23. Hukuk Dairesi 2016/6069 E. , 2019/4156 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın davalı ... yönünden reddine, diğer davalı ve dahil davalılar yönünden kabulüne yönelik verilen hükmün davalılar ... ve ... vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde dahili davalılar vekili Av. ... ve dahili davalılardan asil ... ile davacı vekili Av. ..."nın gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- KARAR -
Davacı vekili, müvekkili ile davalı yüklenici ... İnş. Ltd. Şti. arasında arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi düzenlendiğini, davalı şirket yetkilisinin, müvekkilinin yaşlılığından ve bilgisizliğinden faydalanarak, sözleşmeye konu parseli tapuda diğer davalı ...’a devrettirdiğini ileri sürerek, parselin tapu kaydının iptali ile müvekkili adına tescilini, bu talebin kabul edilmemesi halinde arsa bedeli için, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, 50.000,00 TL’nin davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Dahili davalılar, taşınmazı tapu siciline güvenerek iyiniyetle devraldıklarını savunarak, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, sözleşmeye konu taşınmazın devredildiği davalı ...’ın, yüklenici şirket yetkilisi ...’ın oğlu olduğu, davacının yaşı ve devir tarihi dikkate alındığında, tapu devrinin arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine dayalı olarak yapıldığının anlaşıldığı, her ne kadar sözleşme adi yazılı şekilde yapılmış ise de tapu devri ile birlikte sözleşmenin geçerli hale geldiği, yüklenici şirket sözleşmeden kaynaklanan edimlerini yerine getirerek tapuya hak kazanmadığından, ondan temlik yoluyla tapu devrelanların iyiniyet savunmalarının dikkate alınamayacağı ve kazanımlarının da korunmayacağı, kaldı ki taşınmazın rayiç değeriyle, üçüncü kişilerin tapuda ödediği bedeller arasında fahiş fark bulunduğu, sözleşmenin tarafı olmayan ve hali hazırda tapu maliki olmayan davalı ...’a husumet yöneltilemeyeceği gerekçesiyle, davalılardan ... hakkında açılan davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine, diğer davalılar hakkında açılan davanın kabulü ile tapu kaydının iptaline ve dava konusu taşınmazın davacı adına tesciline karar verilmiştir.
Kararı, dahili davalılar ... ve ... vekilleri temyiz etmiştir.
TMK"nın 1023. maddesinde tapu kütüğündeki kayda iyiniyetle dayanarak mülkiyet veya başka bir ayni hak kazanımı halinde üçüncü kişinin bu kazanımının korunacağı, 1024. maddesinde ise yolsuz tescili bilen veya bilmesi gereken üçüncü kişinin bu tescile dayanamayacağı hususları düzenlenmiştir.
Somut olayda, davacı arsa sahibi ile davalı yüklenici ... İnş. Ltd. Şti. arasında 11.09.2014 tarihinde adi yazılı arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi düzenlenmiş, bu sözleşmeye dayalı olarak dava konusu 14537 ada 1 nolu parsel 15.09.2014 tarihinde davalı ..."a tapuda devredilmiştir. Tapudaki devir işlemini davalı ..."a velayeten ... ve ... yapmıştır. Dava dışı ... aynı zamanda yüklenici şirketin yetkilisidir. Diğer bir anlatımla yüklenici şirket yetkilisi ..., sözleşmeye konu parselin, velayeti altında bulunan oğlu davalı ... adına devrini sağlamıştır. Bu devrin arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine dayalı olarak yapıldığı açıktır. Parsel aradan üç gün geçtikten sonra 18.09.2014 tarihinde ... tarafından, bu kez dava dışı ..."e, ondan da 04.03.2015 tarihinde davalılar ... ve ..."a tapuda devredilmiştir.
Dava konusu parsel, dava açılmasından sonra davalılar ... ve ..."a devredildiğinden, davacı tarafça, davanın adı geçenlere yöneltilmesi HMK"nun 125. maddesi hükmüne uygun olmuştur.
Dava konusu parsel üzerinde herhangi bir inşaat faaliyeti olmadığı, parselin tümüyle boş olduğu, tapuda halen arsa vasfında olduğu ve kat irtifakı tesis edilmediği ve ayrıca tapu kaydında sözleşme ya da davalıdır şerhi bulunmadığı anlaşılmıştır.
Davalılar ... ve ..., davalı yüklenici şirketin yapacağı inşaattan daire satın alan kişiler konumunda olmayıp, henüz hiç bir inşaat faaliyetine girişilmemiş, boş durumdaki ve tapuda arsa vasfındaki taşınmazı satın alan kişiler konumundadırlar. Tapu kaydı üzerinde herhangi bir sözleşme, inşaat ya da davalıdır şerhi bulunmadığından, adı geçen davalıların, davacı arsa sahibi ile davalı yüklenici şirket arasındaki ilişkileri bildiğinden bahsedilemeyeceği gibi davacının zararına hareket ederek ve muvazaalı bir şekilde taşınmazı satın aldıkları da iddia ve ispat olunamamıştır. Kanunun iyiniyete sonuç bağladığı durumlarda, asıl olan iyiniyetin varlığıdır. Bu durumda, tapu kütüğündeki kayda güvenerek, iyiniyetle mülkiyet iktisap eden davalılar ... ve ..."ın kazanımlarının korunması gerekir.
Bu durumda, mahkemece, davalılar ... ve ..."a yönelik tapu iptal ve tescil isteminin reddine, davacı tarafın terditli bedel istemi yönünden inceleme ve araştırma yapılarak, bu istem yönünden, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine dayalı olarak devraldıkları taşınmazı kısa süre sonra kötüniyetli olarak devrettikleri anlaşılan yüklenici ... İnş. Ltd. Şti ve ..."ın sorumlu tutulması gerekirken, yanılgılı gerekçeye dayalı olarak yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalılar ... ve ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, adı geçen davalılar yararına BOZULMASINA, vekilleri Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davalılar ... ve ... yararına takdir olunan 2.037,00 TL duruşma vekalet ücretinin, davacıdan tahsili ile anılan davalılara ödenmesine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz edene iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 10.10.2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.