12. Ceza Dairesi 2020/11237 E. , 2021/5654 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suçlar : Yargı görevi yapanı, bilirkişiyi veya tanığı etkilemeye teşebbüs, tehdit, hakaret
Hükümler : 1- Sanık ... hakkında yargı görevi yapanı, bilirkişiyi veya tanığı etkilemeye teşebbüs suçundan CMK’nın 223/2-e maddesi gereğince beraat
2- Sanık ... hakkında tehdit ve hakaret suçlarından CMK’nın 223/2-e maddesi gereğince ayrı ayrı beraat
Yargı görevi yapanı, bilirkişiyi veya tanığı etkilemeye teşebbüs suçundan sanık ...’ın, tehdit ve hakaret suçlarından sanık ...’in beraatlerine ilişkin hükümler, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
A) Sanık ... hakkında yargı görevi yapanı, bilirkişiyi veya tanığı etkilemeye teşebbüs suçundan kurulan beraat hükmüne yönelik temyiz isteminin incelenmesinde;
Mağdur kavramı gibi kanunda açıkça tanımlanmamış olan “suçtan zarar görme” kavramının, gerek Ceza Genel Kurulu gerek Özel Dairelerin yerleşmiş kararlarında; “suçtan doğrudan doğruya zarar görmüş bulunma hali” olarak anlaşılıp uygulandığı, buna bağlı olarak da dolaylı veya muhtemel zararların, davaya katılma hakkı vermeyeceğinin kabul edildiği, bu hususun, Ceza Genel Kurulunun 11.04.2000 tarihli ve 65–69, 22.10.2002 tarihli ve 234–366, 04.07.2006 tarihli ve 127–180, 03.05.2011 tarihli ve 155–80, 21.02.2012 tarihli ve 279–55, 15.04.2014 tarihli ve 599-190, 28.03.2017 tarihli ve 214-206 sayılı kararlarında; “dolaylı veya muhtemel zarar, davaya katılma hakkı vermez” şeklinde açıkça ifade edildiği ve Ceza Genel Kurulunun 25.03.2003 tarihli ve 41–54 sayılı kararında da “tazminat ödenmesi, itibar zedelenmesi ve güven kaybı” gibi dolaylı zararlara dayanarak kamu davasına katılmanın olanaklı olmadığının kabul edilmesi karşısında, sanık hakkında adliyeye karşı işlenen yargı görevi yapanı, bilirkişiyi veya tanığı etkilemeye teşebbüs suçundan açılan kamu davasında; sanığa atılı suçun koruduğu hukuki yarar ve niteliği itibariyle şikayetçi Ahmet’in sanığa yüklenen suçun mağduru olmadığı ve suçtan doğrudan zarar görmemesi nedeniyle yargı görevi yapanı, bilirkişiyi veya tanığı etkilemeye teşebbüs suçunu kapsar şekilde davaya katılmasına karar verilmiş olması hukuki değerden yoksun olup, hükmü temyiz yetkisi vermeyeceğinden, şikayetçi adına vekili tarafından yapılan temyiz isteminin 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 317. maddesi gereğince isteme aykırı olarak REDDİNE,
B) Sanık ... hakkında tehdit ve hakaret suçlarından kurulan beraat hükümlerine yönelik temyiz isteminin incelenmesine gelince;
28.07.2013 günü saat 19.20 sularında bir silahlı kavga olayının anons edilmesi üzerine Beyoğlu İlçe Emniyet Müdürlüğü Önleyici Hizmetler Şube Müdürlüğü Beyoğlu Ekipler Amirliğinde görevli polis memuru sanık ...’in ve diğer kolluk görevlilerinin olay yerine gittikleri ve tanık Orhan’a ait aracın camlarına mermi isabet ettiğini görüp, olay yeri civarında iş yeri olan katılan ...’e olayla ve olayın failleri ile ilgili sorular sordukları esnada çıkan tartışmada, sanık ...’in, katılan ...’e söylediği; “Sizler kimin yaptığını biliyorsunuz, bizden mi saklıyorsunuz oğlum, ben sizi ... yaparım, gebertirim sizi, emniyete götürür ve ...” biçimindeki sözlerle tehdit ve hakaret suçlarını işlediğinin iddia edildiği olayda;
Katılanın iddiasının tanık anlatımlarıyla doğrulanmaması nedeniyle soyut aşamada kaldığı ve sanığın savunmasının aksine, mahkumiyetine yeter, her türlü derecede şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı gerekçelerine dayalı olarak, sanık hakkında CMK’nın 223/2-e maddesi gereğince beraat kararı verilmesine ilişkin yerel mahkemenin kabulünde dosya kapsamına göre bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılama sonunda, yüklenen suçların sanık tarafından işlendiğinin sabit olmadığı gerekçeleri gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan, katılan vekilinin sübuta ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle, beraate ilişkin hükümlerin isteme uygun olarak ONANMASINA, 07.07.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.