11. Hukuk Dairesi 2018/861 E. , 2019/2855 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 2. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada İstanbul Anadolu 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince bozmaya uyularak verilen 07/11/2017 tarih ve 2017/136-2017/205 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin taraf vekilleri tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, aynı sektörde iştigal ettikleri, davalı adına 2006/08381 sayı ile tescilli "UNO DÖRT KÖŞE" ibareli markanın 556 sayılı KHK’nın 14. maddesi uyarınca tescil edildiği tarihten itibaren ciddi bir şekilde kullanılmadığını ileri sürerek, hükümsüzlüğüne ve sicilden terkini ile davaya konu markanın üçüncü kişilere devrinin önlenmesine dair ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, "Uno+şekil" markasının müvekkil şirket adına ilk olarak 14/06/1991 tarih ve 127741 numara ile tescil edildiğini, 2001 yılından sonra yenilendiğini, Uno markasına bağlı olmak üzere değişik ürünlerde kullanılan çeşitli eklerle müvekkili adına tescillerinin bulunduğunu, ayrıca "UNO" markasının Türkiye"de tanınmış bir marka olarak, TPMK nezdinde özel/01948 numarası ile tescilli olduğunu, davacının dava açmakta hukuki yararının bulunmadığını ileri sürerek davanın esasa girmeden dava şartı yönünden davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece uyulan bozma kararı, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; 556 sayılı KHK"nin 14. maddesinin iptali ile iç hukukumuzda markanın kullanılması zorunluluğunun kalmadığı, bu nedenle TRİPS hükümlerinin uygulanmasının mümkün olmadığı, iptal kararından sonra yürürlüğe giren 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunun 9. maddesinde de benzer bir hüküm yer almaktaysa da bu hüküm ancak kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonrası için uygulanabileceği, Anayasa Mahkemesi"nin iptal kararı nedeniyle davanın konusuz kaldığı, ancak yapılan yargılama sonucunda davalının dava konusu markayı tescil tarihinden itibaren 5 yıl içinde ciddi bir şekilde kullanmadığı, davacının dava açmakta haklı olduğu gerekçesiyle karar verilmesine yer olmadığına, yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, dava tarihinde yürürlükte bulunan 556 sayılı KHK"nın 14 ve 42. maddelerinin Anayasa Mahkemesi kararları gereği iptal edilmiş olması nedeniyle dava hukuki dayanaktan yoksun kaldığından davanın usulden reddi gerekmekte ise de davacı, dava tarihi itibariyle dava açmakta haklı bulunduğundan ve hukuki dayanak dava tarihinden sonra ortadan kalktığından, yargılama giderlerinin yerinde olarak davalıya yüklenilmiş olması nedeniyle mahkemece karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesinin sonuca etkili bulunmamasına göre taraf vekillerinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle taraf vekillerinin temyiz itirazlarının reddi ile hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 13,00 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, alınmadığı anlaşılan 44,40 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 10/04/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.