Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/3108
Karar No: 2020/7086
Karar Tarihi: 25.11.2020

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2020/3108 Esas 2020/7086 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2020/3108 E.  ,  2020/7086 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasındaki kira sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraflarca temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı, asıl davada, davalı ile aralarında 18/07/2010 başlangıç tarihli kira sözleşmesi bulunduğunu, 2013 yılı Ocak, Şubat, Mart ve Nisan ayları kira bedellerinin ödenmemiş olması nedeniyle davalı kiracı hakkında takip başlatıldığını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek Şubat ve Mart ayları kira bedellerine ilişkin kısma yapılan itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep etmiştir.
    Davacı, birleşen davada ise 2013 yılı Nisan ayı kira bedeli için yapılan takibe davalı kiracı tarafından itiraz edildiğini, itiraz üzerine takibin durduğunu belirterek itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı, taraflar arasındaki kira sözleşmesi hükümleri gereğince takibe konu aylara ilişkin aylık kira bedelinin 3.325 TL olarak kararlaştırıldığını, kiralananın 28/02/2013 tarihinde tahliye edildiğini, 3.325 TL depozito bedelinin Şubat ayı kira bedelinden mahsup edildiğini, bu durumda kira sözleşmesinden kaynaklanan herhangi bir borcunun bulunmadığını belirterek davanın reddini dilemiştir.
    Yapılan yargılama sonucu Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hükmün davacı tarafından temyizi üzerine, Dairemizin 14/03/2019 tarih, 2017/5153 Esas 2019/2095 Karar sayılı ilamıyla, asıl dava ve birleşen dava hakkında ayrı ayrı hüküm kurulması gerektiği gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir.
    Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde, taraflar arasında geçerli kira sözleşmesine göre takibe konu aylık kira bedelinin 3.325 TL olduğu, davalı kiracı tarafından fazla yatırılan miktarın aidat bedeli olduğu yönündeki davalı beyanına itibar edilmesi gerektiği gerekçesiyle asıl davanın ve birleşen davanın ayrı ayrı kısmen kabulüne karar verilmiş; Hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.
    1-) Davalı tarafın temyiz talebi bakımından,
    5219 ve 5236 sayılı yasalar ile HUMK"nun 427. maddesinde öngörülen kesinlik sınırı 01.01.2020 tarihinden itibaren 3.920 TL"ye çıkarılmıştır.
    Hüküm, karar tarihi itibariyle davalı açısından kesin niteliktedir. Kesin olan kararların temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 01.06.1990 gün ve 1989/3 Esas 1990/4 Karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kurulu Kararı uyarınca Yargıtay"ca da temyiz isteminin reddine karar verilebileceğinden davalı tarafın temyiz talebinin reddi gerekir.
    2-) Dosya kapsamına, toplanan delillere, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verilmiş olmasına ve takdirde de bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının sair temyiz itirazları yerinde değildir.
    3-) Davacının hükmün gerekçe kısmına ilişkin temyiz talebine gelince,
    Öncelikle davacıların taraf olduğu bir başka davada verilen kararın somut olay yönünden kesinlik teşkil ettiği ifade edildiğinden konu ile ilgili “delil” ve “kesin hüküm” kavramlarını kısaca açıklamakta yarar vardır.
    Medeni usul hukukunda deliller, kesin deliller ve takdiri deliller olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Hukukumuzda kesin deliller, ikrar [6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) m. 188], senet (HMK m. 199 vd.), yemin (HMK m. 225 vd.) ve kesin hüküm (HMK m. 303) olmak üzere dört tanedir. Takdiri deliller ise tanık (HMK m. 240 vd.), bilirkişi (HMK m. 266 vd.), keşif (HMK m. 288 vd.) ve kanunda düzenlenmemiş diğer deliller (HMK m. 192) olarak sayılmaktadır. Takdiri deliller yönünden delil türlerinin sınırlı olarak sayılmadığı kabul edilmektedir (Alangoya, Y./Yıldırım, K./DerenYıldırım, N.: Medeni Usul Hukuku Esasları, İstanbul 2004, s. 341, Arslan, R./ Yılmaz, E./ Taşpınar Ayvaz, S.: Medeni Usul Hukuku, Ankara 2017, s. 389-390).
    Kesin hüküm HMK’nın 303. maddesinde düzenlenmiş olup şekli ve maddi anlamda kesin hüküm olarak ikiye ayrılır. Verilen bir hükme karşı kanun yolları kapalı ise veya kanun yolları açık olsa bile süresinde gidilmemişse veya tüm kanun yolları tükenmişse hüküm şeklen kesinlik kazanmıştır. Maddi anlamda kesin hükümde ise; dava sebebinin (maddi vakıaların), taraflarının ve ilk davanın hüküm fıkrası ile ikinci davaya ait talep sonucunun aynı olması gerekir.
    Önemle vurgulanmadır ki; maddi anlamda kesinlik, yalnız hüküm fıkrası için söz konusudur. Hüküm fıkrası, davada (veya karşı davada) istenen hususlar (talep sonucu) hakkında mahkemece verilen kararı (hükmü) gösterir. Hükmün gerekçesinin kesin hüküm gücü yoktur. Bununla beraber, gerekçe maddi anlamda kesinlikten tamamen soyutlanmış da değildir.
    Aynı taraflar arasında, aynı dava sebebine dayanarak ve aynı hukukî ilişki hakkında açılan ikinci davanın konusu, birinci davadakinden farklı olsa bile, iki davanın da temelini oluşturan aynı hukukî ilişkinin mevcut olup olmadığı hakkında (birinci davada) verilmiş olan (kesin) hüküm, ikinci davada kesin delil teşkil eder.
    Somut olaya gelince, taraflar arasında daha önce yargılaması yapılıp 20/04/2017 tarihinde kesinleşmiş olan Küçükçekmece 4. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2016/73 Esas 2016/640 Karar sayılı ilamında, davalı kiracı, 28 Şubat 2013 tarihine kadar ödenen kira bedellerini aidat bedelleri ile birlikte ödendiğini beyan etmiş olmasına rağmen kira sözleşmesinden ve banka kayıtlarından aidat ödemesine rastlanılamadığı gerekçesiyle davalı kiracının bu beyanı dikkate alınmaksızın borç hesaplaması yapıldığı ve bu sonuca göre karar verildiği anlaşılmaktadır.
    Mahkemece, bahsi geçen kesinleşmiş ilamdaki aidata ilişkin tespitler de dikkate alınmak suretiyle hükmün gerekçesinin oluşturulması gerekirken gerekçe kısmında kesinleşen hüküm ile çelişki oluşturacak şekilde fazla ödenen miktarın aidat bedeli olduğu yönündeki tespit hatalı ise de, sonucu itibariyle hüküm doğru olduğundan hükmün gerekçesinin düzeltilerek onanmasına karar verilmesi gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalının temyiz isteminin REDDİNE, 2. bentte açıklanan nedenlerle davacının sair temyiz taleplerinin reddine, 3. bentte açıklanan nedenlerle hükmün gerekçe kısmında fazla yapılan ödemelerin aidat borcuna ilişkin olduğuna yönelik tespitin hükümden çıkarılması suretiyle hükmün düzeltilmiş bu şekli ile ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden taraflara iadesine, 6100 sayılı HMK"nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 25/11/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi