Esas No: 2020/1954
Karar No: 2021/3326
Karar Tarihi: 25.05.2021
Danıştay 9. Daire 2020/1954 Esas 2021/3326 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
DOKUZUNCU DAİRE
Esas No : 2020/1954
Karar No : 2021/3326
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : ... Vergi Dairesi Müdürlüğü
VEKİLİ : Av. ...
KARŞI TARAF (DAVACI) : ...
VEKİLİ : Av. ...
İSTEMİN KONUSU : ... Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin ... tarih ve E: ..., K: ... sayılı kararının, temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: Davacı adına, sahte fatura düzenlemek suretiyle komisyon geliri elde ettiğinden bahisle takdir komisyonu kararına dayanılarak re'sen tarh edilen üç kat vergi ziyaı cezalı 2016 yılı gelir vergisi ile 2016 yılının tüm dönemleri için geçici vergi üzerinden kesilen üç kat vergi ziyaı cezasının kaldırılması istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... Vergi Mahkemesi'nin ... tarih ve E: ..., K: ... sayılı kararıyla; davacı hakkında düzenlenen ... tarih ve ... sayılı vergi tekniği raporunda yer alan tespitlerin değerlendirilmesinden; uyuşmazlık konusu dönemde yapılmış herhangi bir yoklamanın bulunmadığı, mükellefin hakkında sahte belge düzenlediklerine dair vergi tekniği raporu bulunan mükelleflerden mal alış oranının %52 olduğu, geri kalan mal alışlarının ise hakkında olumsuz tespit bulunan mükelleflerden yapıldığı yönünde tespit yapılmasına karşın, salt bir mükellef hakkında vergi tekniği raporu veya olumsuz tespit bulunmasından yola çıkılarak düzenlediği tüm faturaların sahte olduğu genellemesine ulaşılamayacağı, mükellefiyete ilişkin bir kısım ödevlerin yerine getirilmemesi, Ba-Bs formalarındaki ve defter kayıtlarındaki bir takım uyumsuzluklar yönünde yapılan diğer tespitlerin ise düzenlenen tüm faturaların sahte olduğuna ilişkin olayın gerçek mahiyetini ortaya koymaktan uzak olduğu, davacının düzenlediği faturaların sahte ve muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı olduğu hususunun açık ve somut bir şekilde ortaya konulmadığından varsayıma dayalı olarak yapılan tarhiyatta ve kesilen vergi ziyaı cezasında hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, cezalı tarhiyatın ve vergi ziyaı cezalarının kaldırılmasına karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: İstinaf başvurusuna konu Vergi Mahkemesi kararının hukuka uygun olduğu ve kaldırılmasını gerektiren bir neden bulunmadığı belirtilerek istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Davacı hakkında yapılan inceleme sonucu 2016 yılında düzenlediği belgelerin sahte olduğu tespit edildiğinden yapılan cezalı tarhiyatta hukuka aykırılık olmadığı iddiasıyla kararın bozulması istenilmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK ...'IN DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin kabulü ile Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dokuzuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY:Davacı adına, sahte fatura düzenlemek suretiyle komisyon geliri elde ettiğinden bahisle takdir komisyonu kararına dayanılarak re'sen tarh edilen üç kat vergi ziyaı cezalı 2016 yılı gelir vergisi ile 2016 yılının tüm dönemleri için geçici vergi üzerinden kesilen üç kat vergi ziyaı cezasının kaldırılması istenilmektedir.
İLGİLİ MEVZUAT :
213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 30. maddesinde re'sen vergi tarhı, vergi matrahının tamamen veya kısmen defter kayıt ve belgelere veya kanuni ölçülere dayanılarak tespitine imkan bulunmayan hallerde takdir komisyonları tarafından takdir edilen veya vergi incelemesi yapmaya yetkili olanlarca düzenlenmiş vergi inceleme raporlarında belirtilen matrah veya matrah kısmı üzerinden vergi tarh olunması şeklinde tanımlanarak, re'sen takdir sebepleri bentler halinde sayılmış, 6 numaralı bentte tutulması zorunlu olan defterlerin veya verilen beyannamelerin gerçek durumu yansıtmadığına dair delil bulunması re'sen takdir nedeni olarak kabul edilmiştir.
213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 3. maddesinin (B) bendinde; vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin esas olduğu, vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin yemin hariç her türlü delille ispatlanabileceği, ancak vergiyi doğuran olayla ilgisi tabii ve açık bulunmayan şahit ifadesinin ispatlama vasıtası olarak kullanılamayacağı, iktisadi, ticari ve teknik icaplara uymayan veya olayın özelliğine göre normal ve mutad olmayan bir durumun iddia olunması halinde ispat külfetinin bunu iddia eden tarafa ait olduğu hükümlerine yer verilmiştir. Aynı Kanunun 134. maddesinde ise vergi incelemesinden maksadın ödenmesi gereken verginin doğruluğunu araştırmak, tespit etmek ve sağlamak olduğu ifade edilmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Bölge İdare Mahkemesi kararının, geçici vergi üzerinden kesilen vergi ziyaı cezasının bir katını aşan kısımına ilişkin hüküm fıkrası usul ve hukuka uygun olup, ileri sürülen temyiz iddiaları kararın bu hususa ilişkin kısmının bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının, üç kat vergi ziyaı cezalı gelir vergisi ile geçici vergi üzerinden kesilen bir kat vergi ziyaı cezasına ilişkin kısmına yönelik ileri sürülen temyiz iddialarının incelenmesine gelince;
Yukarıdaki Kanun maddelerinin değerlendirilmesinden, vergilendirme işlemi yapılırken, Kanuna uygun olarak biçimlendirilen muamelelerin bu biçimselliğinin ötesine geçilerek, muamelenin tarafları arasında oluşan maddi ve hukuki ilişkinin gerçek mahiyetinin araştırılması gerektiği sonucuna ulaşılmaktadır. Kanun, gerçek mahiyetin ortaya çıkarılmasında yemin hariç her türlü delile izin vermiştir. Bu deliller, tarafların ikrarı, vergiyi doğuran olayla ilişkisi doğal ve açık bulunan tanık ifadesi, muamelenin taraflarının ekonomik ve ticari konumları, işyerlerinin durumu, arandığında bulunup bulunamamasına ilişkin tespitlerdir.
Davacı hakkında düzenlenen ... tarih ve ... sayılı vergi tekniği raporunda; mükellefin motorlu hafif kara taşıtlarının ve arabalarının sürücüsüz olarak kiralanması ve leasing faaliyeti ile iştigal ettiği, vergi dairesi kayıtlarında yoklama fişine rastlanılmadığı, 2016 yılı gelir vergisi beyannamesinde 62.131,99-TL ticari kazanç beyan ettiği, muhtasar beyannamelerine göre 2016/Ekim ila Aralık dönemlerinde birer asgari ücretli işçi çalıştırdığı, mükellefin 2016 yılında katma değer vergisi beyannamesine göre mal satış tutarının 4.195.544,00-TL (KDV dahil) olduğu, alışlarının 1.652.652,24-TL'lik kısmının Adana İlinin vergi mükelleflerinden olduğu, mükellefin Bs formunda ... adına 7 belge ile 160.030,00-TL satış tutarının gözüktüğü ancak söz konusu satış tutarının mükellefin ibraz ettiği satış faturalarında 10 adet belge ile 245.390,00-TL olduğu, yapılan karşıt tespite göre ise ... Ambalaj Kağıtçılık San. ve Tic. Ltd. Şti' nin mükelleften aldığı faturaların içeriğinin krome karton, ajanda, küp blok, krem karton, selefon parlak, mat selefon, garfik tasarım, spiral defter gibi emtialarından oluştuğu sahte belge düzenleme nedeniyle hakkında vergi tekniği raporu bulunan firmalardan aldığı emtia tutarının satılan malın maliyetine oranının %52,2 olduğu, bilançosunda kayıtlı taşıtının bulunmadığı, 2016 yılı envanter defterinde emtia stoklarına ilişkin kayıt bulunmadığı ancak yevmiye defterinin 227 nolu kapanış maddesinde 153 ticari mallar hesabına 1.383,92-TL kayıt yapıldığı, 2016 yılında alış faturaları arasında nakliye, elektrik ve su giderlerine ilişkin faturalara rastlanılmadığı, alım ve satımlarına ilişkin 7.584,00-TL gider yaptığı, bu giderin 2.400,00-TL'sinin ise mali müşavire yapılan ödeme olduğu, bu duruma ve 2016 yılındaki ticari faaliyetine ilişkin "2016 yılında reklam, matbaa malzemeleri alım, satım ve matbaa malzemelerinin işlemesi ile iştigal etmekteydim. Nakliye, elektrik ve su giderlerinin kayıtlarda yer almaması ise evrakları muhasebeye ulaştırmamızdan kaynaklanmaktadır. Bu gider belgelerini şu an size ibraz edemiyorum" şeklinde beyanda bulunduğu, mükellefin defter kayıtlarında 2016 yılında alım ve satım işlemlerine ilişkin hiçbir tahsilat ve ödeme yapılmadığı, bu durumun sebebi sorulduğunda mal alım ve satımında çek ve senetli tahsilat ödemelerinin olduğu ancak bunlara ilişkin belgelerin muhasebecilerine ulaştırılamadığı, bankalardan yapılan tahsilatlarda borçları nedeniyle ve ödeme yoğunluğundan dolayı bankada para tutmadıklarını, paralar yatar yatmaz hemen çektiklerini, genelde tahsilat ve ödemelerini elden yaptıklarını ifade ettiği, mükellef tarafından ibraz edilen banka kayıtlarına göre 1.000,00-TL ve üzeri yatırılan tutarların toplamı 182.740,00-TL olduğu, söz konusu bankaya yatırılan paraların tamamına yakının aynı saat içerisinde bankadan tekrar çekildiği, vadesi geçmiş ve rapor tarihi itibariyle ödenmesi gereken vergi aslı borcunun 145.054,60-TL, ödenen vergi tutarının ise 814,95-TL olduğu tespitlerine yer verilmiştir.
Yukarıdaki tespitlerin değerlendirilmesinden, davacının motorlu hafif kara taşıtlarının ve arabalarının sürücüsüz olarak kiralanması ve leasingi faaliyeti ile iştigal etmek üzere mükellefiyet tesis ettirdiği halde düzenlediği ve kullandığı fatura içeriklerinin krome karton, ajanda, küp blok, krem karton v.b emtialara ilişkin olduğu, 2016 yılında katma değer vergisi beyannamesine göre 3.555.546,00-TL tutarında mal satışı, 3.485.829,00-TL tutarında mal alışı yaptığını beyan ettiği halde alım satıma ilişkin olarak 7.584,00-TL gider yaptığı, 2.400,00-TL'sinin ise mali müşavire yapılan ödeme olduğu görüldüğü, alış faturaları arasında nakliye, elektrik ve su giderlerine ilişkin faturalara rastlanılmadığı, yaptığı yüksek satış tutarına rağmen ve alışlarının 1.652.652,24-TL'lik kısmının Adana İlinin vergi mükelleflerinden olmasına rağmen ödemelerde banka kanalının kullanılmadığı ve mükellefin 2016 yılında bazı matbaa ve baskı işi yaptığını beyan ettiği halde 2016/Ekim dönemine kadar hiç işçi çalıştırmadığı bu dönemden sonraki dönemlerde de birer işçi çalıştırdığı, Bs formu ile karşı tarafça beyan edilen tutar arasında uyumsuzluk olduğu, bilançosunda kayıtlı taşıtının ve envanter defterinde emtia stoklarına ilişkin kayıt bulunmadığı hususları göz önüne alındığında davacı tarafından düzenlenen faturaların sahte belgeler olduğu, ekonomik, ticari teknik kapasite ve konumunun, düzenlediği faturaların içeriğinde bulunan teslimlerde bulunmaya elverişli olmadığı sonucuna varıldığından davayı kabul eden vergi mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf başvurusunu reddeden, Bölge İdare Mahkemesi kararının üç kat vergi ziyaı cezalı gelir vergisi ve aslı aranmayan geçici vergi üzerinden kesilen bir kat vergi ziyaı cezasına ilişkin kısmında hukuka uygunluk bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalının temyiz isteminin kısmen kabulüne, kısmen reddine,
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle kabulüne ilişkin Vergi Mahkemesi kararına yönelik istinaf başvurusunun reddi yolundaki ... Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin ... tarih ve E: ..., K: ... sayılı kararının; geçici vergi üzerinden kesilen vergi ziyaı cezasının bir katını aşan kısımının ONANMASINA, üç kat vergi ziyaı cezalı gelir vergisi ile geçici vergi üzerinden kesilen bir kat vergi ziyaı cezasına ilişkin kısmının BOZULMASINA,
3. Bozulan kısım üzerinden yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın ... Vergi Dava Dairesine gönderilmesine, 25/05/2021 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.