3. Hukuk Dairesi 2020/3784 E. , 2020/7067 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, davalının vekili sıfatıyla ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2006/1 Esas, 2006/365 Karar sayılı dosyasında yaptığı avukatlık görevi nedeniyle 08.07.2005 tarihli avukatlık ücret sözleşmesi ile vekalet ücreti bedeli olarak 45.000,00-TL üzerinden anlaşmaya vardıklarını, davanın lehe sonuçlanmasına ve hükmün kesinleşmesine rağmen vekalet ücretinin ödemediğini, tahsili için başlatılan icra takibine de haksız itiraz edildiğini ileri sürerek itirazın iptaline, takibin devamına, % 40 icra inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece davanın kısmen kabul kısmen reddine dair verilen kararın temyizi üzerine 13. Hukuk Dairesinin 2015/38268 Esas ve 2016/8571 Karar sayılı ilamı ile bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyularak davanın kısmen kabul kısmen reddine dair karar verilmiş, hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, taraflar arasındaki vekalet sözleşmesinden doğan avukatlık ücretinin tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali davasıdır. Mahkemece, “... davalının takip dayanağı sözleşme asıllarındaki imzalarını ikrar ettiği, yazıların kendisi tarafından yazılmadığını ileri sürmüş ise de, beyaza imza kuralı uyarınca bir yazının veya senedin sözleşmenin altına imza atan kişi üzerindeki yazıları da kabul etmiş sayılacağı, mahkememizin 2006/1 esas sayılı dosyasında görülen tapu iptali ve tescil davasında ..., köyü, 292 parsel sayışı taşınmazın tapu kaydının iptali ile davalı ... adına tapuya tesciline karar verildiği, bu kararın kesinleştiği, davacının bu davada davalının vekili olarak görev yaptığı, taraflar arasındaki 08/07/2005 tarihli
sözleşmede vekalet ücretinin 45.000 TL olarak belirlendiği, vekalet ücretinin taksitler halinde 01/02/2012 tarihinde kadar ödenebileceğinin kararlaştırıldığı, yine 08/08/2006 tarihli taahhütnamede davalı tarafından vekalet ücreti borcu olan 45.000 TL nin 01/10/2007 tarihinden itibaren 5 yıl eşit taksitlerle ödemeyi kabul ve taahhüt ettiği, vekalet ücreti ödemesinin 01/02/2012 tarihi olup, vekalet ücret sözleşmesinden kaynaklan an davaların 5 yıllık zamanaşımına tabi olduğu göz önüne alındığında zamanaşımı definin yerinde olmadığı…” gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile Çanakkale 2. İcra Dairesi" nin 2012/5698 Esas sayılı İcra Takip dosyasında borçlu-davalının itirazının kısmen iptali ile takibe 45.000 TL asıl alacak üzerinden devam edilmesine, asıl alacağı takip tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine şeklinde karar verilmiştir. Davacı avukatın sunmuş olduğu 08.07.2005 tarihli sözleşmede, vekalet ücreti 45.000 TL olarak kararlaştırılmıştır. Hemen belirtmek gerekir ki, Avukatlık Kanunu 164. maddesinde “Avukatlık ücreti, avukatın hukukî yardımının karşılığı olan meblâğı veya değeri ifade eder. Yüzde yirmibeşi aşmamak üzere, dava veya hükmolunacak şeyin değeri yahut paranın belli bir yüzdesi avukatlık ücreti olarak kararlaştırılabilir…” düzenlemesi yer almaktadır. Davacı avukatın, davalı vekili olarak takip ettiği Çanakkale 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2006/1 Esas 2006/635 Karar sayılı tapu iptal ve tescil davasında 292 parseldeki taşınmazın eldeki davalının adına tesciline karar verildiği, dosya içerisindeki 07/04/2005 tarihli bilirkişi raporunda, taşınmaz 13/10/2004 tarihi için 24.586,31 TL değer tespit edildiği, dosyanın, 13/06/2007 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır. Az yukarıda anılan Avukatlık Kanunun ilgili maddesi ve taşınmazın tespit edilmiş değeri karşısında taraflar arasındaki sözleşmenin dava değerine göre tespit edilecek ücreti aşan kısmının geçersiz olduğunun kabulü gerekir. O halde mahkemece, bu husus değerlendirilerek sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün davalı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nın geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nın 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 25/11/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.