10. Hukuk Dairesi 2014/11435 E. , 2015/17158 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi : İş Mahkemesi
Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davacı Kurum ve davalılardan ... avukatları tarafından temyiz edilemsi üzerine temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Davacı Kurum, 19.01.2009 tarihli iş kazası sonucu vefat eden sigortalının hak sahiplerine bağlanan gelirlerin ve yapılan ödemelerin tahsili istemine ilişkin olup, davanın yasal dayanağı olay tarihinde yürürlükte olan 5510 sayılı Kanunun 23, 21/4 ve 76. maddeleridir.
5510 sayılı Kanunun süresinde bildirilmeyen sigortalılıktan doğan sorumluluk bakımından işverenin sorumluluğunu düzenleyen 23’üncü maddesi hükmüne göre; sigortalı çalıştırmaya başlandığının süresi içinde sigortalı işe giriş bildirgesi ile Kuruma bildirilmemesi halinde, bildirgenin sonradan verildiği veya sigortalı çalıştırıldığının Kurumca tespit edildiği tarihten önce iş kazası meslek hastalığı ve hastalık meydana gelmiş ise, sigortalıya ve hak sahiplerine yapılan veya ileride yapılması gereken her türlü masraflar ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değeri, 21 inci maddenin birinci fıkrasında yazılı sorumluluk halleri aranmaksızın işverene ödettirilecektir.
Sözü edilen madde ile işverenin kaçak işçi çalıştırmasının önlemesi amaçlanmış olup, maddenin düzenleniş şeklinden de açıkça anlaşılacağı üzere, 23’üncü maddeye göre işverenin sorumluluğu kusursuz sorumluluk ilkesine dayanır.
Anılan Kanunun 21’inci maddesinin dördüncü fıkrası, üçüncü kişinin sorumluluğunu düzenlemekte olup; buna göre, iş kazası, meslek hastalığı ve hastalık, üçüncü bir kişinin kusuru nedeniyle meydana gelmişse, sigortalıya ve hak sahiplerine yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değerinin yarısı, zarara sebep olan üçüncü kişilere ve şayet kusuru varsa bunları çalıştıranlara rücu edilebilecektir.
Üçüncü kişinin rücu alacağından sorumluluğu kusur sorumluluğu esasına dayanır. Bir başka ifadeyle; üçüncü kişi, ancak kusurlu bir hareketinin varlığı halinde rücu alacağından sorumludur.
Dosya kapsamına göre, sunulan Kurum raporunda alınan beyanlarda davalı ...’in usta olarak inşaatta çalıştığının beyan edildiği, iş müfettiş raporunda davalı işveren ...’in %50, inşaatta usta olan davalı Ahmet’in ise %10 kusurlu olduğunun bildirildiği, yine davalı ... aleyhine görülen ceza davasında itibar edilen kusur raporunda davalı Samet’in işveren olarak değerlendirildiği, hükme esas alınan kusur raporunda da iş müfettiş raporu ile uyumlu olarak davalı ...’in %50, davalı ...’in %10 kusurlu olduğu kanaatinin bildirildiği anlaşılmaktadır.
Mahkemece, yukarıda yapılan açıklamalar ışığında, sigortalının işvereninin davalı ... olduğu gözetilerek, üçüncü kişi olan davalı inşaat ustası ... yönünden 5510 sayılı Kanunun 21/4. madde hükmü uyarınca değerlendirme yapılarak hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu, davalı ...’in 23. madde uyarınca Kurum zararının tamamından sorumlu tutulmuş olması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenleridir.
O hâlde, davacı Kurum ve davalılardan ... avukatlarının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istem halinde davalılardan Ahmet Akmeşe"ye iadesine, 19.10.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.