6. Ceza Dairesi 2015/1262 E. , 2018/765 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Yağma, Hakaret, Kasten yaralama, Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma
HÜKÜM : Beraat, Hükmün açıklanmasının geri bırakılması
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Katılan ... vekilinin temyiz dilekçesi hükümlerin tümüne yönelik olduğundan, yapılan incelemede;
1- Sanık ... hakkında, hakaret ve kasten yaralama suçlarından verilen kararlara yönelik incelemede;
Sanık hakkında 5271 sayılı CMK’nın 231. maddesi gereğince verilen “hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına” ilişkin kararlara karşı, aynı maddenin 12. fıkrası uyarınca itiraz yolu açık olup, temyizi olanaklı bulunmadığından, katılan vekilinin bu konudaki isteminin REDDİNE, dosyanın incelenmeden mahalline İADESİNE,
2- Sanık hakkında yağma suçundan kurulan beraat hükmüne yönelik yapılan incelemede;
Soruşturma evresinde toplanan deliller suç işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturuyorsa Cumhuriyet Savcısı iddianame düzenler. Kamu davasını açma veya açmama yetkisi Cumhuriyet Savcısına aittir.
İddianamede şüpheliye yüklenen suç hakkında; suç teşkil eden fiil, zamanı ve işlendiği yer konusunda açıklama gerektiği gibi olay öyküsünde isnat edilen fiilin hangi fiil olduğu açıkça anlatılmalıdır. Fiilin aynı failin diğer fiillerinden ayırt edilebilir nitelikte belirtilmesi gerekir. Failin her biri birbirinden bağımsız biri
diğerinin unsuru olmayan ve ayrı ayrı suç teşkil eden fiilleri yönünden de iddianamede kamu davasının sınırları açıkça gösterilmelidir. Cumhuriyet Savcısının iddianamesine göre, mahkemenin suç teşkil eden hangi fiiller konusunda karar vermesi gerektiği belirsiz kalmamalıdır. Eksiklik ve yetersizlik varsa bu, yargılamada giderilmelidir.
İddianamede dava konusu yapılmak istenen suç teşkil eden eylemlerin ayrı ayrı açıklanıp belirlenmesi gerekir. Yani suç teşkil eden fiiller bakımından kamu davasının sınırı açıkça gösterilmelidir.
Suç teşkil eden fiil yönünden kamu davasının dışına çıkmak demek, dava olmadan karar verilmesi anlamını taşır. Böyle bir uygulamaya CMK kuralları kesin engel oluşturur. Hakim, fiilin niteliğini tayin ve takdirde iddianamedeki hukuki görüş ile bağlı değildir. Ancak bilindiği üzere, iddianamede bir olayın açıklanması sırasında başka bir olaydan söz edilmesi o olay hakkında dava açıldığını göstermez. İddianamede dava konusu yapılan ve herbiri ayrı ayrı bağımsız suç teşkil eden her bir fiilin açıklanması gerekir.
İddianameyle açılan ve yürütülen yargılama sonucu değişen suç vasfı ile bir görevsizlik kararı verilmesi halinde, öncelikle açılan davanın dönüşen suç niteliğine uygun olup olmadığı değerlendirilip olanaklı değilse usulünce kamu davası açılması zorunludur. Şayet, iddianamede suç teşkil eden eylem açıkça anlatılmış ancak suçun vasıflandırılması hatalı ise bu halde bir görevsizlik kararı verilmesi mümkündür. Bu durumda, mahkemenin görevsizlik kararına konu suç ile ilgili değerlendirme yapması olanaklı olacaktır.
Hal böyle olunca;
Kamu davasında nihai yargılama yapan mahkemenin, sanıkların eylemini bir bütün halinde değerlendirip sonucuna göre hüküm kurması gerekirken eylemin ayrı ayrı değerlendirmeye alınması yerinde olmayacaktır.
Sanıkların suç oluşturan hangi eylemlerden yargılandığını bilmek hakkıdır. Bu, savunmanın kullanılması açısından bir güvence olduğu gibi hukuk devleti olmanın da bir gerekliliğidir.
Bu açıklamalar ışığında somut olaya gelirsek;
Sanık ... hakkında düzenlenen 14.11.2011 tarihli 2011/11744 sayılı iddianame ile, katılana yönelik eylemi nedeniyle, TCK’nın 125/1,
109/2,3.e, 43/1, 53, 58. maddeleri uyarınca hakaret ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından kamu davası açıldığı, Antalya 11. Asliye Ceza Mahkemesinin 19.09.2012 gün 2011/762 esas ve 2012/978 karar sayılı kararı ile, sanığın hakaret ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından TCK"nın 125/1, 109/2,3-e, 43 ve yağma suçundan TCK’nın 148/1, 53. maddeleri uyarınca yargılanmaları gerektiğinden bahisle verilen görevsizlik kararı üzerine dava dosyasının Antalya 3. Ağır Ceza Mahkemesi’ne geldiği, anılan ilk derece mahkemesi tarafından yürütülen yargılama sonunda, sanık hakkında, yağma suçundan beraat hükmü kurulduğu,
Yukarıda değinildiği üzere, 14/11/2011 tarihli iddianame ile yağma suçundan dava açılmayan sanık hakkında, Asliye Ceza Mahkemesi tarafından verilen görevsizlik kararı ile yağma suçundan usulüne uygun açılmış bir davanın varlığının kabul edilmesi mümkün görülmediğinden, açılmayan bir davadan İlk Derece Mahkemesince verilen "Beraat" kararı yok hükmünde olup, hukukun yok hükmünde olan bir karara karşı temyiz davası açılamayacağından katılan vekilinin bu husustaki vaki taleplerinin REDDİNE,
3- Sanık ... hakkında kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan kurulan beraat hükümlerine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Dosya içeriğine, kararın dayandığı gerekçeye ve takdire göre katılan ... vekili ile o yer Cumhuriyet Savcısının temyiz itirazları yerinde görülmemiş olduğundan reddiyle, usul ve yasaya uygun ve takdire dayalı bulunan hükmün tebliğnameye uygun olarak ONANMASINA, 06/02/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.