3. Hukuk Dairesi 2020/3300 E. , 2020/7064 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, daha önceden belirlenen 06/10/2020 duruşma günü için yapılan tebligat üzerine, temyiz eden davalı asil ve vekili Av. ... geldi. Karşı taraf adına gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı ve hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacılar, dava dışı ... aleyhine kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla gerçekleştirilen ... İcra Müdürlüğü’nün 2008/3645 Esas sayılı icra dosyasının takibi için; davalı ile aralarında avukatlık sözleşmesi yapıldığını, bu sırada borçlu ... tarafından davalı aleyhine ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2008/257 Esas sayılı dosyası ile menfi tespit davası açıldığını, bu dosyayı da takip ettiklerini, icra takibinin devamı sağlandıktan sonra, dosya borçlusunun ... ilindeki taşınmazlarının satışı için ... 6. İcra Müdürlüğü’nün 2009/6579 Talimat sayısına kayıtlı dosyanın da takibinin yapıldığını, yine ... 5. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2010/1151 Esas ve ... 1. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2010/1102 Esas sayılı dosyaları ile açılan ihalenin feshi davalarını da takip ederek kazandıklarını, bu şekilde kesinleşen satışlar sonucunda 450.000,00 TL’nin icra dosyasına gönderilmesinin sağlandığını, menfi tespit davası devam ederken ve kazanılacağı da belli iken davalının kendilerini haksız olarak azlettiğini, davalının ödemesi gereken avukatlık ücretini ödemediğini ileri sürerek; ... İcra Müdürlüğü’nün 2008/3645 Esas sayılı dosyası, ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2008/257 Esas, ... 1. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2010/1102 Esas, ... 5. İcra Mahkemesi’nin 2010/1151 Esas, ... Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2009/129 Esas sayılı dosyaları yönünden fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile her bir davacı için 50.000,00 TL olmak üzere toplam 100.000,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini istemişlerdir.
Davalı, davacıların tüm uyarılara rağmen görevi savsakladıklarını, ... ve ...’daki icra dosyası borçlusunun taşınmazlarındaki hacizlerin düştüğünü görünce, takip dosyalarına talep yazarak düşmelerini kendisinin engellediğini, menfi tespit davasının icra dosyasıyla ilgili olması nedeniyle aynı görev kapsamında ifa edileceğinin kendisine taahhüt edildiğini, davacıların ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2008/257 Esas sayılı dosyasında sadece iki duruşmaya girdiklerini, azlin haklı olduğunu savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, bozma üzerine davanın kısmen kabulü ile 75.261,07 TL"nin davalıdan tahsili ile davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş; hüküm süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1- Davacılar eldeki dava ile haksız azil nedenine dayalı olarak vekalet ücreti alacağının davalıdan tahsilini istemişlerdir. Davalı, davalıların görevlerini gereği gibi yerine getirmediklerini, icra dosyalarındaki hacizlerin düştüğünü ve kendisince yenilendiğini, menfi tespit davasının yalnız iki duruşmasına katıldıklarını ve azlin haklı olduğunu savunarak davanın reddini dilemiştir. Mahkemenin davanın kısmen kabulü ile 75.261,07 TL’nin davalıdan tahsiline ilişkin kararının davalı tarafından temyizi üzerine Yargıtay 13. HD’nin 23.02.2016 tarih ve 2015/28621 E.-2016/5634 K. sayılı ilamı ile; “...O halde davacı avukatlar tarafından ifa edildiği ileri sürülen hukuki hizmetin bir bütün olarak değerlendirilmesi ve bu doğrultuda azlin haklı olup olmadığı sonucuna varılması gerekir. Bununla birlikte mahkeme bilirkişi raporunu hükme esas alarak; hukuki hizmeti bir bütün olarak değerlendirmeden, vekillik ifa edildiği ileri sürülen dosyaları birbirinden bağımsız olarak değerlendirmek sureti ile bir kısım dosyalarda azlin haklı olduğu, bir kısmında ise azlin haksız olduğu sonucuna varmıştır. Hal böyle olunca Mahkemece öncelikli yapılacak iş, hukuki hizmet bir bütün olarak değerlendirilerek azlin haklı olup olmadığı hususunun irdelenmesi ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesidir. Mahkemenin değinilen bu yönü gözardı ederek eksik inceleme ve araştırma ile yetersiz bilirkişi raporuna dayanarak yazılı şekilde hüküm kurmuş olması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir...” gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir. Mahkemece, bozmaya uyularak yapılan yargılama sırasında alınan bilirkişi raporunda; hukuki değerlendirme niteliği taşıdığı gerekçesiyle azlin haklı ya da haksız olduğu yönünde görüş bildirilmemiş, azlin haklı olduğu kanaatine varılması durumunda hak edilen ücret daha önce ödenen tutar ile karşılandığından davacıların bakiye alacaklarının bulunmadığı, azlin haksız olduğu kanaatine varılması durumunda davacıların 151.337,14 TL ücrete hak kazanacakları yönünde görüş bildirilmiştir. Mahkemece, gerekçe olarak “genel toplamda vekalet görevini yürüttükleri ve sonuç aldıkları tespit edilen davacılara yönelik yapılan azlin haksız olduğu kanaatine varılmış,..” denilmek suretiyle soyut ifadelerle azlin haksız olduğu kabul edilmişse de, davalı tarafından ileri sürülen azil nedenleri incelenip değerlendirilmemiştir. O halde mahkemece, taraflar arasındaki öncelikli uyuşmazlık konusu olan, “azlin haklı olup olmadığı” hususu ile ilgili, davalının iş bu davada ileri sürmüş olduğu tüm azil nedenleri incelenip, değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
2- Bozma nedenine göre davalının diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenle davalının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nın 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 25/11/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.