20. Hukuk Dairesi 2018/69 E. , 2018/405 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi
Taraflar arasındaki davada .... Asliye Hukuk ile .... Tüketici Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belli edilmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, taşınmaz satış sözleşmesinden kaynaklanan rücuen tazminat istemine ilişkindir.
.... Asliye Hukuk Mahkemesince, davalının 4077 sayılı Kanunun 3. maddesinin (f) bendinde tanımlanan satıcı, davacının ise aynı Kanunun 3. maddesinin (e) bendinde tanımlanan tüketici olduğu, taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümünde 4077 sayılı Kanunun uygulanması gerektiği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir.
... Tüketici Mahkemesince, bir hukuki işlemin 4077 sayılı Kanun kapsamında kaldığının kabul edilmesi için satıcı ve tüketici arasında yapılmış bir işlem olması gerekmektedir. Site yönetiminin Tüketici Kanunu kapsamında satıcı olarak kabul edilen gerçek veya tüzel kişi olmaması ve sorunun tüketici işleminden kaynaklanmaması nedeniyle siteye ödenen ortak aidat giderlerinden kaynaklanan davalarda genel mahkemelerin yetkili olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir.
4822 sayılı Kanun ile değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun Amaç başlıklı 1. maddesinde kanunun amacı açıklandıktan sonra kapsam başlıklı 2. maddesinde “Bu Kanun, birinci maddesinde belirtilen amaçlarla mal ve hizmet piyasalarında tüketicinin taraflardan birini oluşturduğu her türlü tüketici işlemini kapsar” hükmüne yer verilmiştir. Kanunun 3. maddesinde, Mal: Alışverişe konu olan taşınır eşyayı, konut ve tatil amaçlı taşınmaz malları ve elektronik ortamda kullanılmak üzere hazırlanan yazılım, ses, görüntü ve benzeri gayri maddi malları; Hizmet: Bir ücret veya menfaat karşılığında yapılan mal sağlama dışındaki her türlü faaliyeti, ifade eder. Satıcı: Kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki faaliyetleri kapsamında tüketiciye mal sunan gerçek veya tüzel kişileri kapsar. Tüketici ise, bir mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen kullanan veya yararlanan gerçek ya da tüzel kişiyi ifade eder." şeklinde tanımlanmıştır.
Bir hukuki işlemin 4077 sayılı Kanun kapsamında kaldığının kabul edilmesi için yasanın amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen taraflar arasında mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukuki işlemin olması gerekir.
Somut olayda davacı vekili, müvekkilleri-davacıların davalı şirketlerce oluşturulan Gül – Keleşoğlu - Kameroğlu İnşaat Adi Ortaklığı tarafından yaptırılan Pelican Hill Villarından İstanbul ili, Büyükçekmece ilçesi, Akçaburgaz mahallesi, ada: 224, parsel:1 sayılı taşınmazda 19 nolu bağımsız nolu villayı satın aldığı, müvekkillerinin sözleşme şartlarını yerine getirerek ödemelerini süresinde ve eksiksiz olarak yaptıkları, ancak davalı tarafın sözleşme hükümleri ile teslim tarihi olarak kararlaştırılan 31/12/2007 tarihinde satışa konu villayı teslim etmediği, taraflar arasında sözleşmenin ceza-i şartlar bölümü nedeni ile dava ve icra takipleri
oluştuğu, davanın müvekkilleri lehine sonuçlandığı ve ayrıca ilamlı icra takipleri başlatıldığı, sözkonusu taşınmazın davalılarca teslimi gerçekleşmeden müvekkil-davacı tarafça 30/01/2013 tarihinde 3. kişiye satışının yapıldığı, ancak dava konusu villanın teslim tarihinden önce davalılarca site yönetimi oluşturulduğu ve 20/02/2013 tarihinde müvekkillerine .... İcra Müdürlüğünün 2013/760 Esas sayılı dosyası üzerinden ilamsız icra takibi başlatıldığı, cebri icra tehdidi altında rücu hakkı saklı tutularak 24.792,70-TL bedelin icra dosyasına ödendiği, daha evi teslim almadan gider ödemesi sözkonusu olduğundan bu hususun davalılar tarafından yerine getirilmesi gerektiği, aidat tutarlarından müvekkillerini bilerek ve kötü niyetli olarak borç altına sokan davalıların sorumlu oldukları iddiasıyla taşınmazın gider aidatları rücu hakkı saklı tutularak ödenmekle 24.792,70-TL ödenen meblağın ödeme tarihinden itibaren işleyecek en yüksek ticari faizi ile birlikte davalı taraftan istirdaten tahsilini, talep ve dava etmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlığın, konut satım sözleşmesine davacın ihtiyacı amacıyla satın aldığı bir adet konut satışından kaynaklandığı, bu sözleşmenin varlığı ve geçerli olup olmadığının görevli mahkemece değerlendirileceği ve davacının 4077 sayılı Kanunda belirtilen “Tüketici” tanımına girdiği, davalıların ise, yasanın yaptığı “satıcı” tanımına uyduğu anlaşılmakla, Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun kapsamındaki uyuşmazlığın tüketici mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK"nın 21 ve 22. maddeleri gereğince Bakırköy 2. Tüketici Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 22/01/2018 gününde oy birliğiyle karar verildi.