9. Hukuk Dairesi 2010/50273 E. , 2013/9500 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
DAVA :Davacı, fazla çalışma ücreti, genel tatil ücreti ile hafta tatili ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde taraflar avukatlarınca temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, fazla çalışma, genel tatil ve hafta tatili alacaklarını istemiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı, davacının fazla mesai, hafta tatili ücreti, bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının zaman aşımına tabi olduğunu, daha öncesinde İzmir Bölge Sorumlusu, sonra da İdari İşler Teknik Satınalma ve Depolar Yöneticisi olarak çalıştığını, yönetici olup yüksek maaşla çalışan davacının itirazsız imzaladığı bordrolara göre fazla mesai iddiasında bulunamayacağını, şirket aracı kullandığını, 5000 TL ücret aldığını, kaldı ki fazla mesai, genel tatil ve hafta tatili çalışması gerektiren bir iş yükü olmadığını, işyerinde mesai saatlerine göre haftalık 40 saat çalışma yapıldığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davacının fazla çalışma ve genel tatil taleplerinin kabulüne karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı taraflar temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre tarafların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının yerinde olmaması nedeni ile reddine,
2- Davacı işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille yapılabilir. Bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda, işçinin bordroda belirtilenden daha fazla çalışmayı yazılı belge ile kanıtlaması gerekir. İşçiye bordro imzalatılmadığı halde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda, ihtirazi kayıt ileri sürülmemiş olması, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının yazılı delille ispatlanması gerektiği sonucunu doğurmaktadır.
İşyerinde üst düzey yönetici konumda çalışan işçi, görev ve sorumluluklarının gerektirdiği ücretinin ödenmesi durumunda, ayrıca fazla çalışma ücretine hak kazanamaz. Bununla birlikte üst düzey yönetici konumunda olan işçiye aynı yerde görev ve talimat veren bir başka yönetici ya da şirket ortağı bulunması halinde, işçinin çalışma gün ve saatlerini kendisinin belirlediğinden söz edilemeyeceğinden, yasal sınırlamaları aşan çalışmalar için fazla çalışma ücreti talep hakkı doğar. O halde üst düzey yönetici bakımından şirketin yöneticisi veya yönetim kurulu üyesi tarafından fazla çalışma yapması yönünde bir talimatın verilip verilmediğinin de araştırılması gerekir. İşyerinde yüksek ücret alarak görev yapan üst düzey yöneticiye işveren tarafından fazla çalışma yapması yönünde açık bir talimat verilmemişse, görevinin gereği gibi yerine getirilmesi noktasında kendisinin belirlediği çalışma saatleri sebebiyle fazla çalışma ücreti talep edemeyeceği kabul edilmelidir.
Somut olayda, mahkemece, “işin sevk ve idaresinde yetkili en üst düzey yönetici konumunda olmadığı işyerinde uygulanan mesai saatlerine göre çalıştığı fazla mesai yaptığı, çalışma saatlerini düzenleme insiyatifi de bulunmadığı” gerekçesiyle davacının fazla çalışma ücreti alacağı kabul edilmişse de, beyanına başvurulan tanıkların bu konuda açıklama yapmadıkları görülmektedir.
Bu nedenle, mahkemece, tanıklar yeniden dinlenip yukarıdaki ilkelere göre, davacının çalıştığı bölümde giriş çıkış saatlerini, çalışma düzenini belirleyen bir yetkili bulunup bulunmadığı açıklığa kavuşturulup sonuca gidilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde fazla çalışma alacağının kabulü hatalıdır.
3- Ayrıca, dosyada kök rapor ve ek rapor olmak üzere iki ayrı rapor bulunduğu, kök raporda fazla çalışma alacağının haftalık 45 saat üzeri çalışmalar, ek raporda ise haftalık 40 saat üzeri çalışmalar esas alınarak hesaplandığı halde mahkemece bu raporlardan hangisine ne sebeple itibar edilerek hükme esas alındığı karar yerinde tartışılıp değerlendirilmeksizin kısmi davadaki miktarlar üzerinden hüküm kurulması ayrı bir hatadır.
4- Hüküm altına alınan alacaklardan yapılan ½ oranındaki indirim hakkın özünü zedeleyecek nitelikte olup daha makul oranda indirim yapılması için de kararın bozulması gerekmiştir.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenlerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 20.03.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.