14. Hukuk Dairesi 2016/11007 E. , 2019/3466 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 05.09.2013 gününde verilen dilekçe ile tapu iptal ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 24.03.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, tapu iptal ve tescil, mümkün olmazsa tazminat istemine ilişkindir.
Davacı vekili, mülkiyeti davalı ... ve dava dışı eşi ... ’a ait olan 26776 ada 40 parsel sayılı taşınmazda bulunan 1 ve 2 No"lu dükkan vasıflı bağımsız bölümler ile 3, 4, 5 ve 6 No"lu mesken vasıflı bağımsız bölümlerin tamamını müvekkili davacının 240.000,00TL karşılığında satın aldığını; bu taşınmazlardan 2, 4, 5, ve 6 No"lu bağımsız bölümlerin tapusunun davacıya devredildiğini, fakat davalı adına kayıtlı 1 ve 3 No"lu bağımsız bölümlerin, davalının tapuda işlemleri gerçekleştirmek maksadıyla yetkili kıldığı vekilini azletmesi sebebiyle davacı adına tescil edilemediğini, halbuki davacının bağımsız bölümlerin tümünü 240.000,00TL bedel karşılığında satın aldığını, bu bedeli 02.05.2013 tarihinde davalı ve eşi adına EFT ile gönderdiğini, dekontun açıklama kısmına ‘26776 ada 40 parselde bulunan 4 daire ve 2 dükkan için’ açıklamasını yazdığını, tüm bu sebeplerle davalı adına kayıtlı 1 ve 3 No"lu bağımsız bölümlerin tapusunun iptali ile davacı adına tescilini, bu mümkün olmadığı takdirde ise 2 bağımsız bölüme isabet eden 70.000TL’nin 02.05.2013 tarihinden itibaren işleyen yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, davacı ile davalı arasında iddia edildiği şekilde bir anlaşma olmadığını, taşınmazlara ilişkin işlemlerin tapuda yapılması gerektiğini, tapuda satışa ilişkin herhangi bir şerh olmadığını, 6 bağımsız bölümün 240000,00TL’ ye satılmasının hayatın olağan akışına uygun olmadığını, taraflar arasında böyle bir anlaşma olmadığını, davacının dekonta yazdığı açıklamanın davalıyı bağlamadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, satışın ancak resmi şekilde yapılacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
Somut olay incelendiğinde; davacının 1 ve 3 No"lu bağımsız bölümlerin tapusunun iptali ile adına tesciline yönelik talebinin mahkemece reddine karar verildiği görülmüştür. Ancak davacının tapu iptali ve tescil mümkün olmadığı takdirde tazminat talebi de olduğundan; terditli tazminat talebi yönünden de mahkemece inceleme, araştırma yapılması tarafların delillerinin toplanması, ondan sonra işin esasının incelenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş; hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16.04.2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi