Abaküs Yazılım
6. Daire
Esas No: 2021/1906
Karar No: 2021/6900
Karar Tarihi: 25.05.2021

Danıştay 6. Daire 2021/1906 Esas 2021/6900 Karar Sayılı İlamı

T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2021/1906
Karar No : 2021/6900

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Bakanlığı - ANKARA
VEKİLİ : …, Hukuk Müşaviri …

KARŞI TARAF (DAVACI) : … Büyükşehir Belediye Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: Eskişehir İli, Sivrihisar İlçesi, … Mahallesi… Mevkiinde … Mermer Sanayi Ticaret A.Ş. tarafından yapılması planlanan "… Ruhsat Numaralı (ER:…) Mermer Ocağı Kapasite Artışı ve Kırma Eleme Tesisi İlavesi" projesi ile ilgili olarak Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Çevresel Etki Değerlendirmesi, İzin ve Denetim Genel Müdürlüğünce verilen … tarih ve … sayılı "Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) Olumlu" kararının iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Temyize konu kararda; uyuşmazlığın çözümü amacıyla çevre mühendisi, orman mühendisi ve ziraat mühendisinden oluşan bilirkişi heyetiyle yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen bilirkişi raporunda özetle; arazi ve toprak yönünden, çalışma yapılan alan, yüksek rakımlı, dağlık tepelik ve çalıştırılan ocağın yakın çevresinin yoğun orman vejetasyonu ile kaplı olduğu, VII ve VIII. sınıf arazilerin, ocağın özellikle kuzeyinde ve pasa alanının hemen bitişiğinde ise görece daha iyi toprak ve arazi özelliklerine sahip III. ve IV. sınıf tarım arazilerinin bulunduğu, pasa alanının yüksek eğiminden yüzey akışı veya taşınımı ile gelebilecek materyal gibi olumsuz etkilerine muhatap olduğu, bölgedeki su kuyusunun da bu alanda bulunduğu, ayrıca tarım arazileri, eğimlerin azaldığı veya düzleşmeye başladığı vadilerin birleşme düzleminde olduğu, dolayısıyla bu bölge dikkat edilmesi, özen gösterilmesi gereken su toplanma havzası olduğu, ÇED raporunda topraklar, araziler ve özellikleri böyle bir çalışma için çok yetersiz bir şekilde yer aldığı, ÇED çalışmalarının en önemli iki bileşeni toprak ve arazi olduğu ve onların özelliklerinin (eğim, derinlik, taşlılık, EC, pH, organic madde, tekstür, kireç, hidrolik iletkenlik, permeabilite, saturasyon, verimlilik analizleri ve daha birçok önemli fiziksel, kimyasal, biyolojik özellikler) detaylı olarak araştırılması gerektiği; orman ve mera yönünden yapılan değerlendirmede; proje kapsamında orman sayılan alanın 886.100 m2 alan olduğu, keşfe konu proje alanı, engebeli - çok engebeli bir yapıya sahip olduğu, proje alanı topoğrafik olarak yerleşim yerlerinden ve derelerden yüksek kotlarda yer aldığı, bölgede özellikle vadi tabanlarında ve düzlük alanlarda mevsimsel olarak akış özelliği gösteren kuru dere yataklarının mevcut olduğu, bu derelerde yağışlı aylar haricinde su varlığı ve akışının bulunmadığı, meteoroloji istasyonu gözlem kayıtlarına göre yıllık ortalama toplam yağış miktarının 414,4 mm olduğu ve proje etki alanı büyük ölçüde drenaj yapılmasına uygun eğime sahip bulunduğu, ormanlık alanlar içerisinde 6831 sayılı Kanunun 18. maddesinde yer alan “Yangın Görmüş Orman Alanı, gençleştirmeye ayrılmış veya ağaçlandırılan sahalar”ın yer almadığı, kesilecek ağaç sayısının, bu aşamada yaklaşık 300 adet olarak öngörüldüğü, kesilecek ağaç sayısının 5 katı kadar ağaç faaliyet sahibi tarafından dikileceği, yapılacak yolların yamaçlardan aşağı toprak kaydırmayacak şekilde ekskavatör ile yapılacağı, ayrıca kullanılacak orman yollarının bakım ve onarımının düzenli olarak yapılmasının sağlanacağı, ancak keşif sırasında bu taahhütlerin yeterince yerine getirilmediğinin görüldüğü, üst toprak depolamasının yapılmadığı, diğer taraftan pasa dökümü sırasında gelişigüzel depolama ile çevre arazilerdeki toprak ve bitki örtüsüne zarar verildiğinin belirlendiği, vejetasyonu koruyucu hiçbir önlemin alınmadığının tespit edildiği, proje etki alanı içerisinde herhangi bir yüzeysel akış hattının bulunmadığı, proje etki alanı güneyinde ve kuzeydoğusunda çok sayıda kuru dere ve yan kollarının mevcut olduğu, ocak sahasında yapılacak olan çalışmalarda ocak sahasında oluşabilecek atıkların topoğrafik eğimle yüzeysel akış hatlarına ulaşmasının engellenmesi gerektiği, yağışlar sonrası akışa geçecek olan yağış sularının ocak işletme sahasına doğru akışının engellenmesi için, işletme sahasının yüksek noktalarında açılacak olan kanallarla suyun işletme sahasının dışına tahliyesinin sağlanması ve çalışmalar sırasında ocak sahasında büyük su birikintilerinin oluşmasının engellenmesi gerektiği, şiddetli sağanak yağışlar sırasında ocak sahası ve nakliye yollarında oluşan mermer tozu yüzeysel sulara karışarak çevre arazilere akacağı, bu durumun önlenmesi için gerekli su ve toprak koruma tedbirlerinin alınması gerektiği, madencilik faaliyetleri sırasında yeraltı ve yüzey su noktalarına doğru ocak sahasından yüzeysel akış şeklinde malzeme ve hafriyat taşınması oluşturulacak setlerle engellenmesi ve maden sahasında su birikintilerinin oluşması engellenerek ve açılacak drenaj kanalları ile yağışlar sonrası yüzeysel akışların, ocak işletmeciliği ile etkileşiminin azaltılması gerektiği, bölgede kireçtaşı seviyeleri içinde bulunan çatlaklardan sızan yağış ve yüzeysel akış sularının çok az bir kısmı bu gelişmemiş, yaygın olmayan ve derinlere inmeyen çatlak sistemi içerisinde toplandığı, bu tür birikimlerin çoğunlukla yağışın bol olduğu dönemlerde oluştuğu, ve topoğrafyanın formasyonları kestiği noktalarında veya tabakaların dokanak noktalarında debili kaynaklar halinde boşaldığı, yüzeyden alınan bitkisel toprağın, ocak alanında belirlenen bitkisel toprak depolama alanında depolanarak erozyona karşı üzerinin çimlendirileceği, depolanan bitkisel toprağın, daha sonra ocak rehabilitasyon çalışmalarında kullanılarak geri kazanımının sağlanacağı, ÇED raporunda, proje alanındaki bitkisel toprak depolama alanlarının işaretlendiği, ancak keşif çalışmalarında, bu işlemin yapılmadığının görüldüğü, diğer taraftan pasa dökümünün gelişi güzel yapılması ile üst toprak ve doğal bitki örtüsünün tamamen tahrip edildiğinin belirlendiği, keşif alanı içerisinde mera vasfını taşıyan otsu vejetasyonla kaplı bir alanın görülmediği, ormanların geniş tarım arazileriyle çevrili olduğu, bölgelerde meraların yetersiz kalması sebebiyle orman içinde yoğun otlatma yapıldığı ve hayvan baskısının, ormanın varlığını ve gelişimini tehdit ettiği, ÇED raporundan, proje sahası yakınlarında tarım arazileri, yerleşim alanları ve hayvancılık faaliyetlerinin bulunduğu tespit edildiği, bu durumun, var olan orman arazileri üzerinde büyük yük oluşturduğu, zaten yetersiz olan mera sahasının, mevcut ormanların madencilik faaliyetleri ile yok edilmesi ile diğer orman alanlarının da otlatma baskısı altına girmesine neden olacağı, proje kapsamında ormanlık alanların hangi bölgelerine girileceği, maden ocaklarının yerleri ve genişleme bölgelerinin net bir şekilde belirlenmesi ve maden ocaklarının, tesislerin, ulaşım yollarının, pasa alanlarının ve diğer faaliyet kapsamındaki tüm tesislerin ormana verecekleri zararlarının net ortaya konulması gerektiği, ÇED raporunda, proje alanı kapsamında birçok taahhüdün “Bitkisel Toprak Depolaması, Pasa Döküm Sahaları, Akarsu Yataklarına Zarar Verilmemesi vb.” ifade edildiği, ancak keşif alanı içerisinde bu uygulamaların yeterince yapılmadığının ve gerekli hassasiyetin gösterilmediğinin belirlendiği, üst toprak depolamasının yapılmadığı, pasa dökümü sırasında gelişi güzel düküm yapıldığının görüldüğü, diğer taraftan, pasa dökümü sırasında iri kaya bloklarının eğim yönünde akarak çevredeki vejetasyona zarar verildiğinin belirlendiği, mermer ocağının ulaşım yollarının, ürün depolama alanlarının ve ocak içi nakliye yollarının kalın ve uçucu nitelikte toz ile kaplandığının görüldüğü, bu tozun orta ve şiddetli rüzgarlarla çevre arazilere yayılacağının kesin olduğu, diğer taraftan şiddetli sağanak yağışlar sırasında oluşacak yüzeysel suların bu tozun çevre araziye taşınmasına neden olacağı, pasa miktarı ve alanı yönünden yapılan değerlendirmede; ÇED alanı ve pasa alanının orman alanı içinde olduğu, pasa alanının, mermer ocağının kuzeyinde ve kuzey batısında bulunan alanlara depolanacağı, özellikle kuzeyde yer alan pasa alanının, hem dar hem de dik yamaçlı olduğu için dikkat edilmesi gereken bir bölge olduğu, keşif sırasında çalışma alanının sınırlarını ve kontrol edildiğini gösteren her hangi bir işaretlemeye rastlanılmadığı, kuzeydeki pasa alanının bir kısmında sınıra gelindiği, ÇED raporunun 18. sayfasında ne kadar mermer çıkarılacağının, ne kadar kırma eleme yapılacağının ve pasa oluşacağının şekil olarak gösterildiği, bilirkişi raporunda şekil 3.4 olarak verilen malzeme dağılım şemasında, mermer ocağından çıkacak olan malzemenin aynı özellikleri taşıdığı var sayılarak, miktar ve hacimler sabit özellik üzerinden belirlendiği, yani kayaç (mermer + toprak) malzemenin yoğunluğunun sabit tutulduğu, oysa, toprak içinde doğal durumunda belli bir hacim kaplayan malzeme çıkarıldığında, daha büyük bir hacim kaplayacağı, bunun nedeninin, kırma ayrıştırma sonunda kayaç parçalarının arasında kalan hava boşlukları olduğu, bu nedenle pasa sahası için öngörülmüş olan 15 yıllık depolama hacminin gerçekçi olmayabileceği, belirtilen önlemlerin var olduğu keşif sırasında belirlenemediği, pasa için belirlenen bölgede oluşan pasa, dik olan yamaçtan aşağı doğru dökülerek yığıldığı, sınır belirleme çizgilerinin olmadığı, orman bitkileri gereksiz yere yığın altında kalarak ezildiği, yamaç aşağı dökülen pasalarda bulunan küçük kayaç ve tozun yağışlarla bilirlikte tarlalara taşınacağı, ÇED raporunun farklı yerlerinde planlandığı ve uygulanacağı belirtilen pasa yönetimi doğru olmadığı ve ocakta mevcut durumda dahi bu plana uyulmadığı, kontrollü bir dökümün söz konusu olmadığı, orman tahribatının yapıldığı, yağışlarla birlikte küçük boyutlu kayaç malzemenin taşınacağı, orman ve tarım arazisi üzerinde olumsuz etki yaratacağı, ÇED raporunda belirtilen şev açılarına (15% eğimlilik vb.) uyulmadığının görüldüğü, mevcut uygulama devam ederse pasanın ruhsat sahası içinde kalıp kalmayacağının belirsiz olduğu, pasa alanı içinde kuru dere yatağının olduğu, yağışlı dönemlerde bu dere yatağının orman ekosistemi içinde yüzey suyunu taşıdığı, yani kuruluğun aktif olmadığı anlamına gelmediği, kaldı ki ÇED raporunda da dere yatağının bozulmayacağının taahhüt edildiği, pasa sahasının seçimi ve pasanın depolanma biçiminin yanlış olduğu, topoğrafyaya bakıldığında, mermer ocağının, Fındıklarözü Deresinin su toplama havzasının sınırını oluşturan bölgede olduğu, ÇED raporunda söz konusu Dereye mermer ocağının 3,5 km mesafede olduğu belirtildiğinden, mermer ocağının bu Dereye etkisinin olmayacağı, ÇED raporunun 73. sayfasında da ÇED/Ocak alanı içerinde herhangi bir mevsimsel akışlı ya da akar derenin bulunmadığının belirtildiği, ancak bu sonuca nasıl varıldığının açık olmadığı, ÇED çalışmasının yapıldığı yerin yüksek kotta olduğu, ÇED bölgesine düşen yağmurun, yüzey suları olarak daha düşük kotlara gideceği, ÇED raporunda, arazi etüdünün yapıldığı, 2019 Şubat ayında proje etki alanı civarında yer alan dere yataklarında herhangi bir akış gözlenmediğinin belirtildiği, ÇED raporunda da belirtildiği gibi derelerin karın erimesi nedeniyle yüzey suyunu taşımaya başlayacağı, bu nedenle Şubat ayında yapılan incelemenin durumu ortaya koyamadığı, bölgede tarımsal faaliyetin olduğunun görüldüğü, ÇED değerlendirmesine alınan bölgedeki faaliyetlerin tarım alanları üzerindeki olumsuz etkilerinin nasıl engelleneceğinin belirtilmediği, ÇED raporunda bir tarlanın maden alanı içinde kalacağının belirtildiği, ancak ÇED alanı alt kotlarında maden ruhsat sahası dışında kalan ve madencilik faaliyetlerinden olumsuz etkilenebilecek ekili alanların da olduğu, ÇED raporunda ilgili tarım alanlarında ne tür faaliyetin yürütüldüğünün belirtilmediği, ÇED raporunda yetişen ürünlerden bahsedildiği, ancak kapasite verisinin eksik olduğu, mermer ocağının orman ve yaban hayatı üzerindeki etkisi yönünden yapılan değerlendirmede; av hayvanları ve bunların popülasyon ile yaşama ortamlarıyla ilgili alınacak önlemlere yer verilmediği, bölgede koruma altında olan canlı türlerinin varlığından “literatür üzerinden” tespit olduğu, ayrıca saha incelemesinin nasıl yapıldığının belli olmadığı, korunması gereken canlı türlerinin tablo olarak ÇED raporunda yer aldığı, ancak bu tablolardan korunması gereken hayvan nüfuslarının anlamanın mümkün olmadığı, bu türlerin korunmasının nasıl sağlanacağının belirtilmediği, ÇED kapsamında olan saha için ormanı ve orman ekolojisini oluşturan çok sayıda bitkinin olduğu, bu bitkilerin orman sağlığına ve var oluşuna nasıl destek verdiğinin ortaya konulmadığı, keşif sırasında mermer ocağına su sağlayan kuyunun görüldüğü, bu kuyunun nasıl denetleneceğinin anlaşılamadığı, kuyunun denetimsiz ve korumasız olduğu, sayaç görülmediği, EK-8’de verilen hidrojeolojik değerlendirme raporunda çeşme suyu raporunun, kuyu raporunun ve sondaj kuyusu verilerinin 2009 yılına ait olduğu, yer altı suyu kalitesi değerlendirilirken bu verilerin kullanıldığı, ancak bu verilerin güncel olmasının gerektiği, ayrıca su kalitesinin izlenmesi için bir planın olması gerektiği, keşif sırasında mermer ocağında ikinci bir şirketin anlaşmalı olarak faaliyet gösterdiğinin belirtildiği, bu şirketin ÇED kapsamında sorumluluğunun nasıl düzenlendiğinin belirsiz olduğu, mermer ocağında kırma eleme faaliyetlerinde dahil olmak üzere her 5-6 dakikada bir 25 tonluk kamyonun malzeme taşımasının gerekeceği, bu durumun, … Mahallesindeki günlük yaşama ektisinin ÇED raporunda incelenmediği, mermer işletmeciliği sonrası yapılacak işlemlerin hepsi için uygulanabilir ve takip edilebilir bir planın, ÇED raporunda yer alması ve bu verilerin güncel olması gerektiği, çünkü bu bölgede daha önce ruhsat alan şirket mermer işletmeciliği yaptığından, kuyu debisi değişmiş midir (artış/azalış/sabit)? su kalitesinde bir değişim var mıdır? hususlarının bilinmesi gerektiği, ÇED raporunun, pasa yer seçimi ve kapasitesi konusunda yetersiz olduğu, trafik, yaban hayat, civar işletmelerin korunması (çiftçiler) konusunun kapsamlı incelemediği, su hareketliliği konusunda eksiklerin olduğu, kuru dere yataklarında faaliyet yapılacağı, yeraltı suyu kullanımı denetlenmesi gerektiği, sonuç olarak, mermer ocağı orman içinde çalıştırıldığından, pasa döküm sahalarının, mevcut orman örtüsüne zarar verdiği, ÇED raporu içerisinde orman varlığı ve orman potansiyeli bulunan alanların hakkında yeterli bilgi verilmediği, projenin orman varlığına ve bitki örtüsüne vereceği zararlar yeterince değerlendirilmediği, kırma eleme tesisi toz ve gürültü nedeniyle çevresel baskı oluşturacağı, madencilik faaliyetleri ve araç trafiği ile oluşacak toz şu anda bölge için sorun yarattığı, pasa alanlarının ocağın dik yamaçlarına planlandığı ve çevresel risk oluşturduğu, ÇED raporunda canlıların korunması için tedbirlerin yeterli olmadığı ve nasıl uygulanacağının belirtilmediği, pasa kapasitesinin hacim farklılığı dikkate alınarak tekrar hesaplanması gerektiği, pasanın, su akış hatları içine depolanacağı ve çevresel baskı potansiyeli olduğu, ÇED raporu bölge hassasiyetlerine göre eksik hazırlandığı, yönünde tespit ve görüşlere yer verilmiştir.
Bu durumda, dava dosyasında bulunan bilgi ve belgeler ile bilirkişi raporunun birlikte değerlendirilmesinden; dar ve dik yamaçta bulunan pasa alanının çalışma sınırlarını ve kontrol edildiğini gösteren her hangi bir işaretlemenin bulunmadığı, toprak içinde doğal haliyle belli bir hacim kaplayan malzemenin çıkarıldığında daha büyük bir hacim kaplayacağı öngörülmeden yetersiz pasa sahası oluşturulduğu, pasanın dik olan yamaçtan aşağı doğru dökülmesinin orman bitkilerinin ezilmesine, küçük kayaç ve tozların yağışlarla birlikte tarlalara taşınmasına neden olacağından orman ve tarım alanlarını tahribi ile toprak yapısının ve yeraltı suyunun olumsuz etkilenmesine sebebiyet vereceği, pasa alanı içerisinde bulunan kuru derenin yağışlı zamanlarda yüzey sularını ormana taşıyarak ekosistem üzerinde olumsuz etkiler oluşturacağı, kuru dere yataklarında faaliyet yapılmasına sebebiyet vereceği, dolayısıyla pasa sahası seçiminin ve pasanın depolanma şeklinin hatalı olduğu, ayrıca faaliyetlerin tarım alanları üzerindeki olumsuz etkilerinin nasıl engelleneceği ve korunması gereken canlı türlerinin nasıl korunacağı, orman varlığı ve orman potansiyeli bulunan alanların neler olduğu, ormanı ve orman ekolojisini oluşturan çok sayıda bitkinin orman sağlığına ve var oluşuna nasıl destek verdiği, madencilik faaliyetleri ve araç trafiği ile oluşacak tozun bölge halkının yaşamına nasıl bir etkisi olacağı hususlarında yeterli bilgi ve inceleme içermediği, diğer taraftan yer altı suyunun kalitesi belirlenirken 2009 yılına ait verilerden faydalanıldığı, su kuyusunun denetiminin nasıl sağlanacağının belirlenmediği sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle hukuka aykırı bulunan dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, davanın proje sahibi şirkete ihbar edilmesi istenilmiş ise de, bu yöndeki talebin değerlendirilmeksizin karar verildiği, davacının dava açmakta menfaatinin bulunmadığı, projenin madencilik faaliyeti olması nedeniyle bilirkişi heyetinde maden mühendisinin de olması gerektiği, dava konusu işlemden önce maden ocağı ile ilgili ÇED Gerekli Değildir kararının verildiği, bilirkişi raporunda; orman arazisi ve orman bitki örtüsüne zarar verildiğinin iddia edildiği alanların ÇED Gerekli Değildir kararına konu alanlar olduğu ve alanlarla ilgili orman izninin alındığı, diğer taraftan, kırma-eleme tesisinin fabrika tipi kapalı olarak planlandığı, işletmeden kaynaklı gürültü ile ilgili olarak proje alanına en yakın yerleşim yeri olarak … Mahallesinin baz alındığı, ÇED raporunun, ek-'te yer alan akustik raporda gerekli hesaplamaların yapıldığı, dolayısıyla akustik rapor ve toz emisyon hesabı dikkate alınmadan, Mahkeme kararında yer alan, tozun bölge halkının yaşamına nasıl bir etkisinin olacağı hususlarında yeterli bilgi bulunmadığı yönündeki gerekçenin isabetli olmadığı, pasa alanlarının dik yamaçlarda planlanması ve çevresel risk oluşturduğu gerekçesinin de bilimsel bir veriye dayanmadığı, ÇED raporunda pasa döküm alanının çevresine yağmur suyunu yönlendirici kanallar açılarak, yağmur suyu akışının, pasanın erozyona uğrayarak su ile birlikte akışının engelleneceği, ayrıca sıyrılacak bitkisel toprağın depolanacağı ve sonrasında rehabilitasyon çalışmalarında kullanılacağı, çevredeki arazilere ve bitki örtüsüne zarar verilmeyeceği, pasanın depolanmasıyla ilgili tasarımın ÇED raporunda verildiği, halkın katılım toplantısında öne sürülen görüşlerin değerlendirildiği, ÇED raporunda proje alanı ve çevresinin, toprak özellikleri hakkında bilgi verildiği, dere yatakları ile ilgili DSİ'nin önerdiği taahhütlerin ÇED raporunda yer aldığı, flora ve fauna ile trafik hususunun ÇED raporunda değerlendirildiğinin ifade edildiği, ek beyan dilekçesinde ise, Mahkeme kararında yer alan yetersiz pasa sahası oluşturulması, pasa sahası seçimi ve pasanın depolanma şeklinin hatalı olduğu yönündeki gerekçesinin isabetsiz olduğu, nitekim, alan içerisindeki topoğrafik eğimler nedeniyle 3 parça halinde depolanmasının uygun görüldüğü ve kapasite artışı kapsamında belirtilen üretimlerde pasa alanının 15 yıl depolama yapılabileceği, söz konusu 3 farklı alanda farklı kapasitelerde depolama alanı tasarlandığı, pasa depolama alanı için belirlenen koordinatların dışına çıkılmayacağı, malzeme akışını engelleyecek önlemlerin alınacağı, kuru dere yataklarının daraltılmayacağı, yatak stabilitesinin bozulmayacağı, pasa depolama alanında gerek görülmesi durumunda istinat duvarı yapılacağı hususlarının ÇED raporunda belirtildiği, kuru dere yataklarının korunmasına yönelik taahhütte bulunulduğu, dolayısıyla kuru derelerden yağışlı zamanlarda taşınarak orman ekosistemine zarar vermesi gibi bir durumun söz konusu olmayacağı, toz emisyonuyla ilgili her türlü tedbirin alınacağı, kırma eleme işlemlerinin de dahil edildiği hava kalitesi modellemesinde en kötü koşullarda sınır değerlerin sağlandığı, bilirkişi raporunda su kuyusunun denetiminin nasıl sağlanacağının belirlenmediği belirtilmiş ise de, söz konusu kuyu ile ilgili DSİ tarafından verilmiş yeraltı suyu kullanım belgesinin olduğu ve denetimin DSİ tarafından yapıldığı, bilirkişi raporunda belirtilen tarım alanlarına olan etkilerinin incelenmediği yönündeki gerekçeyle ilgili olarak, oluşacak toz emisyonlarıyla ilgili tedbirlerin alındığı, sonuç olarak, ÇED raporunda yer alan tüm hususların proje sahibinin taahhütlerinden oluştuğu, taahhütlerin ise ÇED Yönetmeliği gereği izlendiği ve denetlendiği, taahhütlere aykırı davranılması durumunda çeşitli yaptırımların uygulandığı, dolayısıyla dava konusu işlemin hukuka uygun olduğu Mahkeme kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ …'NUN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile Mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:

MADDİ OLAY :
Eskişehir İli, Sivrihisar İlçesi, … Mahallesi, … mevkii, … ruhsat numaralı sahada, öncelikle 24,48 ha alanda, 60.000 m3/yıl kapasiteli mermer üretimi planlanmış, bu kapsamda sunulan PTD üzerine, Eskişehir Valiliği Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğünce … tarih ve E-… sayılı ÇED Gerekli Değildir kararı verilmiştir. Sonrasında, aynı ruhsat sahasında 24,95 ruhsat numaralı sahada 24,95 ha alanda, 60.000 m3/yıl blok mermer üretimi planlanmış, bu kapsamda sunulan PTD üzerine, Eskişehir Valiliği Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğünce … tarih ve E-2… sayılı kararı verilmiştir.
Gelinen aşamada, aynı ruhsat sahasında, 90,25 ha alanda; patlatma yapılmayarak, elmas tel kesme (sulu kesim) yöntemiyle mermer üretimi olacak şekilde, 900.000 m3/yıl (blok+pasa) kapasiteli mermer ocağı kapasite artışı ve kırma eleme tesisi projesinin, planlanması üzerine, hazırlanan ÇED raporu davalı idareye sunulmuş, ilgili kurumlardan alınan görüşler çerçevesinde, davalı idare tarafından … tarih ve … sayılı "ÇED Olumlu" kararı verilmiştir.
Bunun üzerine, anılan kararın iptali istemiyle bakılan dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
2872 sayılı Çevre Kanununun 10. maddesinde; "Gerçekleştirmeyi plânladıkları faaliyetleri sonucu çevre sorunlarına yol açabilecek kurum, kuruluş ve işletmeler, Çevresel Etki Değerlendirmesi Raporu veya proje tanıtım dosyası hazırlamakla yükümlüdürler. Çevresel Etki Değerlendirmesi Olumlu Kararı veya Çevresel Etki Değerlendirmesi Gerekli Değildir Kararı alınmadıkça bu projelerle ilgili onay, izin, teşvik, yapı ve kullanım ruhsatı verilemez; proje için yatırıma başlanamaz ve ihale edilemez..." hükmüne yer verilmiştir.
25/11/2014 tarih ve 29186 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren ve dava konusu işlem tarihinde yürürlükte bulunan Çevresel Etki Değerlendirmesi Yönetmeliğinin 4. maddesinde; ''Çevresel etki değerlendirmesi olumlu kararı: Çevresel Etki Değerlendirmesi Raporu hakkında Komisyon tarafından yapılan değerlendirmeler dikkate alınarak, projenin çevre üzerindeki muhtemel olumsuz etkilerinin, alınacak önlemler sonucu ilgili mevzuat ve bilimsel esaslara göre kabul edilebilir düzeylerde olduğunun belirlenmesi üzerine projenin gerçekleşmesinde çevre açısından sakınca görülmediğini belirten Bakanlık kararı olarak tanımlanmıştır. Aynı Yönetmeliğin 6. maddesinde ise; "(1) Bu Yönetmelik kapsamındaki bir projeyi gerçekleştirmeyi planlayan gerçek veya tüzel kişiler; Çevresel Etki Değerlendirmesine tabi projeleri için; ÇED Başvuru Dosyasını, ÇED Raporunu, Seçme Eleme Kriterleri uygulanacak projeler için ise Proje Tanıtım Dosyasını, Bakanlıkça yeterlik verilmiş kurum/kuruluşlara hazırlatmak, ilgili makama sunulmasını sağlamak ve proje kapsamında verdikleri taahhütlere uymakla yükümlüdürler. (2) Kamu kurum/kuruluşları, bu Yönetmelik hükümlerinin yerine getirilmesi sürecinde proje sahiplerinin veya Bakanlıkça yeterlik verilmiş kurum/kuruluşların isteyeceği konuya ilişkin her türlü bilgi, doküman ve görüşü vermekle yükümlüdürler. (3) (Değişik:RG-26/5/2017-30077) Bu Yönetmeliğe tabi projeler için "Çevresel Etki Değerlendirmesi Olumlu" kararı veya "Çevresel Etki Değerlendirmesi Gerekli Değildir" kararı alınmadıkça bu projelerle ilgili teşvik, onay, izin, yapı ve kullanım ruhsatı verilemez, proje için yatırıma başlanamaz ve ihale edilemez. Ancak bu durum söz konusu teşvik, onay, izin ve ruhsat süreçlerine başvurulmasına engel teşkil etmez. (4) Bu Yönetmelik hükümlerine göre karar tesis edilmeden önce, projenin gerçekleştirilmesinin mevzuat bakımından uygun olmadığının tespiti halinde, aşamasına bakılmaksızın süreç sonlandırılır." kuralına, 7. maddesinde; "(1) Bu Yönetmeliğin; a) Ek-1 listesinde yer alan projelere, b) "ÇED Gereklidir" kararı verilen projelere, c) Kapsam dışı değerlendirilen projelere ilişkin kapasite artırımı ve/veya genişletilmesinin planlanması halinde, mevcut proje kapasitesi ve kapasite artışları toplamı ile birlikte projenin yeni kapasitesi ek-1 listesinde belirtilen eşik değer veya üzerinde olan projelere, ÇED Raporu hazırlanması zorunludur." kuralına yer verilmiştir. Aynı Yönetmeliğin Ek-III bölümünde; Çevresel Etki Değerlendirmesi Genel Formatının ihtiva etmesi gereken hususlar düzenlenmiş, Bölüm I: Projenin tanımı ve özellikleri; a) Proje konusu yatırımın tanımı, özellikleri, ömrü, hizmet maksatları, önem ve gerekliliği, b) Projenin yer ve teknoloji alternatifleri, proje için seçilen yerin koordinatları Bölüm II: Proje Yeri ve Etki Alanının Mevcut Çevresel Özellikleri; Proje alanının ve önerilen proje nedeniyle etkilenmesi muhtemel olan çevrenin; nüfus, fauna, flora, jeolojik ve hidrojeolojik özellikler, doğal afet durumu, toprak, su, hava, atmosferik koşullar, iklimsel faktörler, mülkiyet durumu, kültür varlığı ve sit özellikleri, peyzaj özellikleri, arazi kullanım durumu, hassasiyet derecesi (Ek-5’deki Duyarlı Yöreler Listesi de dikkate alınarak) benzeri özellikleri Bölüm III: Projenin İnşaat ve İşletme Aşamasında Çevresel Etkileri ve Alınacak Önlemler, Projenin; a) Çevreyi etkileyebilecek olası sorunların belirlenmesi, kirleticilerin miktarı, alıcı ortamla etkileşimi, kümülatif etkilerin belirlenmesi, b) Sera gazı emisyon miktarının belirlenmesi ve emisyonların azaltılması için alınacak önlemler, c) Projenin çevreye olabilecek olumsuz etkilerinin azaltılması için alınacak önlemler, ç) İzleme Planı (inşaat dönemi), Bölüm IV: Halkın Katılımı; a) Projeden etkilenmesi muhtemel ilgili halkın belirlenmesi ve halkın görüşlerinin çevresel etki değerlendirmesi çalışmasına yansıtılması için önerilen yöntemler, b) Görüşlerine başvurulması öngörülen diğer taraflar, Notlar ve Kaynaklar; Ekler: Çevresel Etki Değerlendirmesi Başvuru Dosyası hazırlanmasında kullanılan bilgi ve belgeler ile raporda kullanılan tekniklerden rapor metninde sunulamayan belgeler, Proje için seçilen yerin koordinatları, Proje için belirlenen yer ve alternatiflerinin varsa; çevre düzeni, nazım, uygulama imar planı, vaziyet planı veya plan değişikliği teklifleri, Proje ile ilgili olarak daha önceden ilgili kurumlardan alınmış belgeler şeklinde düzenlemeler yer almıştır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:

Usul Yönünden;
Davalı idare tarafından, dava açma ehliyetine yönelik itirazda bulunulmuş ise de, davacının bu davayı açmakta menfaatinin bulunduğu sonucuna varılmıştır.
Öte yandan, davalı idare tarafından, davanın proje sahibi şirkete ihbar edilmediği ileri sürülmekte ise de; İdare Mahkemesinin 26/03/2020 tarihli kararıyla davalı yanında müdahil olarak davaya katılmakta serbest olmak üzere, davanın … Mermer Sanayi Ticaret A.Ş.'ye ihbarına karar verildiği ve kararın anılan şirketin daimi temsilcisine 02/04/2020 tarihinde tebliğ edildiği görülmüştür.
Esas Yönünden;
Yukarıda yer verilen hükümler uyarınca; çevresel etki değerlendirmesi ile, gerçekleştirilmesi planlanan projelerin çevreye olabilecek olumlu ya da olumsuz etkilerinin belirlendiği, olumsuz yöndeki etkilerin önlenmesi ya da çevreye zarar vermeyecek ölçüde en aza indirilmesi için alınacak önlemlerin irdelendiği, seçilen yer ile teknoloji alternatiflerinin değerlendirildiği, ayrıca projelerin uygulanmasının izlendiği ve kontrolünde sürdürülecek çalışmaların belirlendiği bir süreç öngörülmüş olup, Yönetmelik kapsamında yer alan bir faaliyet nedeniyle hazırlanacak ÇED raporunda özel format uyarınca, projenin gerçekleştirileceği yer ile alternatif alanlar belirlenerek projenin hizmet amacı, önem ve gerekliliği kapsamında yerin ve etki alanının çevresel özellikleri, çevresel etkiler ve alınacak önlemlerin tartışılması, faaliyet yerinin belirlenmesinde ise, faaliyetin büyüklüğü, amacı, ulaşım, iklim, toprağın ve çevrenin özellikleri, olası etkiler ve etkilerin azami giderilme olanakları gibi unsurların etkili olması, bu bağlamda, sürdürülebilir kalkınma ve sürdürülebilir çevre dengesinin sağlanması yolunda belirtilen nitelikteki bir faaliyete en uygun yerin seçilmesi esastır.
Çevresel etki değerlendirmesi; gerçekleştirilmesi planlanan projenin, çevreye olabilecek olumlu ya da olumsuz etkilerinin belirlenmesi, olumsuz yöndeki etkilerin önlenmesi ya da çevreye zarar vermeyecek ölçüde en aza indirilmesi için alınacak önlemlerin belirlenerek değerlendirilmesi amacıyla yapıldığından, ÇED sürecinde verilen kararların iptali istemiyle açılacak davalarda, yukarıda belirtilen Yönetmeliğin Ek III. maddesindeki unsurlar yönünden, ÇED kararlarının bir bütün olarak çevresel etkilerinin irdelenmesi gerekmektedir.
Uyuşmazlıkta, her ne kadar İdare Mahkemesince; dar ve dik yamaçta bulunan pasa alanının çalışma sınırlarını ve kontrol edildiğini gösteren hangi bir işaretlemenin bulunmadığı, toprak içinde doğal haliyle belli bir hacim kaplayan malzemenin çıkarıldığında daha büyük bir hacim kaplayacağı öngörülmeden yetersiz pasa sahası oluşturulduğu, pasanın dik olan yamaçtan aşağı doğru dökülmesinin orman bitkilerinin ezilmesine, küçük kayaç ve tozların yağışlarla birlikte tarlalara taşınmasına neden olacağından orman ve tarım alanlarını tahribi ile toprak yapısının ve yeraltı suyunun olumsuz etkilenmesine sebebiyet vereceği, pasa alanı içerisinde bulunan kuru derenin yağışlı zamanlarda yüzey sularını ormana taşıyarak ekosistem üzerinde olumsuz etkiler oluşturacağı, kuru dere yataklarında faaliyet yapılmasına sebebiyet vereceği, dolayısıyla pasa sahası seçiminin ve pasanın depolanma şeklinin hatalı olduğu, ayrıca faaliyetlerin tarım alanları üzerindeki olumsuz etkilerinin nasıl engelleneceği ve korunması gereken canlı türlerinin nasıl korunacağı, orman varlığı ve orman potansiyeli bulunan alanların neler olduğu, ormanı ve orman ekolojisini oluşturan çok sayıda bitkinin orman sağlığına ve var oluşuna nasıl destek verdiği, madencilik faaliyetleri ve araç trafiği ile oluşacak tozun bölge halkının yaşamına nasıl bir etkisi olacağı hususlarında yeterli bilgi ve inceleme içermediği, diğer taraftan, yer altı suyunun kalitesi belirlenirken 2009 yılına ait verilerden faydalanıldığı, su kuyusunun denetiminin nasıl sağlanacağının belirlenmediği gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiş ise de, ÇED Olumlu kararının, projenin çevre üzerindeki muhtemel olumsuz etkilerinin, alınacak önlemler sonucu ilgili mevzuat ve bilimsel esaslara göre kabul edilebilir düzeylerde olduğunun belirlenmesi üzerine, projenin gerçekleşmesinde çevre açısından sakınca görülmediğini belirten Bakanlık kararı olarak tanımlandığı dikkate alındığında, hükme esas alınan bilirkişi raporunda; pasa yönetiminin doğru yapılmadığı belirtilirken, bu durumun, alınması gereken önlemlerle ilgili taahhütlere ÇED raporunda yer verilmeyişinden mi, yoksa ÇED raporunda taahhüt edilen önlemlerin yeterli olduğu halde, uygulanmamasından mı kaynaklandığının açık ve kesin bir şekilde ortaya konulamadığı, nitekim bakılmakta olan davada, yargısal denetimin ÇED raporunun içeriği bakımından yapılması gerektiği, projenin, içerik itibarıyla yeterli olduğu düşünülen bir ÇED raporuna uygun yürütülüp yürütülmemesi hususunun, izleme ve denetim sürecinin bir parçası olup, ayrı bir uyuşmazlık konusu olabileceği, pasa sahasının yetersiz olduğu değerlendirmesinin de somut verilerle desteklenmediği, kayaç ve tozların yağışlarla birlikte taşınarak ekosistem üzerinde taşınacağı hususuna yönelik olarak, ÇED raporunda; taşınması muhtemel malzemenin önüne setler oluşturulması ve açılacak drenaj kanalları sayesinde yağışlar sonrası yüzeysel akışların ocak işletmeciliği ile etkileşiminin azaltılması gerektiği vurgulandığından, bu tedbirlerin yeterli olup olmadığı yönünde bir değerlendirmenin yapılmadığı, söz konusu faaliyetin en önemli çevresel etkisi olan toz emisyonu ile faaliyetin tarım alanları ve orman üzerindeki etkileriyle ilgili değerlendirmelerin ise soyut ve yüzeysel olduğu sonucuna varılmıştır.
Diğer taraftan, dava konusu projenin "Mermer Ocağı Kapasite Artışı ve Kırma Eleme Tesisi İlavesi" olduğu dikkate alındığında, bu konuda uzman olarak seçilecek bilirkişiler arasında maden mühendisinin de olması gerektiği, nitekim ÇED raporunu hazırlayanlar arasında da maden mühendisinin bulunduğunun görüldüğü, ayrıca dava dilekçesinde, söz konusu projenin, içme ve kullanma suyu kaynaklarını olumsuz etkileyeceği yönünde ifadelerin yer aldığı, dolayısıyla içme ve kullanma suyu kaynaklarına yönelik projenin etkilerinin bir hidrojeolog tarafından değerlendirilmesi gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.
Öte yandan, dava konusu proje, ocak alanında kapasite artışı ve kırma eleme tesisi ilave edilmesi şeklinde planlandığından, yukarıda yer verilen Yönetmelikteki düzenleme gereği, söz konusu projenin çevresel etkileri ile mevcut ÇED kararlarına esas çevresel etkilerinin kümülatif olarak değerlendirilmesi gerekmektedir.
Bu durumda, uyuşmazlığın tereddüte mahal vermeyecek şekilde çözümlenebilmesi amacıyla, temyiz dilekçelerindeki iddialar ile yukarıda yer verilen hususlar da dikkate alınarak, dava konusu projenin gerçekleştirilmesinin, kamu yararı ve çevre dengesi gözetilerek çevresel açıdan oluşturabileceği muhtemel zararlar ile bu zararların alınacak önlemlerle giderilebilmesinin mümkün olup olmadığının, aralarında çevre mühendisi, maden mühendisi, orman mühendisi, hidrojeoloji mühendisi ve ziraat mühendisi bilirkişiler olmak üzere, gerekirse başka dallarda da uzmanlar seçilerek oluşturulacak yeni bir bilirkişi heyetiyle, mahallinde keşif ve bilirkişi incelemesi yaptırılarak alınacak rapor ile dosyadaki bilgi ve belgelerin birlikte değerlendirilmesi suretiyle yeniden bir karar verilmesi gerekmektedir.
Bu itibarla, karara esas alınabilecek nitelikte ve yeterlilikte olmayan bilirkişi raporu hükme esas alınmak suretiyle dava konusu işlemin iptali yolunda verilen İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1.2577 sayılı Kanunun 49. maddesine uygun bulunan davalının temyiz isteminin kabulüne,
2. Dava konusu işlemin yukarıda özetlenen gerekçeyle iptaline ilişkin temyize konu ... İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
4. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 20/A-2-(i) maddesi uyarınca, karar düzeltme yolunun kapalı olduğunun duyurulmasına, 25/05/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi