644 değişik iş sayılı kararının, 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
2- CMK’nın 309/4-a fıkrası gereğince, sonraki işlemlerin mahallinde tamamlanmasına, dosyanın Adalet Bakanlığına sunulmak üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"na TEVDİİNE, 29/03/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.