11. Hukuk Dairesi 2018/968 E. , 2019/2851 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 08/06/2017 tarih ve 2016/254 E.-2017/245 K. sayılı kararın davalılar vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi’nce verilen 07/12/2017 tarih ve 2017/1112-2017/1112 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi Davalı şirket ve kurum vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili şirketin, "PARANIX" ibareli tanınmış, markanın sahibi olduğunu, davalı tarafça yapılan 2014/70606 sayılı, 5 ve 10 sınıf mal ve hizmetlerde geçerli, "AMETIS PARANIX" ibareli marka başvurusuna, müvekkili şirketçe yapılan itirazın nihai olarak TPMK YİDK tarafından reddedildiğini, kararın haksız ve hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek, davalı kurum YİDK"nın 2015-M-12435 sayılı kararının iptalini ve anılan marka tescil edilmiş ise markanın hükümsüzlüğü ile sicilden terkin edilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Türk Patent ve Marka Kurumu vekili, kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı ... vekili, taraf markaları arasında benzerlik bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
İlk Derece Mahkemesince iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; davacının, davalı marka tescil başvuru tarihinden evvel "PARANIT" markalı ürünlerini Türkiye"deki tek satıcısı olarak piyasaya sunduğu, davalı marka tescil başvuru tarihinden sonra da bu faaliyetini genişleterek sürdürdüğü, özgün nitelikteki "PARANIT" ibareli tanıtım işareti üzerinde 556 sayılı KHK"nın 8/3. maddesi kapsamında haksız rekabet hükümlerine göre korunması gereken bir hukuki durum kazandığı, davacının fiili kullanım konusu bit öldürücü sprey ve şampuan ürünleriyle başvuru kapsamındaki 5. sınıftaki ürünlerin, özellikle üretim yöntemlerinin ve üretici firmaların aynı tür ürünlerin üretimlerini gerçekleştiriyor olmaları, toptan veya perakende piyasaya sunumlarına ilişkin dağıtım kanallarının ortaklığı, birbirlerini tamamlama olanaklarının bulunması, hedeflenen halk kesimlerinin ortak olması, özellikle işaretlerin asıl ve ayırt edici unsurlar itibariyle özgün ve ayırt ediciliği yüksek olan davacı markası ile birebir aynı olması ile düşük düzeyli ürün benzerliğinin yüksek düzeyli marka benzerliği ile telafi edilebilir bulunması ve bunun yanında
işletmesel bağlantılandırma ihtimalinin mevcudiyeti karşısında aynı tür sayılmalarının zorunlu olduğu, ortalama tüketici kitlesinin bu iki markayı ilişkilendirmesinin kaçınılmaz olduğu, davalının bu tescili, haksız ve kötüniyetli olup, davacının Türkiye"de 5. sınıf için tescilsiz olan markasının sahip olduğu imajın transferi amaçlı, bunun yanında davacıyı pazarda engelleme ve piyasada zarara uğratma, Türkiye’de 5.sınıf için tescilsiz olan markasına zarar verme ve zamanla piyasadan uzaklaştırma amaçlı olduğu, davacı markasının tanınmış olduğu ve davalı başvuru konusu işaretin, davacı markalarına yönelik haksız bir yararlanma sağlama, onun itibar ve ayırt edici karakterini zedeleme ihtimalini içerdiği gibi, onun ayırt ediciliğini karartacak algılamalar yaratabilecek mahiyette bulunduğu, bir an için davacının iltibas vakıasına dayanamayacağı kabul edilmiş olsa da, tanınmışlık vakıasına olarak davalı başvurularının tescilini engelleme olanağının olduğu gerekçesiyle, davanın kabulü ile YİDK"nın 2015/M-12435 sayılı kararının, davacı itirazlarının reddi yönünden iptaline, davalı adına tescilli 2014/70606 sayılı markanın hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine karar verilmiştir.
Karara karşı davalı şirket ve kurum vekilleri istinaf isteminde bulunmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince tüm dosya kapsamına göre, mahkemenin verdiği kararda, usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı gerekçesiyle istinaf isteminin esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı, davalı şirket ve kurum vekilleri temyiz etmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK"nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davalı şirket ve kurum vekillerinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK"nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK"nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 8,50 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalılardan ayrı ayrı alınmasına, 10/04/2019 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.