7. Hukuk Dairesi 2014/13543 E. , 2015/516 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi : Konya 1. İş Mahkemesi
Tarihi : 23/05/2014
Numarası : 2013/195-2014/366
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi davalılar vekilleri tarafından istenilmekle, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
I-Davacı, davalı Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğünde kadroya geçmeden önceki dönem mevsimlik işçi olarak çalıştığı hizmetlerinin kıdemine sayılmadığını, 2011-2013 yıllarını kapsayacak 3. dönem TİS’in geçici 4. maddesi gereği önceki işyerlerinde geçen çalışmaların da davalı işyerinde geçmiş gibi kabul edileceğine dair düzenleme gereği derece ve kademesinin tespiti ile yeni derece ve kademesi dikkate alınarak ilk kadroya geçişlerinden itibaren TİS’den kaynaklanan ücret farkı, yıpranma primi, ilave tediye farkı ve ikramiye farkı alacağının ödetilmesini istemiştir.
Davalı, davacıya söz konusu hakların 2011-2013 yıllarını kapsayan TİS ile tanındığını, bu nedenle geçmişe yönelik olarak talebinin yerinde olmadığını, derece ve kademe tespitinde hata olmadığını, gerekli ödemelerin TİS’lere göre zaten yapıldığını savunarak, davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, davacının bilirkişi tarafından hesaplanan mevsimlik işçi olarak çalıştığı dönem yönünden hak ettiği derece ve kademenin tespitine, yeni derece ve kademeye göre 5 yıllık zamanaşımı süresi dikkate alınarak alması gereken ücret farklarının davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297. maddesi uyarınca, hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanına hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi zorunludur. Bu biçim yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereğidir. Aksi hal, hükmün infazında zorluklara ve tereddütlere, yargılamanın ve davaların gereksiz yere uzamasına, davanın tarafı bulunan kişi ve kurumların mağduriyetlerine sebebiyet verecek ve kamu düzeni ve barışını olumsuz yönde etkileyecektir.( Hukuk Genel Kurulu-2007/14-778 E, 2007/611 K sayılı kararı).
Somut olayda mahkemece, hüküm altına alınan alacaklar yönünden toplam rakam yazılmak suretiyle hüküm kurulmuştur. Ancak bu yazım tekniği, usul ve yasaya aykırıdır.
Mahkemece gerekirse davacıya talepleri tek tek açıklattırılıp buna göre her alacak ile ilgili ayrı ayrı hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde karar verilmiş olması hatalı olup bozma nedenidir.
II-Kabule göre de;
1-Davacının, derece-kademe tespiti doğru ise de, alacakların belirlenmesi aşamasında bilirkişi, 2007, 2008 ve 2009 yılların da ayrı ayrı derece artışı yaparak olması gereken derecesini belirlemiştir. TİS gereği iki yılda bir derece alması gereken davacının, neden her yıl “1” derece aldığı da rapor içeriğinde açıklanmamıştır. Bu durumda TİS"e aykırı derece tespiti yapılmış olması hatalıdır.
2-Davacının yasal ilave tediye alacağının 4857 sayılı Yasada düzenlenen ücret alacaklarından olmadığı, bu nedenle en yüksek banka mevduat faizine değil, davacının talebi de dikkate alınarak yasal faiz oranını aşmamak üzere en yüksek banka mevduat faizi ile tahsiline karar verilmesi gerektiği gözardı edilerek, yazılı şekilde karar verilmesi de yanlış olmuştur.
3-Davalıların yargılama giderinden sorumluluğun, HMK."nun hükümleri gereği sorumlu tutuldukları miktarların oranına göre belirlenmesi gerekirken davalı Belediyenin, sorumlu tutulduğu alacağın oranının tüm alacağa olan oranına göre daha fazla yargılama giderinden sorumlu tutulması da doğru olmamıştır.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalıların diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalı Belediye"ye, iadesine 26.01.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.