6. Hukuk Dairesi 2021/349 E. , 2021/1145 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik verilen hüküm süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davada davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında kat karşılığı inşaat sözleşmesine ilişkin anlaşma yapıldığını, davacının sözleşmenin 8.maddesi gereği 140.000,00TL nakit para ödediğini, ayrıca davalının adına Ankara 3.İcra Müdürlüğünün 2012/7708E. Sayılı dosyası aracılığıyla hesabına 90.000,00TL ödeme yaptığını ancak davalının sözleşmede taahhüt ettiği gibi KKİS’ye konu arsanın üzerindeki hacizleri kaldırarak tapuda kendisine devretmediğini belirterek sözleşmenin feshi ile ödediği bedelin iadesi ile birlikte yaptığı masraflar ve mahrum kaldığı kârı talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili ise, aralarındaki sözleşmenin geçersiz olduğunu, geçersiz sözleşmeye dayanılarak talepte bulunulmayacağını, ayrıca davacı tarafından kendilerine ödenen bir bedel bulunmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.
Dava, kat karşılığı inşaat sözleşmesine dayalı olarak açılan sözleşmenin geriye etkili olarak feshi ile davacıya yapılan ödemelerin iadesi ve tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece yapılan yargılama neticesinde sözleşmenin haklı nedenle fesih edildiğinin tespitine ve davacı tarafından ödendiği iddia edilen bedelin davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Kat karşılığı inşaat sözleşmelerinde iki sözleşme içiçe olup; biri hiçbir şekle bağlı olmayan inşaat sözleşmesi, diğeri ise resmi biçimde yapılması gereken mülkiyeti nakil borcu doğuran sözleşmedir. Bu nedenle kat karşılığı inşaat sözleşmelerinin noterde düzenleme şeklinde yapılması gerekmektedir. Buradaki şekil geçerlilik şartıdır. Emredici kural gereği resmi şekle uyulmadan yapılan sözleşmeler ise geçersizdir. Ancak şekil koşuluna uygun olmadığı için geçersiz olan kat karşılığı inşaat yapım sözleşmesinin fiilen hayata geçirildiği, tarafların edimlerini ağırlıkla yerine getirdiğinin anlaşıldığı durumlarda bu sözleşmelerin geçersizliğinin ileri sürülmesi hakkın kötüye kullanımı niteliğindedir. Şekil zorunluluğunun birinci istisnası, sözleşme adi yazılı şekilde olsa bile taraflardan birinin edimini tamamen veya reddolunmayacak oranda yerine getirmiş olması halinde diğer tarafın artık bu sözleşmenin geçersizliğini ileri süremeyeceği kuralıdır. Çünkü böyle bir davranış TMK"nın 2. maddesinde tanımlanan bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasını hukuk düzeni koruma kuralına aykırı düşer.
Somut olayda; davacı tarafından sözleşmenin feshi ile ödediği bedelin iadesi talep edilmiş olup; taraflar arasında yapılan kat karşılığı inşaat sözleşmesi incelendiğinde; sözleşmenin resmi şekilde yapılmadığı, tapu devri yapılmadığı gibi sözleşmenin geri dönülmeyecek şekilde ifası söz konusu olmadığından, geçerli bir KKİS’ den bahsedilemez. Bu nedenle, “çoğun içinde az da vardır”, ilkesi gereğince fesih yerine sözleşmenin geçersizliğinin tespitine karar verilmesi gerekmektedir. Sözleşmenin geçersizliği halinde ise; iki tarafda aldıklarını iade yükümlülüğü altında olup davacı taraf bu amaçla ödediği bedelin iadesini istediğinden, ispatladığı ödemelerin iadesi yönünden hüküm oluşturulması gerekmektedir.
Dosya kapsamına göre; davacı tarafın 140.000,00 TL ödeme yaptığı anlaşılmaktadır. Ancak 90.000,00 TL’lik ödeme incelendiğinde; Ankara 3.İcra Müdürlüğü’nün 2012/7707 Esas sayılı dosyasında dava dışı 3.bir kişinin borçlu olduğu ve bu borcundan dolayı taşınmazı üzerine konulan ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapıldığı ve taşınmazının satıldığı anlaşılmaktadır. Satılan bu taşınmazın bedelinin davacı tarafından ödendiği ve davalının borcundan dolayı değil, taşınmazın cebri icrada satın alınması nedeniyle mülkiyetini edinmek amaçlı ödendiği anlaşıldığından, 90.000,00 TL’nin sözleşmeye istinaden ödendiği kabul edilemez. Dolayısıyla iadesine karar verilecek miktar 140.000,00 TL olup bu bedelin iadesine karar verilmesi gerekirken 230.830,99TLye hükmedilmesi doğru olmamış kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, kararın davalı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine, 02.11.2021 gününde oy birliğiyle karar verildi.